Bölümün Yayınlanma Tarihi: 04/01/2020
Mi Young
''Bak bunu denemelisin'' Seulgi'nin elindeki beyaz, renkli çiçekli dizlerin bir kaç santim üzerinde olan elbiseye baktım. Beyaz rengi görünce aklım ister istemez arafa gidiyordu, araftayken karşılaştığım her insan her melek bembeyaz bir kıyafetlerle yanımdan geçip gidiyorlardı. Beyazın masumluğunu simgelediğini duymuştum ama masumluğun yanı sıra ölen insanlarda beyaz kefenlere konuluyordu.
Bir insanın kefeni olan beyaz, neden masumluğu simgeler ki? Ya da evlenen kadınlar neden beyaz giyinir ki?''Beğenmedin mi?'' başımı iki yana salladım. ''Beğendim hatta bayıldım ama beyaz giymek istemiyorum'' dedim. Seulgi anlayışla gülümsedi ve beyaz elbiseyi aldığı yere geri koydu ve onun yanındaki mor elbiseyi çıkardı. Ne çok koyu ne de çok açık bir mordu böyle tam sevilecek türden bir mor renkti. Sadeydi, diğer elbiseye göre daha kısaydı, ince askılıydı.
''Bu güzelmiş'' dedim. Mor rengi severim, baktıkça insanın içini açan bir renkmiş gibi geliyor bana. Elbiseyi elime tıkıştırıp, sırayla bir sürü elbise seçip, beğenerek aldı ve hepsini elime sıkıştırıp: ''Sen bunları dene bende bunları deneyeceğim'' dedikten bir saniye sonra önüne gelen tüm elbiseleri alıp, kocaman sırıttı.
''Cidden mi? Bakmadın bile!'' güldü ve göz kırpıp: ''Tatlım ben ne giysem yakışır, dünyanın en çirkin elbisesi bile üzerimde bir hazine gibi durur ama tabii ki de sen dünyanın en kötü elbiselerini denemek zorunda değilsin, sana masum ve güzel kıyafetler yakışır. Bir melekmişsin gibi o elbiseler seni sarıp sarmalar, diğer elbiselerde sana yakışır ama gösterişe gerek yok değil mi?'' dediğinde gülümsedim. Fazla anlayışlı, fazla düşünceli bir hareketti. Ona teşekkür ederek ikimiz beraber yan yana olan kabinlere girdik, elbiseleri asıp, perdeyi çektikten sonra Seulgi'nin heyecanlı sesi kulaklarıma ilişmişti: ''Bir elbiseyi denedikten sonra denediğini söyleyerek dışarı çık bende denediğim elbiseyle dışarı çıkacağım''
''Nasıl emrederseniz prensesim'' dedim kıkırdayarak. Seulgi'de kıkırdayarak: ''Teşekkürler küçük prenses'' dedi. Gülüp, başımı iki yana salladım. Seulgi gerçekten hayran olunacak bir insandı, keşke onun gibi olabilsem keşke onun gibi karşılıklı, güzel bir aşka sahip olabilsem. Onu kıskanmıyorum, bir insanı kıskanmak haddim bile değil -henüz değil- onun adına gerçekten mutluyum hem de çok ama keşke Taehyung'ta beni Jimin'in Seulgi'yi sevdiği gibi sevse.
Ah! Ne diyorum ben ya? Kendine gel Mi Young ve Taehyung'u birkaç saatliğine aklından çıkarıp şu anın tadını çıkar. Aynen! Sadece şu anın tadını çıkaracaktım, onu daha sonra da düşünebilirim. Elbiselere döndüm gözüme ilk çarpan elbise Seulgi'nin bana verdiği mor elbiseydi onu alıp, inceledikten sonra üzerimdekileri çıkarıp, elbiseyi giyindim ve aynadan kendime baktım. Elbise beni bambaşka biri yapıyordu, elbise beni ben yapıyor gibi.
''Giyindim'' diyerek perdeyi açıp kabinden çıktım. Seulgi'de çıktığında hayranlıkla ona baktım bana gösterdiği beyaz elbiseyi denemişti içinde tam bir melek gibiydi.
''Mi Young, elbise sana çok yakışıyor. Daha fazla elbise denemelisin kesinlikle!'' dediğinde onun güzelliğinin etkisinden zorlukla kendimi çekip aldım. Kocaman gülümseyip: ''Sanırım beni ben yapan şeylerden bir tanesi elbise'' dedim. Buna dakikalar geçtikçe daha çok inanıyordum, Seulgi elimi kavrayıp: ''Bizi biz yapan şey bir şeyler değil...'' elini kalbimin üzerine koyup: ''Buradaki şey bizi biz yapan, o bir şeyler sadece kalbimizden geçenleri dışarı vurmamızı sağlayan bir şey. Bunu sakın unutma tamam mı?'' onu onayladığım da koluma pat pat vurarak: ''Şimdi bir diğer elbiseyi dene'' dedi ve benden önce kendi kabinine girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araftaki Kalp | Kim Taehyung | ✔️
FanfictionTAMAMLANDI ✔️ Doğduğu günden beri arafta sıkışmış bir genç kız, Ya araftaki ışığı takip ederek ruhunu cennettin sonsuzluğuna teslim edecekti, Ya da ona dokunmadan onu sevecek birini bularak yavaş yavaş insana dönüşecekti... *Wattpad'e İlk. Başlama T...