Mia'nın sesi derinden geliyordu.Başım dönüyordu.Kolumu yakalayan Andrew ise benle aynı durumda gibiydi.Mia ise sadece konuşuyordu henüz bizi fark etmemişti.
Siz..nasıl..Aman Tarım! Birlikte ne yaptınız öyle!Gözleriniz bir an gitti.Sonrada transa geçmiş gibi bir haliniz vardı.Bekle biraz.Alcyone! Sallanıyorsun.Hey! Andrew!
Andrew bende önce yere düşmüştü.Beraberinde bende yere kapaklandım.Sonrasındaysa Mia'nın yardım çığlıklarını duyuyordum.Tamamen bilincimi kapanana dek onu dinledim.
****
''Bu tamamen imkansız Mia.Bunu sende biliyorsun.O son kalan.'' Mia James'e hastaneye geldiklerinden beri aynı şeyleri tekrarlasada James bir türlü kabullenemiyordu.
''Biliyorum,biliyorum.Ama başlarda sende hissettin değilmi ? İkizler bizden değiller.Onların enerjileri tıpkı Alcyone gibi .Bunu sende hissediyorsun James artık inkar etme.''
''İnkar ediyorum Çünkü bunca zamandır böyle bir şeyin mümkün olamayacağını tüm düşmüş olanlar biliyor Siyah kanatlılar bile.'' James'in siyah kanatlılar bile demesiyle Mia irkildi.Çünkü endişesi eğer gerçekleşirse neler olabileceğini hayal bile edemiyordu.Düşmüş olmasına rağmen Tanrıya yinede böyle bir şey olmaması için içinden dua ediyordu.
''Neden uyandıklarında tekrar denemelerini istemiyoruz.Böylelikle gözünle görür,inanırsın.!! ''
''Eğer öyle ise bile-derin bir iç çekti olası durum karşısında neler olabileceğini düşündü genç adam-neler olur Tanrı bilir.Bir bu eksikti.''
''Onlara durumu açıklıycakmıyız ? Mia bu sorunun cevabını bilsede yinede soruyordu.Genç kız bir an için çok büyük sorunara kendi ırkı için göğüs germek zorunda kalacağını düşündü.
''Bize fırsat tanımadan artık bir çok şeyin cevabını biliyor hale geldiler.'' Mia,James'in ne demek isteğini biliyordu.Alcyone okula geldiğinden beri William sayesinde bir çok şeye kulak misafiri olmuştu.Bu durum hem tehlikeli hemde işleri kolaylaştırsada.William'ın onları çok ama çok zor duruma soktuğunu fark ettti.Bir kaşık suda boğmak istediğini biliyordu ama zaten kendisi yada James yerine yüceler bunu yapmıştır diye düşündü.Tek yaptıkları şey ise Alcyone ve Andrew'ın uyanması ve bir dolu soru yağmuruna tutulmaları olucaktı.Tabii eğer uyanabilirlerse.
*****
Ormanların arasındaydım.Denize dönük tuzun yüzümü yakınışının tadını çıkarıyor,dalgaların sesinin kulaklarımı doldurmasına izin veriyordum.Üşüdüğümü hissettim.Kolarımı ovuşturdum sonra birisi omuzlarıma bir hırka bıraktı , kırmı yumaşak bir hırka arkama baktım Andrew mükemmel bir gülümsemeyle bana sarılıyodu.Sonra tekrar denize döndüm . Bisi adımı haykırıyodu benden yardım istiyordu.Boğuluyordu.Kim olduğunu göremiyordum.Sonra onu gördüm.James'i.Hiç beklemeden fırladım.Sonra Andrew koluma yapıştı.Ona öfkelyle baktım.
''Ona yardım edersen biz ölürüz Alcyone'' Ona adeta haykırdım.
''Biz diye bir şey yok! ''
Sonra denize koştum.Ama kum hiç bitmeyecek gibi geliyodu.Bir türlü denize varamıyodum.James'i yüzeyde göremem daha fazla çabalamama sebep oluyodu.Suya vardığımda bedenim suya çekildi.Derine gittikçe gidiyodum.Oysa hala kıyıda olmama rağmen yüzeye çıkamıyordum.Nefesim tükendiğinde .bana yüzen James'i gördüm.Benim için geliyordu.Beni kurtarmak için ma öyle olmadı beni es geçti arkamda birşeyle cebelleşiyordu.Sonrasındaysa ben ölmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black & White #WATTYS2015
ActionAlcyone'nin hayatı bir anda hiç beklenmedik gelişmeleri yer verir.Yeni şehir,okul,arkadaşlık üçlemesiyle yeni olaylar bu üçlüye katılır ve kendisini yüz yıllık bir lanetin içinde bulur.Tek çözümse onun laneti hatırlaması ve tüm düşmüşlerin geri eski...