Thirty Two

3.2K 232 179
                                    

Merhaba güzellikler. Tahmin ediyorum ki önceki bölüm sizi tatmin etmedi bunun için üzgünüm. Dün benim için gerçekten kötüydü. Fazlaca yorgun, öfkeli ve üzgündüm olanlardan dolayı. Ve evde de olaylar birazcık karışık. Bazen nefes alacak zaman bile bulamıyorum. Bunu yazdığım şeylere yansıttığımı hissediyorum bunun için sizden çok özür dilerim. Sadece kendimi iyileştirmeye çalışıyorum ve bu konuda tek yapabildiğim bir şeyler yazmak burada. Her neyse sizinde canınızı sıkmak istemiyorum. Modumuzu daha da  düşürmeden yeni bölüme geçelim ha :)

İyi okumalar dilerim!

"Jeju Island & Halla Mountain "

Jk-26 Th-28

"Sevgilim giyer misin montunu lütfen?"

Taehyung kucağında neşeli sesler çıkaran bebeğine gülümserken bir yandan da büyük bebeğine iyice giyinmesini söylüyordu.

Jeongguk mızmızlanarak montunu giydi. Ona göre hava o kadar soğuk değildi yani. Fakat bu düşüncesi arabadan indiği anda hızla değişti. Tamam dışarısı gerçekten soğuktu.

"Sabit durda bereni takalım Jungwoo-ah. Üşütmeni istemiyorum."

Elini ağzından bir saniye bile ayırmayan bebekleri sanki babasını anlarmış gibi sakince durdu. Taehyung önce küçük pembe bereyi daha sonra da minik eldivenleri güzelce giydirdi ona. İşini bitirdikten sonra dayanamayıp birkaç öpücük kondurdu kızarmış beyaz yanaklı miniğine.

"Güzelim sende bereni tak hadi. Kulakların şimdiden kızardı."

Jeongguk kulaklarını ovuşturdu ve beresini kafasına geçirdi. Biraz soğuk olsa da geldikleri yere değerdi bu.

Ailecek vakit geçirmek için birkaç gündür Jeju'dalardı. Gelmişken her yeri gezmeye çalışıyorlardı. Bugünde Halla dağındalardı. Jeongguk heyecanla öne atıldı.

"Her seferinde geldiğimiz yerlerle ilgili bilgileri sen veriyorsun Tae, bu sefer dersime çalıştım. Bunu ben yapacağım!"

Taehyung çocuk gibi olan sevgilisine kıkırdadı ve merakla etrafını izleyen Jungwoo ile onun yanına geldi.

(y/n Lila ile bilgilenme saati snfkdkslg)

"Öncelikle bulunduğumuz Jeju adasının kalbinde olan bu dağ Güney Kore'nin en yüksek dağıdır ve kendisi sönmüş bir volkan. "

Taehyung şakadan abartılı bir tepki verdiğinde bu haline güldü ve heyecanla anlatmaya devam etti Jeongguk.

"Hm buraya Hallasan denilmesinin yanı sıra 'Galaksiyi çekecek kadar yüksek olan dağ' anlamına gelen Mt. Yeongjusan'da denilmekte. Bölgenin jeolojik değeri bilim insanları için oldukça yüksekmiş. 1970 yılında ulusal park olarak ziyaretçilere açılmış. UNESCO Dünya mirası listesinde bulunan bu güzel dağın zirvesinde de bir göl bulunuyor. Oh, bu kadardı. Nasıl anlattım ama?"

Taehyung boşta olan elini onun beline yerleştirdi ve kendine çekerek sevimli eşini öptü.

"Mükemmeldin Gguk. Beni etkiledi bilgilerin."

Jeongguk burnunun kırışmasını sağlayacak kadar güldü. Her seferinde Taehyung anlatacak değildi ya?

"Öyleyse gidip şu gölü bulalım hadi!"

Zirveye uzanan patika boyunca ilerlemeye başladılar. Soğuk olsa bile bir şekilde baharın gelişi canlandırmıştı doğayı. Küçük oğullarının ilgiyle izlediği kadar kendileride büyük bir ilgi besleyerek devam ediyorlardı.

"Woo-ah! Her yer çok güzel değil mi aşkım?"

Jeongguk'un heyecanlı sorusuna karşı Jungwoo'da ellerini sallayarak anlamsız birkaç ses çıkardığında Taehyung'la beraber buna güldüler. Çoğu zaman onunla konuşmayı seven Jeongguk bir şekilde küçük pandasının onu anlar gibi olan halini görmeyi seviyordu.

So Perfect ✔ Bangtan Fam. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin