Hayatta en pahalı şey tecrübedir. Çünkü kazanmak için önce kaybetmek gerekir...
KARAN SAYGINER:
"Aranan kalp bulundu.SAYGINER..."
Karşımdaki adama baktığımda ilk kim olduğuna ayıkamamıştım.
Esmer uzun boylu ela gözlere sahip biriydi.
Orta bir yaşta gibi dursada kırlaşmış saçlarından az çok 50 veya 55 yaş arası gösterdiği çok net belli oluyordu.Tabi giyiniş tarzıda farklıydı.
Zenginlik kokusu buram buram hastanenin her köşesine yayılmıştı.Yanımıza yanındaki bir kaç adamıyla yaklaştığında istemeden olsada vücudum da bir gerilme oluşmuştu.
Aramızda bir kaç mesefe kala durarak sessiz bir şekilde bana bakmaya devam etti.
Bende tabi.Nedense bu adamı bir yerden tanıyor gibiydim.Ona baktıkça bu tanıdıklık hissinin daha da çok artmaya başlamasına anlam veremiyordum.
Daha fazla sessizliğe dayanamayıp konuşmaya başladım.
"Kimsiniz?"
Dedim kaşlarımı çatarak.
Yanımdaki adam da benim gibi anlamaz gözlerle karşısında ki adama bakıyordu.Doktor ise bu gerilim hattını hissetmiş gibi ortalıktan kaybolmuştu.
Adamın dudaklarında alay barındırmayan bir gülümseme belirdi.
"Bir yabancı sadece."
Adamın ağzından çıkan bu kelimeler nedense benim hala dinmemiş öfkemi dahada körüklemeye yetmişti.
Yakalarından tutup kendime çektiğimde yanlarındaki adamların silahlarına davranmaları bir oldu.
Ama adam eliyle durmalarını emretti.
Tabi yanımda bulunan Soykan mıdır nedir beni durdurmaya çalışarak konuştu."Burası hastane sakin ol lütfen.
Adamı bırakta ne istediğini öğrenelim ilk önce....Neyran için."
Dedi beni sakinleştirmeye çalışarak.Söz konusu Neyran olduğunda sakinleşmem gerektiğini biliyordum.
Ama bu adamın gelip karşımda abuk subuk konuşmasını ve daha yarım saat öncesi olayı ele alırsak sinirlenmem gayet normaldi.
Bi de bu adamın aranan kalp bulundu demesi vardı.
Sahi gerçekten kalp bulunmuş muydu?Eğer bulunduysa bu adam tarafından ki ben buldum diyordu.Ve bunu yüz hatlarıyla da olsun belli etmekten hiç çekinmiyordu.
Benimse anlamadığım tek konu bu adam kimdi ve bize durduk yere neden yardım ediyordu.
Zaten Neyranı banyoda öyle cansız bir şekilde suyun içinde yattığını gördüğümden beri aklım pek yerinde falan değildi.
Birde bu olayların üst üste gelmesi kafamın içini karman çorman bir hale sokmuştu.
Öfkemin yatışması için derin bir nefes aldım.Galiba ben bir şeyleri düzeltmeye çalışırken daha da çözülemez bir hale getiriyordum.
Şu an sanki bir bataklık beni içine çekiyor gibiydi.Ve ben çırpındıkça ölüm benim için kucak açıp bekliyordu.
Çocukken olduğu gibi sorunlar artık peşimi bırakmıyordu.
Ve ben kafayı yemek üzereydim.Yavaşça doğrusu yorgun bir şekilde sandalyeye oturdum.
Soykan da benim sessizliğimi bir kabulleniş olarak algılayıp konuyu kendisi ele aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ ÇUKURU
RomanceAdı gibi cehennemdi Neyran.Geçtiği yerlerde enkazlar oluşturuyordu.Ta ki karanlığın dibinde bulunan koyu kahve gözlere rastlayana kadar... Kendi bataklığında boğulan bir adamdı Karan.Yeraltı dünyasında acımasız bir katil olarak anılırdı.Şu ana kadar...