Cenk umut dolu gözlerle bakıyordu sevdiği kadına.
"Ceren bir şey demeyecek misin?"
"Ne dememi bekliyorsun ki Cenk?"
"Evet diyebilirsin mesela."
"Cenk.Böyle bir şey olmayacağının farkına var artık.Biz diye bir şey yok."
"Daha ne yapmam lazım? Beni affetmen için ne yapmam lazım? Tekrar kalbini kazanmak için ne yapmam lazım?!"
"Sana bir tavsiye vereyim mi Cenk.İmkanı olmayan şeylerin hayalini kurma.Ve lütfen ayağa kalk artık.Bak rezil oluyoruz."
Cenk kendini tamamen yere bıraktı.Dizlerinin üzerinde oturuyordu.
"Cenk napıyorsun! Kalk hadi!"
"Sen bana cevap verene kadar kalkmayacağım!"
"Cenk ben sana söyleyeceğimi söyledim.Daha fazla uzatmasak mı acaba."
Cenk uzanıp Ceren'in elini tuttu.
"Bu defa aynı hatayı yapmayacağım Ceren.Bu defa bebeğime sahip çıkacağım."
Ceren umursamazca güldü.
"Gerek yok Cenk.Ben bebeğime yeterim."
Cenkin gözleri parladı.
"Aldırmayacaksın değil mi?"
"Hayır aldırmayacağım.Ama bu defa bebeğimin sizin yüzünüzden zarar görmesine asla izin vermeyeceğim.Bebeğimi kendim büyüteceğim.Sen vicdanını rahatlatmak istiyorsan babalık yaparak buyur.Sana engel olmam."
Hastanedeki tüm personeller olanları izliyordu.Hatta kendi aralarında dedikodu yapmaya başladılar.
"Ay kızım baksana şuradaki adam meşhur Cenk Karaçay değil mi?"
"Aa dur bakayım.Evet o."
"Dizlerinin üzerine çökmüş.Kim ki o kız?"
"Şey değil mi ya Ceren miydi ne.Kuzeninin karısı hani."
"O galiba.Noluyor ki?"
Hemşirelerden biri telefonunu çıkarıp video çekti.
~~
Şeniz'i karakola getirmişlerdi.Polisler kollarından tutuyordu.
"Bırakın beni.Ne bu böyle.Nasıl cüret edersiniz bana böyle bir muamele göstermeye? Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? Ben Şeniz Karaçayım.Agah Karaçayın eşiyim."
"Sakin olun hanımefendi.Üstelik sizin kim olduğunuz ya da kimin eşi olduğunuz bizi ilgilendirmez.İfadenizi verince gidersiniz eğer bir suçunuz yoksa."
Şeniz duraksadı.
"Şaka gibi.Ben ifade falan vermiyorum.Avukatımı çağırın.Hemen!"
Polis memurları birbirlerine bakıyorlardı.En sonunda onayladılar.İlk önce avukatı çağıracaklardı.
~~
Damla,hastaneden çıkmıştı.Ama hiç köşke gitmek istemiyordu.Civan'ı aradı.
"Alo aşkım."
"He Damla."
"Bir aşkım demeyi öğrenemedin.Neyse zamanla alışacaksın."
"Noldu hayırdır?"
"Ya köşke dönmek istemiyorum.Gelsene bir yerlere falan gideriz."
"Nereye gidicez kızım bu soğukta?"
"Ya sen bir gel.Gidecek bir yer buluruz."
"İyi tamam.Söyle nerdesin?"
"Hastanedeyim."
"Ne hastanesi?! Noluyo lan! İyi misin?"
"İyiyim iyiyim.Sakin ol şampiyon.Rutin bir kontrol sadece."
Damla,Civan'ın bu durumdan haberdar olmaması gerektiğini biliyordu ve bu defa ağzından kaçırtmayacağına dair kendisine söz vermişti.
"İyi tamam.1 saate ordayım."
"Tamam aşkım bekliyorum."
~~
Mümtaz hastaneye getirilmişti.
Durumu iyiydi.Aslında gerçekten zehirlenmemişti.Hepsini Şenizin başını belaya sokmak için ayarlamıştı.Doktor geldi.
"Mümtaz bey."
"Ooo Emrah.Gel bakalım aslanım şöyle."
"İyisiniz değil mi?"
"İyiyim iyiyim.Bomba gibiyim.Şenizi mahvettikten sonra çok daha iyi olacağım.Bu iyiliğinin karşılığını alacaksın."
"Mümtaz bey.Acaba hata mı yapıyoruz?"
"Şş.Duymak istemiyorum böyle şeyler.Biz doğru yoldayız.O kadın yaptıklarının bedelini ödeyecek.Oğlumun da o gencecik kızın da zaaflarını biliyor.Onları zaaflarından vurabilir.Ama bana hiçbir şey yapamaz.Benim vurulacak hiçbir yanım yok.Ancak ben vurabilirim."
"Öyle diyorsunuz da hiç mi ortaya çıkmayacak bunlar?"
Mümtaz güldü.
"Çıkmayacak Emrah.Çünkü sen bana yardım edeceksin.Sadece raporlarımı değiştir.Kanımda yüklü miktarda zehir bulunmuş.Sevgili kardeşimin biricik eşi,tüm miras Agah'a kalsın diye beni zehirlemiş.Bu şekilde lanse edeceğiz.Öyle bir hale düşüreceğim ki onu dediğim her şeyi yapmak zorunda kalacak.Her şeyi..."
~~
Şeniz hala gözaltındaydı.Bağırıyordu.Ama sesini bir türlü duyuramıyordu.
"Daha ne kadar bekleyeceğiz burada! Bakın benim işim gücüm var! Çıkarın beni buradan!"
Polis memurlarından biri avukat Kaya bey ile içeriye girdi.
Şeniz mutlu olmuştu.
"Nihayet geldiniz.Söyleyin hemen çıkarsınlar beni buradan.Bu yaptıklarınızın hesabını da ödeyeceksiniz! Hepinizi tek tek şikayet edeceğim.Şeniz Karaçayla uğraşmak neymiş göreceksiniz."
Şeniz etrafına tehditler savururken avukat sözünü kesti.
"Şeniz hanım.Öncelikle sakin olun.Bakın bunu söylemek benim için çok zor.Ama durum ciddi."
Şeniz sandalyeye oturdu.Başı döndüğü için bir eliyle de masaya tutunuyordu.
"Ne demek durum c-ciddi?"
"Mümtaz bey hastanedeymiş.Midesi yıkanmış.Durumu iyiymiş ama midesinde yüklü miktarda zehirli madde bulunmuş."
"Bakın ben sizi anlamıyorum.Ben kimseyi zehirlemedim diyorum.Duymuyor musunuz siz beni?"
"Mümtaz bey ilaçları ona sizin verdiğinizi söylemiş ifadesinde."
Şeniz ilk defa köşeye sıkışmıştı.Mümtaz'ın köşke taşınmasının altında bir şeyler yattığını biliyor olması gerekiyordu.
"Ne yapmamız gerekiyor?"
"Mümtaz beyle konuşmanızı sağlayacağım.Tek yolu şikayetini geri çekmesi.Aksi taktirde en iyi ihtimalle 5 ay en kötü ihtimalle birkaç yıl hapis cezası alırsınız."
~~
Agah,şirkete dönmüştü.Şirkette halletmesi gereken tonla iş birikmişti.
Odasına gireli daha 5 dakika bile geçmedi ki sekreteri Meltem içeriye girdi.
"Agah bey.Efendim kusura bakmayın rahatsız ediyorum.Daha yeni geldiniz."
"Yok yok.Söyle bakalım Meltem hanım? Ne oldu?"
"Gazeteleri görmek istersiniz diye düşündüm."
"Ne var ki gazetelerde? Yine bizim hayta orda burda gezerken kameralara mı yakalanmış?"
"Efendim durum bu sefer sandığınızdan çok daha farklı."
"Nasıl yani?"
"Sadece oğlunuz Cenk bey değil.Tüm aileniz manşetlerde."
Agah hemen gazeteyi açtı.Gerçekten de gazetenin birkaç sayfası onlar için ayrılmıştı.Birbirinden farklı başlıklar vardı.
"Önce Cenk şimdi Nedim Karaçay! Karaçaylarda boşanma telaşı!"
"Öldü sanılan Mümtaz Karaçay geri döndü! ŞOK ŞOK ŞOK!"
"Karaçay ailesinin prensesi Damla Karaçay şöförüyle baş başa!"
"Mümtaz Karaçaya suikast mi düzenlendi?!"
"Şeniz Karaçay karakollara düştü! Katil olmakla suçlanıyor!"
"Cenk Karaçay hastane önünde eski yengesinin önünde diz çöktü!"
Agah sinirle gazeteyi kapattı.
Buruşturup yere attı.
Sinirden bütün vücudu kasılmıştı.
Yüzü kıpkırmızı olmuştu.
Gömleğinin yakasını açıp düğmelerini gevşetti.
"Kızım bana bir bardak su getir.En soğuk olanından."
~~
Damla ve Civan bowling oynamaya gitmişti.
Damla halinden pek memnun görünse de Civan yine somurtacak yer arıyordu.
Damla Civanın yanağını sıktı.
"Yaa aşkım bakma ama öyle.Bak ne güzel.Eğlenmeye geldik işte.Hem biraz kafamız dağılır havamız değişir fena mı."
"Tamam öyle olsun.Yalnız bak ben hiç oynamadım bowling falan."
"Ben sana öğretirim aşkım.Hem çok kolay.Sen beni bile geçersin."
İki aşık eğlencenin dibine vurmuştu.
Bir süre oynamaya devam ettiler.Civan başta burun kıvırsa da aslında onun da hoşuna gitmişti.
"Şş kızım bak ne dicem.Ara sıra gelelim buraya.Bowling midir nedir eğlenceli bir şeymiş."
"Sen istersin de gelmez miyiz aşkım.Geliriz tabiki."
Damlanın henüz olanlardan haberi yoktu e tabi Civanın da.
Yanlarına bir kız geldi.Kız Civana yanaştı.
"Pardon.Ya ben bir türlü tutamadım şu topu.Bana nasıl tutulduğunu gösterebilir misiniz?"
"Tabi."
Civan tam göstermeye yeltenmişti ki Damla yanına gelip topu aldı elinden.
"Hayırdır tatlım sen?"
İğneleyici bakışlarla süzüyordu kızı.
"Ben yardım istedim bu yakışıklı da ediyordu-sen gelene kadar.Hani diyorum bize bir müsade mi etsen?"
Damla kızın saçına yapışmamak için zor duruyordu.
"Kızım bak beni delirtme.Çekil şuradan yoksa ben yapacağımı bilirim."
Kız "deli bu yaa" diye söylene söylene gitti.
"Kızım naptın sen öyle?"
"Beğenemedin mi canım?"
"Beğendim beğenmesine de bir dövmediğin kaldı."
"Bir daha kızın biri benim sevgilime asılmaya cesaret etsin bakalım da gör bak nasıl dövüyorum."
~~
Ceren,hastaneden ayrılıp köşke doğru yola çıkmıştı.Kararlıydı.Bu defa Cenke yalvarmayacaktı.Bu defa Cenke güvenerek yola çıkmayacaktı.Hatta köşkte kalıp da bir bebeğini daha kaybetme riskini göze almayacaktı.Tek başına,kendi imkanlarıyla büyütecekti bebeğini.Kimseye muhtaç olmadan.Köşke de annesiyle vedalaşmak ve tüm eşyalarını toplamak için gidiyordu.
Odasında eşyalarını toplarken gözü takvime ilişti.Elini gezdirdi takvimin üzerinde.Gözleri dolmuştu.
"Sana artık ihtiyacım yok."
Takvimi aldığı gibi çöpe fırlattı.
Annesinin yanına gitti.
"Anne."
"Ceren.Ne arıyorsun sen burada?"
"Eşyalarımı almaya geldim.Bu defa gidiyorum.Sevinebilirsin artık.Bak kurtuluyorsun benden."
Seher öylece bakıyordu.
"Ne diyorsun kızım sen? Nereye gideceksin?"
"Bu köşkten uzak bir yere.Tam nereye giderim bende bilmiyorum.Ama gittiğim yerde huzur bulacağım.Ben artık bu kaosun içinde yaşamaktan yoruldum anne.Anladın mı yoruldum."
"Ceren dur yapma kızım."
"Çok geç artık.Ben çoktan kararımı verdim.Buraya da sana veda etmeye geldim."
Ceren son bir defa sarıldı annesine.
"Hoşçakal anne."
~~
Şeniz mahkemeye kadar tutuksuz yargılanacaktı.İlk işi Mümtaz'ın yanına gitmek oldu.
"Oo Şeniz hanım.Hangi rüzgar attı sizi buraya?"
Odaya girip arkasından sıkıca kapattı kapıyı.
"Sen benden ne istiyorsun?! Ha ne istiyorsun? Bunca sene senin yüzünden neler çektim ben! Yetmedi mi Allah'ın cezası yetmedi mi!"
"Şş sakin ol.Bu kadar sinir iyi değil.Hem ne yaptım ki ben.Bu sadece başlangıç Şeniz.Bu daha başlangıç.Seni öyle bir yakacağım ki.Seni öldürmem için yalvaracaksın bana."
"Ne istiyorsun! Söyle ne istiyorsun benden!"
"İntikam.Yani genel olarak.Ama o iş bende sen gönlünü ferah tut.Şu an için tek istediğim.Agahtan boşanacaksın."
Şeniz güldü.
"Delirmişsin sen.Bunu asla yapmayacağımı biliyorsun."
"Keyfin bilir.Artık kızın her hafta temiz çamaşır gönderir.Bu güzelliğine de yazık ederler hapis köşelerinde."
Şeniz hiç bir şey söylemeden çıktı odadan.
~~
Agah gördüğü haberlerin üzerine öyle sinirlenmişti ki köşkü yerle bir etmek istiyordu adeta.Herkesi arayıp köşke çağırdı.Herkesle tek tek yüzleşmek istiyordu.
Bahçede herkes toplanmıştı.
Tabi ki Şeniz henüz yoktu.
"BU KÖŞKTE BİR KERE DE NORMAL BİR GÜNÜMÜZ OLSUN BE! BİR KERE DE SAKİN BİR GÜNÜMÜZ OLSUN! NEDİR BENİM SİZDEN ÇEKTİĞİM!"
Cenk'in yanına gitti Agah.
"LAN SEN HİÇ AKILLANMAYACAK MISIN! BEN SENİ AMERİKALARA YOLLADIM GİTMEDİN! BİR BAKIYORUM GAZETEYE BEYFENDİ NEREDE DİYE! BİLİN BAKALIM NEREDE! HASTANEDE CEREN HANIMIN AYAKLARINA KAPANMIŞ!OĞLUM SEN BENİ ÖLDÜRMEK Mİ İSTİYORSUN!AL VUR ÖYLEYSE HİÇ DEĞİLSE KURTULURUM BU CEHENNEMDEN!"
Agah belinden çıkardığı silahı Cenk'in eline tutuşturdu.Herkes korku dolu gözlerle onlara bakıyordu.
"Baba yapma."
"SUS ULAN SUS! HADİ ÇEK ŞU TETİĞİ!"
Cenk ne yapacağını bilmiyordu.Babasını defalarca sinirlendirmişti.Her defasında da çok büyük kavgalar etmişlerdi.Ama bu defa çok başkaydı.
"Tamam."
Agah da dahil herkes gözlerini kapatmıştı.Herkes yüreği ağzında olup biteni izliyordu.
Cenk kimsenin beklemediği bir hamle yaptı.Silahı kendisine doğrulttu.
"Cenk napıyosun?!"
"Burada ölmesi gereken biri varsa o da benim baba."
Cenk tetiği çekti ama kimse ölmemişti.
"Baba noldu?"
"Silah boştu.Gerçekten baba ya da oğul katili olmayacaktık ya.Ama sana ders olsun.Bundan sonra en ufak hatanda harcarım seni.Gözünün yaşına bile bakmam."
Herkes rahat bir nefes almışken Hamza koşarak geldi.
"Efendim.Az önce bir telefon aldım.Birileri köşke girmiş.Silahlılarmış.Her an bir saldırı olabilir."
Agah parmağını kaldırdı.
"Ne diyorsun sen! Ne saldırısı! Kim böyle bir şeye cüret eder!"
Hedefte Cenk vardı.
O kargaşanın içerisinde herkes bir şeyler ile ilgilenirken Ceren görmüştü.Eli silahlı adamı yalnızca o fark etmişti.
Silah sesi geldikten sonra herkes yere çökmüştü.
Ceren,Cenk'in vurulacağını anlayıp kendini hiç düşünmeden onun önüne atmıştı.
Cenk ağlıyordu.
"Ceren.Ceren neden yaptın bunu?! Neden ha neden?!"
Ceren yarı kapalı gözlerle bakıyordu Cenke.Zar zor cevapladı.
"Senin için."
-Bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Tutsak(CENCER)
FanfictionZalim İstanbul 22.bölüm ve sonrası için yazılmıştır. (İlerleyen bölümlerde diğer çiftlere de yer verilecek ancak esas çiftimiz Cencer.) #zalimistanbul #Cencer