0.7

830 98 52
                                    

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 05/09/2019

Mi Young

Ah! Keşke ona sarılmasaydım. Neden sarıldım ki? Cidden kafayı yemiş olmalıyım hem onun sevgilisi var, sevgilisi olan birine böyle sarılmam yanlış ama şu da bir gerçek ki gerçekten içimden geldiği için ona sarıldım aslında sarılan kişi ben değilimde büyük annesi ve büyük babasıymış gibi geldiği için sarıldım.

Onları hissetsin istedim, ben ruhumla bile onları hissetmişken onunda hissetmesini istedim. Bakışlarımı tavana çevirip: ''Şimdi daha mutlusunuz değil mi? Merak etmeyin, o gerçekten iyi ve iyi olacak'' diye fısıldayarak odanın içindeki küçük yatağa uzanıp, gözlerimi kapattım.

Yaram gerçekten acıyordu, az önce acımıyordu ama yalan söylemenin bedeli olarak acısını şimdi çekiyordum.

''Üzgünüm Tanrım'' diyerek mırıldandım, gözlerimi aralayıp bembeyaz tavana baktım. Aklım karmakarışık, bu dünyada nasıl aşkı bulabilecektim ki? Birinden etkilendiğim anda o kişi bana dokunduğunda veya ona benzer bir şey yapmaya kalkıştığında sahte olduğunu öğrenerek büyük bir acıyla burun buruna kalıyordum o an kalbime giren acı gerçekten çok büyük ve çok etkili, geriye kalan beş hakkımı çok iyi kullanmam gerek. 

Jungkook'a ve Jimin'e olduğu gibi ilk saniye de tutulmamam gerek hata bu çocuklardan hiçbirine tutulmamak en mantıklısı olur, onlar bana başımı koyabileceğim bir çatı, midemi doldurabileceğim yemek, su ve üzerime giyebileceğim temiz, güzel kıyafetler sunuyorlar. Böyle insanları aşk olarak değilde arkadaş olarak bellemeliyim değil mi? Kesinlikle öyle!

Tıklanan kapıyla doğrulup, üstümü başımı düzelterek: ''Efendim?'' dedim ayağa kalkıp, kapının önüne ilerleyerek. Kapıyı tam açıyordum ki kapı bir anda açıldı ve Taehyung ışık hızıyla odaya girerek burun buruna gelmemizi sağlamıştı. Gözleri önce gözlerimde sabitledi, daha sonra bakışları yavaşça aşağıya doğru kaydığında onun dudaklarıma baktığı anı yakalamıştım. 

Dikkat çekici bir dudağım var değil mi? Dudağımı ıslatıp, ondan bir kaç adım uzaklaşarak: ''Bir şey mi oldu?'' dedim hafif rahatsız olduğumu belli eden bir ses tonuyla. Başını iki yana sallayıp, bakışlarını bakışlarımda sabitleyerek: ''Aç mısın, diye soracaktım'' dedi. 

''Teşekkür ederim şu an aç değilim ama içecek bir şey varsa hayır demem'' dedim. 

''Peki, o zaman  mutfağa geçip bir dolaba bakınalım'' dedi ve eliyle kapıyı gösterip daha sonra saçlarını karıştırarak önden çıktı, bende arkasından çıkıp mutfağa kadar takip ettim.

Buz dolabını açtığında, tamamen bomboş bir buz dolabıyla karşılaşmıştık.

''Bir de aç mısın, diye soruyorsun'' dedim gülerek. Bana bakıp, dudaklarını küçük bir çocuk gibi büzdüğünde onu taklit ettim. Bir süre öylece birbirimize baktık, Taehyung böylece pes etmişti. Zaferle gülümseyip: ''Seulgi bunun olacağını söylemişti bu yüzden sana markette gidelim, dememi istedi tabii ben ağrımdan dolayı unuttum'' dedim. Külliyen yalan! Büyük annesi ve büyük babasının resmini gördüğüm anda unutmuştum.

''Peki, gidelim o zaman'' dedi ve kapıya geçti, bende arkasından giderek: ''Gelebilir miyim?'' diye sordum. Ayakkabını giyinip bana baktığında başımı hafif sağ tarafa yatırdım, gözlerini devirip işaret parmağını alnıma koyarak başımı geriye doğru hafif itip: ''Aptal mısın? Gidelim dedim ya! Çoğul kullandım, ayakkabılarını giyin'' dedi ardı ardına emir verircesine. Bir süre onunla yaşayacağıma göre emirlerini uymam gerek değil mi? Maalesef.

Araftaki Kalp | Kim Taehyung | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin