"Doktor hanım,durumu nasıl? İyi mi kızım ?"
"Kızınız şu an da yoğun bakımda."
"Peki ya bebek?"
"Bebeği buraya gelmeden kaybetmişsiniz.Bu da annenin gebelik zehirlenmesi geçirmesine neden olmuş. Öncelikle başınız sağolsun,kızınız için de geçmiş olsun."
"Nedim oğlum..Oğlum başın sağolsun çok üzgünüm."
"Dostlar sağolsun amca."
Herkesi bir ağlama seli alır,Nedim Şeniz'in yanından geçerken;
"Nedim başın sağolsun."
"Senin.Asıl senin başın sağolsun yenge."
"Ne demek bu şimdi?"
Son olarak Cenk vardır.Cenk hala duyduklarının şokundadır ve nedendir bilinmez kalbine bir öküz oturmuştur belki de bebeği öldürenin annesi olduğunu bilmektir onu böylesine dağıtan.
"Başın sağolsun. Az önce oğlunu kaybettin."
Cenk beyninden vurulmuşa döndü.
-23.bölüm-
Nedim herkesi yakacak cayır cayır kavuracak olan sözlerini söyledikten sonra hastanenin bahçesine çıkmış düşünüyordu.İntikam planında masum bir bebeğin ölümü yoktu.DNA sonuçlarını değiştirirken Şeniz gibi bir şeytanın bile bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemişti.
Cenk kıpkırmızı olmuştu,vücudundaki tüm kasları kasılmıştı adeta hareket edemiyordu,öfke tüm benliğini ele geçirmişti.Şeniz ise kendi torununu öldürmüş olmanın gerçeğiyle yüzleşmeye çalışıyordu.
Cenk daha fazla dayanamadı,annesini kolundan tuttuğu gibi boş bir odaya soktu.
"Anne.Doğru mu bu?"
"Ne doğru mu Cenk?"
"Anne benimle oynama.Beni aptal yerine koymaktan vazgeç artık.Ben aptal değilim anladın mı değilim! O Nedim doğru mu söylüyor! Ölen ölen benim oğlum mu!"
"Öyleymiş oğlum.Cenk affet beni.Bak ben Nedim'in oyununa geldim.Kandırdı o şeytan bizi.Ben yoksa kendi torunumu öldürür müyüm?"
"Sus anne sus.Tek kelime daha etme.Burada tek bir şeytan var o da sensin.O şeytan sensin anne.Katilsin sen.Oğlumu öldürdün.Kendi torununu öldürdün."
"Ceren'den kurtulmanın başka yolu yoktu.Tüm cesaretini o bebekten alıyordu.Bebek de Nedim den deyince ondan kurtulmak için mecbur kaldım."
"Kız bebeğini kaybetti.Oğlunu kaybetti.Üstelik o kız benim oğlumu taşıyordu anne benim oğlumu benim ya benim! Deliricem ya!"
"Cenk.Şu an kızgınsın üzülüyorsun anlıyorum biliyorum ama şunu unutma sen bu kızı kullandın.Kızla defalarca beraber olup gidip ablasıyla evlendin.Çocuğunu kabullenmedin şimdi kıymete mi bindi?!"
"Haklısın anne.Çok hata yaptım.Ama en büyük hatam senin yanında olmaktı.O hatayı da bir daha tekrarlamam."
Cenk annesini arkasında bırakıp doğru bahçeye Nedim'in yanına gitti.
"Nedim! Anlat. Her şeyi bilmek istiyorum."
"Anlatacak bir şey yok Cenk.Ben sizinle istediğim gibi hesaplaşmak için DNA testinin sonuçlarını değiştirdim.Bebeğin babası benmişim gibi gösterdim.Çünkü eğer gerçekler ortaya çıksaydı amcam seni bir daha bu konağa sokmazdı ve belki de anneni de sonuçta Ceren'i tehdit ederek benimle evlenmeye zorladı.Sizden intikam alabilmem için de burada kalmanız gerekiyordu.Ama tabi benim de planlamadığım bir şey oldu.Annen torun katili oldu."
"Bunun hesabını soracağım senden! Göreceksin!"
"Senin hesap soracağın kişi ben değilim Cenk,annen."
Herkes üzgündür ve Ceren'i nasıl teselli edeceklerini düşünüyorlardır.
"Ah Cerenim güzel kızım benim bahtsız yavrum yavrusuna kavuşmayı beklerken toprağına mı sarılacak şimdi."
"Annecim bak lütfen yapma böyle.Tamam biliyorum çok zor.Ama Ceren güçlü kızdır biliyorum toparlayacak o kendini."
"Nasıl toparlayacak yavrum.Evlat acısı kolay mı? Daha bu yaşında yaşadıklarına bak.Hepsi benim suçum.Hepsi benim suçum.Ana olamadım ki yavruma.Koruyup kollayamadım ki onu.Hiç dinlemedim onu anlamadım.Ah keşke yanında olsaydım kızımın bırakmasaydım onu bir başına.Ah keşke."
"Ağla ağla Seher.Daha çok ağlarsın.Kızı getirdiğin hale bak.Otur da kına yak."
"Babaanne konuşma öyle.Hatta hiç konuşma.Ceren bu haldeyse bil ki bu senin eserin.Kızın aklını saçma sapan şeylerle doldurup durdun.Her şey senin suçun.Annemi suçlayıp durma."
Herkes birbirine girmişken Ceren yavaş yavaş kendine gelir.
"Doktor hanım,hastamız kendine geliyor."
"Ceren hanım,nasıl hissediyorsunuz?"
"Nasıl mı hissediyorum? Harikayım çok iyiyim.Daha yeni bebeğimi kaybettim.Mükemmelim.Nasıl kötü olabilirim ki ama değil mi?"
"Çok üzgünüz ama bize geldiğinizde zaten bebeğiniz ölmüştü hatta sizin de gebelik zehirlenmesi geçirmenize sebep oldu.Sizi bile zor kurtardık."
"Neden kurtardınız ki beni? Neden ha neden? Kurtarmasaydınız keşke! Bıraksaydınız da ölseydim.Bu saatten sonra ha yaşamışım ha ölmüşüm benim için ne fark eder?"
"Ceren hanım lütfen sakin olun.Daha tam iyileşmediniz."
"Biliyorlar mı?"
"Neyi?"
"Bebeğimin öldüğünü biliyorlar mo?"
"Evet az önce öğrendiler."
"Neden söylediniz? Kimden izin aldınız söylemek için? Ha kimden? Ben istemedikçe kimse öğrenmemeliydi! Kimse öğrenmeyecekti! Anlasanıza! Bebek ölürse her şey biter! Herkes gider! Ceren yalnız kalır! Ceren öksüz kalır! Kimse Ceren' düşünmez! Kimse Ceren'i sevmez! Ben koskoca bir hiçim tamam mı! Hiçim ben! Yılmazların kızıyım ama ailenin dışlananı benim! Babaannesinin doldurduğu o zavallı kız benim! Koskoca Karaçayların geliniyim ama Şeniz Karaçayın baş düşmanı da benim! Agah Karaçay benden kurtulmak için bana para teklif etti! Para teklif etti ya! Para para! Damla Karaçayın gözünde köylü güzeli servet avcısı! Nedim Karaçayın cani karısı çünkü ben kötüyüm çok kötüyüm hasta adama eziyet ettim şimdi yüzüne bile bakamıyorum! Utancımdan yerin dibine giriyorum ama kimse inanmıyor neden çünkü günah keçisi benim! Her şey benim suçum! Öleyim de kurtulsunlar benden! Hele o Cemre var ya o Cemre ablam olacak Cemre.Asıl bencil olan o! Ama kötü gözüken hep benim! O prenses ben cadı! Nedime aşıkken gitti Cenkle evlendi o! Bana Karaçay oldum diye kızan kız gitti bir Karaçayla evlendi! Ama Cenk Karaçay! En fenası o! Ben aşığım ona aşık! Deli gibi aşığım hemde! En başından da ona aşıktım ama o beni hiç görmedi..Hiç farketmedi..Beni kullandı bir paçavra gibi kenara attı! Ablana aşığım dedi gözümün içine baka baka! Gitti ablamla evlendi! Kendi bebeğini istemedi o! İnanmadı bana! İnanmadı bir bebeğimiz olacağına? İnansaydı bana,sahip çıksaydı belki de bebeğim hala benimle olacaktı.Onu asla affetmeyeceğim.Artık bebeğim yok.Bak karnım boş.Bomboş.Gitti.Beni bırakıp gitti.Beni gerçekten seven tek kişi gitti.Beni olduğum gibi seven tek kişi gitti.Artık beni kimse sevmez ki..Hiç kimse sevmez.."
Ceren büyük bir kriz geçiriyordu.Artık yaşadıklarını kaldıramıyordu.Dayanacak gücü kalmamıştı.Tek istediği sevilmek olan küçük bir kız çocuğuydu aslında ama kimse onu anlamıyordu.
Ceren'e sakinleştirici verildi.Bebeğini kaybedeli 4 gün olmuştu.4 gün boyunca hiç bir şey yemedi.Yemekleri döküyor hemşirelerle kavga ediyordu.Tedavi olmaya yanaşmıyordu aklında ölmekten başka bir şey yoktu artık.Kimseyi görmek istemiyordu.Hala herkesten nefret ediyordu ama tek bir farkla.Artık Cenk de o listedeydi.
Cenk'in içi içini kemiriyordu.İçindeki suçluluk duygusu onu ele geçirmişti.Ceren'e ne kadar kötü davrandığını yeni yeni fark ediyordu.Bir an önce onunla konuşmak istiyordu.Daha fazla dayanamayacaktı.Gece gizli bir şekilde gidecekti yanına.Ceren istese de istemese de onu görecekti.
Ceren hastane odasında camdan dışarıyı izliyordu.Eli karnındaydı ve bu boşluk hissi onu kahrediyordu.Ama gözyaşları akmıyordu artık.İstese de ağlayamıyordu uyuşmuştu hisleri.Tam o sırada kapı açıldı.Ceren o kadar dalgındı ki hiç farkına bile varmadı.Hem zaten hemşirelerden ya da doktorlardan başka kim gelirdi ki?
Cenk yavaşça Ceren'e doğru yaklaştı.Onu korkutmak istemiyordu.
"Ceren"
Ceren sesinden gelenin kim olduğunu hemen anlamıştı.
"Cenk Karaçay.Hoşgeldin.Hangi rüzgar attı seni buraya."
"Seni merak ettim.Görmek istedim."
"Edersin tabi.Kim kendi eserini görmek istemez ki? Nasıl hoşuna gitti mi bari?"
"Ceren ben çok üzgünüm."
Ceren kafasını camdan ayırıp Cenk'e doğru döndü.
"Üzgünsün öyle mi? Gerçekten mi Cenk? Buna inanmamı beklemiyorsun değil mi?"
"Bak bana inanmayacağını biliyorum ama gerçekten çok üzgünüm."
"Güzel.En azından üzülmeyi biliyormuşsun.Bunu öğrenmiş oldum.Ama senin üzülmen benim bebeğimi geri getirmeyecek.Benim bebeğim öldü Cenk.Benim oğlum öldü."
"Bizim bebeğimiz Ceren.Bizim oğlumuz."
"Hani inanmıyordun bana? Hani senden değildi bu bebek? Şimdi neden bizim bebeğimiz diyorsun ne değişti ha ne değişti?"
"Gerçekleri öğrendim.Sen haklıydın.Özür dilerim."
Cenk Ceren'in elini tutar.
"Çek ellerini.Ellerini çek dedim sana.Dokunma bana.Sakın bir daha dokunma bana.Benim bebeğimi senin annen öldürdü.Sen bana inansaydın bizi koruyup kollasaydın bunlar hiç yaşanmayacaktı.Kucağıma alacaktım belki de bebeğimi.Ama bak karnıma.Karnım bomboş.Yok artık oğlum yok.Bu saatten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak Cenk.Annen de sen de bunun bedelini ödeyeceksiniz.Hem de en ağır şekilde."
-2 hafta sonra-
Nedim,Ceren'i bir an bile olsun yalnız bırakmamıştır.Kendisine yapılanları unutmasa da yaşananların bedelini o masum bebeğin ödemesini hazmedemiyordur.Herkes boşanmalarını beklerken evli kalacaklarını duyururlar.
"Ceren.Hadi gel biraz dolaşalım."
"İstemiyorum.İyiyim ben böyle."
"Hadi bak hava çok güzel.Hem çok güzel bir yer biliyorum.Görünce sen de çok beğeneceksin.Biraz değişiklik olur."
"Neden bana yardım ediyorsun? Ben sana o kadar eziyet ettim."
"Biliyorum.Hepsi aklımda.Ama her ne olursa olsun ölen masum bir bebekti ve sende bir annesin.Kimse evlat acısı yaşamayı hak etmez.Şimdi hadi diretme de hazırlan."
Cenk ise elinde olmadan sürekli Ceren'i düşünüyordur.Bu evli kalma haberi en az Cemre kadar onun da canını sıkmıştır.
Camdan Nedim'in arabaya doğru yürüdüğünü görür.Merakına yenik düşer ve koşarak bahçeye iner.
"Nedim,nereye böyle?"
"Sana da merhaba Cenk.Hiç karımla biraz kafa dağıtalım istedik.Malum acımız taze biliyorsun daha yeni bebeğimizi kaybettik."
"O bebek benim bebeğimdi Nedim.Benim oğlumdu.Anladın mı benim!"
"Keşke bunu zamanında herkese haykırsaydın Cenk.Sence de fazla geç kalmadın mı?"
"Nereye götürüyorsun Ceren'i?"
"Neden soruyorsun ki? Karım değil mi istediğim yere götürürüm. Ha kıskandım dersen orası başka."
"Yok ya ne kıskanması.Ben Ceren'i neden kıskanayım ki.Kız şimdi bunalımda ondan sordum ben.Aman neyse nereye giderseniz gidin banane!"
Cenk sinirle içeriye girdi.
Odasının camına gitti.
Cereni gördü evden çıkarken.Ama farklıydı.Ceren o eski Ceren değildi sanki.Üzerinde hala bebeğini kaybettiği gün giydiği elbise vardı.O acı kayıptan sonra aynı elbiseden yüzlerce almıştı.Israrla o elbiseyi giyiyordu.Eskisi gibi makyaj da yapmıyordu.Yüzü gözü çok solgun görünüyordu.Saçı başı dağınık.Gözleri mosmor belli ki hiç uyumamış.Yemek de yemiyordu hatta odasından da çıkmıyordu.Kimseyi görmek de istemiyordu.Bu süreçte konuştuğu sadece 2 kişi vardı biri annesi diğeri de Nedim.Başka kimseyi istemiyordu.Bir an Cenk camdan gördüğü kızın eski hallerini anımsadı ne kadar da mutlu ne kadar da heyecanlıydı.Mutluluğu elinden alınmıştı.Cenk acı gerçek aklına gelince anıların etkisinden kurtulup tekrar cama yöneldi.İşte o an Cerenle göz göze geldiler.Ve Cenk aşkını kalbimden söküp atabilsem keşke diye ağlayan kızın gözlerinde artık sadece nefreti görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Tutsak(CENCER)
FanfictionZalim İstanbul 22.bölüm ve sonrası için yazılmıştır. (İlerleyen bölümlerde diğer çiftlere de yer verilecek ancak esas çiftimiz Cencer.) #zalimistanbul #Cencer