0.8

814 94 66
                                    

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 28/10/2019

Medya Han Sung

Mi Young

Güneşin sıcak dokunuşları yüzüme değerek beni hem rahatsız ederek hem de huzursuz hissederek gözlerimin aralanmasına neden olmuştu. Güneş ışınları direk gözüme geldiği için elimi kaldırıp, gözlerimin önüne siper ettim. Dört parmağımı birleştirip, ortasında boşluk kalacak şekilde açarak masmavi gökyüzüne kısa bir bakış attım.

Güzeldi, hava her şeye rağmen güzeldi... belki de ben iyi hissettiğim için güzeldi, çünkü kendimi kötü hissettiğim anda hava bana destek olurcasına kötüydü ama güzeldi.

Tıklanan kapıyla doğrulup: ''Efendim?'' dedim. Taehyung hafif kapıyı aralayıp, kafasını aralığın içinde içeriye doğru uzatıp, gözlerini gözlerimle buluşturarak: ''Uyandın mı? Yoksa ben mi uyandırdım?'' küçük bir tebessümle: ''Senden bir bir dakika önce uyanmıştım merak etme'' dedim. Gülümseyip, başını aşağı-yukarı sallayarak: ''Güzel, o zaman gel kahvaltı edelim'' guruldayan karnımla elimi hızlıca karnımın üzerine koydum ve Taehyung'un duymadığına umut ederek ona baktım. Dudaklarını gülmemek için birbirine bastırmıştı, duymuştu! 

''Hemen geliyorum, izninle'' bir şey demeden kapıyı kapattığında karnıma saydırarak örtüyü üzerimden atıp, odadaki banyoya ışık hızıyla girdim ve rutin işlerimi hallederek çıktım, üzerime Seulgi'nin bana verdiği elbiselerden bir tanesini geçirerek aynalı masanın önüne geçtim, makyaj yapmayı Taehyung'un bana izlettirdiği videolardan hızlı bir şekilde kapmıştım. Belki bu kadar kısa sürede işi kapmam garip gelse de o kadar hevesliydim ki kapmıştım. Zaten hevesim sayesinde her şeyi kapmayı başarıyordum.

Hafif bir makyaj yaparak, saçlarımı açık bıraktım ve elimle düzelterek 'Çiçek' kokulu parfümü alıp üzerime sıkıp, son kez aynadan kendime bakarak odadan çıktım.

Taehyung arkası dönük bir şekilde masada oturuyor ve hazırladığı kahvaltıya gömülmüş bir şekilde tıkanıyordu, bu haline gülümseyerek: ''Günaydın'' diyerek karşısına oturdum, bakışları bana kaydığı gibi deli gibi öksürmeye başlamıştı. Önümdeki içi su dolu olan bardağı kavrayarak ona uzattım, bardağı elimden alıp kafasına diktiğinde oturduğum yerden kalkarak yanına gidip, sırtını sıvazlamaya başladım. Jimin ve Hoseok öksürdüğü zaman Seulgi ikisine de böyle yaparak, öksürüklerinin geçmesini sağlamıştı.

Taehyung'un da öksürüğü yavaş yavaş geçtiğinde bir kez daha sırtını sıvazlayarak: ''Yavaş ye'' deyip tekrar yerime oturmuştum. Peçetesini eline alıp, ağzını sildikten sonra parmağıyla beni gösterip: ''Sen, çok farklı gözüküyorsun'' demişti sadece. Makyaj ve elbiseden olmalıydı!

''Teşekkürler'' diye mırıldanarak karnımın bir daha guruldamasına izin vermeden bir şeyler atıştırmaya başladım.

''Yakışmış'' dediğinde gülümseyerek ona tekrar teşekkür ettim. 

* *

Kahvaltımız bittiğinde Taehyung'a yardım ederek sofrayı hızlıca toparlamıştık. Geriye sadece bulaşıklar kalmıştı. Taehyung beyaz makineye kısa bir bakış atıp, ayağıyla vurarak: ''Lanet olası bulaşık makinesi yine bozulmuş! Anlamıyorum, bin defa tamirci gelip baktı ve düzeltmesine rağmen yine aynı şey oluyor'' dediğinde onu dinlemekten çok bakışlarım ayağına kaymıştı. Neden kendine zarar veriyordu ki?

''Ayağın acımadı mı?'' diyerek yere çömeldiğimde o da hızla yere çömeldi ve ellerimi kavrayarak kendisiyle beraber beni de ayağa kaldırıp: ''Acımadı merak etme ve biri bir yerini vurduğunda her zaman o kişilerin yardımına koşma. İnsanlar masum görülebilir ama kimse göründüğü kadar masum değildir'' demişti. Gözlerimin içine fazla derin bakıyordu, beni gerçekten umursuyordu. Oysa ilk başlarda beni çokta takmaz ve görmemezlikten gelirdi. Acaba Na Mi yüzünden mi öyle yapıyordu?

Araftaki Kalp | Kim Taehyung | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin