So Perfect ✔ Bangtan Fam.

Ten

Merhabalar,nasılsınız? Umarım her biriniz benim aksime iyidir.

Öncelikle son zamanlarda devamlı bir çöküşte olduğumu bilmenizi istiyorum. Bu yüzden geç gelen bölümler ve bunun gibi şeyler için sizden özür dilerim.

Ben yalnızca 16 yaşında normal diyebileceğim bir lise öğrencisiyim. Sizlerinde bu yaşlarda olup, beni anlayacağınızı düşündüğüm için bunu yazıyorum zaten.

Son zamanlarım kaldığım dört duvarın arasından kaçmaya çalışmakla geçti. Ama ne yaparsam yapayım her saniye daralan bu duvarların arasından çıkamıyorum.

Bu yüzden kendime burada bir dünya kurdum.

Ve bu dünya tamamen yazdığım yazılar ve ezberlediğim seslerden ibaret.

Bunları yazmak benim en sevdiğim şey. Aynı şekilde sizin tarafınızdan okunması da.

Belki hiç kimse dikkate alıp burayı okumayacak ama yine de size teşekkür ederim.

Sizler de benim küçük dünyamın birer sakinleri oldunuz.

Şimdi, herkese iyi okumalar!

"Piano, dad & son"

Jk-9  Th-11  Hs-14

"Gülümseyin."

Fotoğrafın çekildiğini belirten sesi duyduklarında yüzündeki gülümsemeyi hızla bozmuştu Jeongguk.

Bütün gece boyunca gülümsemekten yanakları ağrıyordu.

Böyle ortamları sevmiyordu işte. Niye hâlâ buradaydı ki?

Oflayarak boş olan masalarına geçti.

En az her 2 ayda bir düzenlenen şirket balolarından birindeydiler yine.

Burası onu sıkıyordu. Gerçekten sıkıyordu.

Etrafında olanlar hep aynıydı. Değişen tek bir şey bile yoktu ki!

Herkes gerçek gülüş ve samimiyetden eksik gecenin sonuna kadar sohbet ediyordu yalnızca.

Böyle günleri düzgünce atlatmasını sağlayan genelde TaeTae'si ve Hoseok hyunguydu ama onlar şuan Seokjin hyungun annesi hastalandığı için Gwacheon'dalardı.

Jeongguk tekrar ofladı ve masadaki meyve suyuna uzandı.

Babaları yanına gelmişti ama hâlâ daha yanlarında tanımadığı insanlar vardı.

O öylece kendi halinde takılırken Yoongi oğlunun asık suratını fark etmişti.

Böyle yerleri sevmediğini biliyordu. Kendiside pek sevmezdi zaten.

Eşine ve diğerlerine gülümseyerek onların yanından ayrıldı.

"Sıkılıyor gibiyiz sanki?"

Jeongguk bezgince başını salladı.

"Gibi değil direk sıkılıyorum ben."

9 yaşındaki bir çocuğa göre olmayan konuşması Yoongi'nin küçük bir kahkaha silsilesine yakalanmasına sebep olmuştu.

Dudaklarını büzerek ona bakan minik tavşanının saçlarını karıştırdı ve eliyle salonun diğer ucundaki beyaz piyanoyu işaret etti.

"Ne dersin bakalım?"

Yapacak daha iyi bir şeyi yoktu sonuçta.

Baba - oğul birlikte pianonun başına geldiler. Aslında.. Jeongguk şimdiden bundan keyif almaya başlamıştı.

İkisi yanyana oturduklarında Jeongguk ne çalacaklarını sormak için babasına döndü.

Yoongi oğlunun kulağına fısıldadı.

"Seesaw'u hatırlıyorsun değil mi?"

Seesaw, Yoongi'nin yıllar önce yazdığı onlarca şarkıdan birisiydi. Lise yıllarında Jimin ile olan 'inişli çıkışlı' ilişkileri üzerine kaleme almıştı. Her ne kadar ayrılık şarkısı gibi görünse de yıllardır Jimin'in favorisi olan bir şarkıydı.

Hatta Jeongguk piyano çalmayı öğrendiğinde bu şarkıyı da çalmayı öğrenmesi için çokça ısrar etmişti.

Jeongguk başını salladı ve parmaklarını tuşlarının üzerine konumlandırdı.

Yoongi'de ona uyarak parmaklarını beyaz tuşların üzerine koydu ve yavaş bir melodinin büyük salonda yayılmasına izin verdi.

(Y/n medyayı burada açabilirsiniz.)

İlk başta sadece yakınların ki birkaç kafa dönmüştü onlara. Daha sonra işin içine Yoongi'nin güzel sesi de girdiğinde neredeyse tüm salonun dikkati onların üstünde toplanmıştı.

Bu tarz etkinliklerde pek alışılagelmiş bir şey değildi bu yapılan.

Bu yüzden bu güzel ikiliyi hayranlıkla izleyenlerler kadar bu anı ölümsüzleştirmek videoya çeken de vardı.

Min'lerin küçük gösterisi sona erdiğinde salondaki herkes onları taktir ederek alkışlıyordu.

Bu kaçamağın ardından Jeongguk'tan dalga dalga yayılan neşe Yoongi'nin de kocaman gülümsemesini sağlamıştı.

İkili Jimin'in yanına geri döndüğünde onun yüzünde gördükleri gurur ve heyecan ile daha da gülümsedi.

"Tanrım mükemmeldiniz! Bende bir ara buna katılmak istiyorum."

Gecenin devamında da bu tatlı şovun etkisi sürmeye devam ederken Jeongguk ilk defa böyle bir yerde daha çok eğlenmişti.

Yoongi'nin vokaline ölüyorum. Cidden ölüyorum.

Daha Shadow'un etkisinden çıkamazken Black Swan içimden geçti zaten birde.

#PrayForLila

Öhöm *öksürük efekti*

11'i bugün içinde atmaya çalışırım.

Ccc Lila ama mutsuz gidiyor Ccc