Seven

9.7K 859 752
                                    

"A day at the Min's house"

Jk-7 Th-9 Hs-12

"Ben daha 7 yaşındayım. Neden bu kadar ödev var?"

Min Yoongi 'ödevleri' yüzünden mızmızlanan oğluna gözlüklerin üstünden bakarak sessizce kıkırdamıştı.

Min kanında hep isyankar bir taraf olmuştu.

Şimdi ki ise isyankar bir tavşandı.

Son düşüncesine dayanamayıp seslice güldüğünde oğlu hâlâ daha oflamaya devam ediyordu.

"Daegu'nun asiliği de geçmiş kanına." diye kendince mırıldandı.

"Doğrusu Busan'ın asiliği olacak."

Arkasından sinsice gelip konuşan eşiyle yerinde sıçradı.

Elini kalbinin üstüne koyup, yüzünde oluşabilecek en korkunç ifade ile ona bakmaya çalıştı.

Jimin gözlerini kısmış - ki neredeyse gözleri kapanmış şekilde - ona bakıyordu.

Eh, Min'lerin evinde ki kırmızı çizgi kesinlikle küçük Jeongguk'un nereli olduğuydu (?)

"Busan mı? Güldürme beni. O yüzde yüz Daegu çocuğu."

Yoongi yaklaşık 10 yıl önce ensesine yaptırdığı 'D-boy' dövmesinin karıncalaştığını hissediyordu.

Min Jimin normalde tatlı, güler yüzlü ve şirin bir adam olduğunu herkes rahatlıkla onaylayabilirdi. Tek bir konu hariç.

Kısık gözlü adam aniden çirkefleşti.

"Demek 'güldürme beni' ha? Sen Busan'ın kölesi ol be Daegu'lu sokak kedisi!"

Jeongguk aşina olduğu bu ağız dalaşına son vermek istercesine salonun diğer ucundan bağırdı.

"Ben Seul'de doğdum!"

İki yetişkin - yetişkin demek ne kadar doğru olur tartışılır tabi.- ona dönerek sinirle söylendi.

"Sen karışma!"

.............

Yemek masasına otururken çoktan sıradan olan tartışma unutulmuş, Min'ler kendi aralarında konuşmaya dalmışlardı.

"Jiminie bu ne böyle?"

Jeongguk'un hâlâ daha Jimin babasına 'baba' deme gibi bir alışkanlığı yoktu. Hoş, Jimin zaten bunu problem yapmıyordu.

"Mhm bunun tarifini Jin hyung vermişti. Ev yapımı köfte? Sanırım bu."

Yoongi önündeki tuhaf şekilli 'köfte' ye bakıp yutkundu.

Tanrı'ya dua ederek çatalı yardımıyla küçük bir parça aldı.

2 çift göz onun vereceği tepkiyi bekliyordu.

Tek fark Jeongguk endişe ile Jimin ise merakla bekliyordu.

Yoongi eşine gülümsedi ve oğlunun bacağını ayağı ile dürttü.

Evet, bu yenilebilir demek.

Baba-oğlun arasındaki bu şifleme genelde Jimin yeni bir yemek denediği zaman aktifleşiyordu.

Güzel geçen yemeğin Jeongguk odasına uçarcasına çıktı.

Pencerenin pervazına kollarını yaslayıp karşı evin perdesinin aralanmasını beklemeye başladı.

Her zamana ki gibi tam 19.30'da o perde sonuna kadar açıldı.

Taehyung ve Hoseok kocaman bir gülümseme ile pencerenin ardından ona bakıyordu.

Onlara özlemle bakıp el salladı.

Kolunun ve bacağının kaşındığı hissederken Taehyung'un bir kağıda bir şeyler yazdığını gördü.

"Ne zaman iyi olacaksın? Seni çok özledik."

Yaklaşık 1,5 haftadır Jeongguk su çiçeği çıkardığı için görüşemiyorlardı. Ve eh, bu onlar için baya uzun bir süreydi.

Gözleri solunda bulunan kağıtlara gitti ve o da hızla birkaç kelime yazdı.

"Yoongi babam yakında iyi olacağımı söyledi." ardından kocaman harflerle ekledi. "VE BENDE SİZİ ÇOK ÖZLEDİM."

Bir süre - kağıtlar bitene kadar- konuştuktan sonra, en birbirlerine iyi geceler dinledikten sonra her 2 evinde perdesi kapandı.

.............

Ertesi gün kalktığında son günlerin aksine kendini daha iyi hissediyordu Jeongguk.

Enerjik bir şekilde banyoya gidince aynada gördüğü aksiyle mutlu bir çığlık attı.

Sonunda bütün o kırmızı benekler solarak neredeyse yok olmuştu!

Heyecanla banyodan çıkıp babalarının odasına koşmaya başladı.

Kapıyı çalmadan hızla odaya girdiğinde önce kısa bir çığlık ardından ise bir düşme sesi gelmişti kulağına.

Babası dağınık siyah saçları ve irice açılmış gözleriyle yatağın ucuna eğilerek yere bakıyordu.

"Jimin iyi misin?"

"Hıhı."

Jeongguk tam olarak olanları anlamasa bile ona komik gelen bu duruma kahkahalarla güldü.

Kuş yuvası misali pembe kafası yatağın kenarından göründü Jimin'in.

Açıkçası Jeongguk'da onun kızarmış alnı ve yanaklarını görünce endişelenmişti.

"Jiminie iyi misin?"

Yoongi'nin yanına geri çıkarken yanlarına gelen oğluna utançla gülümsedi.

"İyiyim bebeğim endişelenme."

Jimin oğlunun yüzünü görünce yüzündeki sırıtmanın nedenini anladı.

Ama o bir şey diyemeden eşi esneyerek konuştu.

"Hey şampiyon yüzündeki kırmızı benekler gitmiş gibi duruyor."

Jeongguk onların ortasına yerleşirken mutlulukla şakıdı.

"Eveeeet sonunda! Artık Tae ve Hobi hyungun yanına gidebilirim değil mi?"

Yoongi oğlunun yumuşak saçlarını karıştırdı.

"Sanırım evet."

Jeongguk kahkalarla yerinden kalktı ve yerinde zıplamaya başladı.

"Beni ararsanız onlarda olacağım!"

Hâlâ devam eden neşeli kahkalarıyla hızla odadan çıktığında Jimin sırıtarak Yoongi'ye yaklaştı.

"Ee Jeongguk gelmeden önce yaptığımız şeye devam etmek ister misin kedicik?"

Cerrahın peşinde koşmaktan bölüm atmaya fırsat bulamadım bir türlü :'

Cerrahın peşinde koşmaktan bölüm atmaya fırsat bulamadım bir türlü :'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

               Ccc Lila gidiyor Ccc


So Perfect ✔ Bangtan Fam. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin