0.5

906 112 28
                                    

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 02/08/2019

Mi Young

''Artık yataktan çıkabilir miyim?'' yarama yaptığı pansumanını bitiren Seulgi'ye bakarak. Pansuman eşyalarını tek tek çantaya koyduktan sonra ayağa kalktı ve bana elini uzattı.

Uzattığı elini kavradığımda: ''Hadi kalk'' dedi. Yüzümde genişleyen kocaman gülümsemeyle doğrulup, ayağa kalktım. Yaram hafif sızlıyordu, ayaklarım uzun bir süredir yürümediğim için karıncalanmış ve uyuşmuşlardı. 

Dengemi korumak amacıyla boştaki elimi Seulgi'nin omzuna koymuştum. Bir kaç saniye pozisyonumu bozmadan duraksadım.

''İyi misin?'' uyuşan ve karıncalan ayağım düzeldiğinde doğrularak başımı olumlu anlamda salladım: ''Hiç olmadığım kadar'' dedim. 

''Güzel o zaman beraber yemek hazırlarız değil mi? Bizimkiler geldiğinde fazlasıyla aç olacaktır.'' dedi. Elini bırakıp, bakışlarımı ondan kaçırdım.

''Sorun ne?''

''Ben yemek yapmayı bilmiyorum, hata mutfağa dair pek bilgim yok'' dedim. Seulgi gülerek başını iki yana salladı ve yanıma gelip, koluma girerek: ''Cidden dert ettiğin şey bu mu? Karşında ben varım güzelim, sana hem mutfağı tanıtacağım hem de yemek yapmayı öğreneceğim. Zor değil, yapman gereken tek şey telefonundan yapacağın yemeğin tarifini açmak ve yazılanları tek tek uygulamak'' dudaklarımı büzerek: ''Benim telefonum bile yok'' dedim. 

''Ne güzel hayat akıllı telefon kullanmayanlara güzel, merak etme onu da hallederiz. Her zaman yedek telefonlarımız olmuştur, bir tanesini sana vermek bize bir şey kaybetmez ama  ne olursa olsun sana vereceğim telefonu kaybetmemen gerek'' dedi. Elimi kalbimin üzerine koyup: ''Bugüne kadar koruduğum ruhumu koruduğum gibi telefonu koruyacağım, söz'' dedim.

''Çok değişik bir kızsın'' dedi başını iki yana sallayıp, küçük bir tebessümle. Bu tatlı haline karşılık gülümseyerek: ''Sende çok mükemmel bir kızsın, açıkçası ilk karşılaştığımızda seni pek sevmemiştim.''

''Fazla dürüstsün.'' kaşlarını çatıp, bir yere odaklandığında geçmişi düşündüğünü anladım. Korkmuş bir ifadeyle başını hızlıca iki yana sallayıp: ''Bir daha o halime dönmek istemem, hadi gidelim'' dedi ve merdivenlere doğru ilerlemeye başladık.

Merdivenleri benim için yavaş yavaş iniyordu, çok düşünceli ve iyi kalpliydi.

'İyi kalpli insanlar etrafımda, sanırım bu yüzden iyilikten çok kötülük göreceğim' diye fısıldadım meleklere içimden. Melekler fısıltıma herhangi bir karşılık vermemişlerdi ya da karşılık vermek için öyle bir an bekliyorlardı ki şu anda susma haklarını kullanmışlardı.

Merdivenlerin hemen karşısında kocaman, dolapları olan bir yer vardı. Sanırım mutfak dedikleri yer burasıydı, mutfağın ve bizim sağ tarafımızda büyük bir oturma yeri vardı, oturma yerinin ortasındaki masanın üstüyse çeşit çeşit çöplerle doluydu.

''Burası... biraz fazla pis'' dedim yüzümü buruşturarak. Seulgi, koluma nazikçe dokunarak: ''Yedi erkekle ortak bir yerde zaman geçirince böyle olur, ha bir de Na Mi hanım var o, erkeklerden daha beter. Neyse ki 1-2 aylığına Amerika'ya gitti. Uzun bir süre onu görmemek harika olacak'' dedi heyecanla. Yüz ifadesi halinden fazlasıyla memnun olduğunu belirtiyordu, hiçbiri o kızı sevmiyordu ama o kız arkadaşlarından birinin sevgilisiydi. Seulgi'de öyleydi ama hiçbiri Na Mi'ye davrandığı gibi Seulgi'ye davranmıyordu hata Taehyung bile Seulgi'yi daha çok seviyor gibi. 

Garip bir arkadaşlıkları vardı ve garip ilişkileri. 

''Anladım'' dedim. Seulgi vücudunun ön kısmına bir şey takıp, elinde bir başkasıyla yanıma gelip, bana giydirmişti.

Araftaki Kalp | Kim Taehyung | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin