"Aptal"

1.4K 40 73
                                    

(Kuzucuklarım bu bölüm size  bir sürprizim var.İyi okumalar.Şarkıyı dinlemeyi unutmayın. 😘😘)
Hayatta en pahalı şey tecrübedir,çünkü kazanmak için önce kaybetmek gerekir.
-Saatler sonra-
Ceren gitmişti.Cenk ilk defa kendisini bu kadar çaresiz hissediyordu.Sürekli bağırıp çağırdığı,kovduğu kızın gitmesi ona neden bu kadar koymuştu bir türlü anlam veremiyordu.Öylece baktı giden otobüsün arkasından.Ne kadar öyle kaldı bilmiyordu.En sonunda kendini toparladı.Kalkıp arabasına bindi.Bir yandan ağlıyor bir yandan da kendisine kızıyordu.Son sürat kullanıyordu arabayı.Her zaman gittiği mekanlardan birine gidip içebildiği kadar içecekti.İçindeki o acı hissi uyuşuncaya kadar içecekti.
~~
Köşkte derin bir sessizlik hakimdi.Adeta bir matem havası esiyordu.Agah odasına kapanmıştı.Hiç kimseyi görmek istemiyordu.Yaşananları hala aklı almıyordu.
Seher ise kızı için en doğru kararı verdiğine inanıyordu.Bundan da hiç pişman değildi.Damla abisi ve Ceren'in durumuna üzülüyordu.
Cemre merak içindeydi.Acaba Cenk Ceren'e engel olabilmiş miydi?
Damla,Cemre'nin yanına geldi.
"Müsait misin?"
"Müsaitim gelsene."
"Neler oldu öyle ya.Ben hala şoktayım."
"Valla ne yalan söyleyeyim bende öyle."
"Babam nasıl öğrendi ben bir onu anlamadım."
"Onu bende anlamadım.Ama er ya da geç öğrenecekti zaten."
"Orası öyle de.Üzüldüm ya.Görmedin mi hallerini.Ne olacak şimdi?"
"Bilmiyorum.Cenk'e git engel ol Cerenin gitmesine dedim.Umarım başarmıştır."
"Umarım."
~~
Şeniz,odasından çıkıp Nedim'in yanına gider.
"Yengecim.Hoşgeldin."
Şeniz birden Nedimin boynuna yapışır.
"Sen! Sen yaptın değil mi! Sen söyledin Agaha!"
"Saçmalama.Çek ellerini üstümden!"
"Senin derdin benimle Nedim! Benimle! Oğlumdan uzak dur!"
"Ben senin oğluna bir şey yapmadım! Ha oğlun niye bu halde diye merak ediyorsan,otur bir düşün bence."
Nedim,yakasını silkti.Şeniz doğruca Agah'ın odasına gitti.
Kapıyı tıklattı ama ses yoktu.
"Agah! Agah aç kapıyı! Konuşmamız lazım! Aç şu kapıyı diyorum!"
Agah,Şenizi duyuyordu elbette ama umursamıyordu.
"Şeniz git başımdan!"
"Sen bu kapıyı açıncaya kadar şuradan şuraya kımıldamam!"
Agah sinirlendi kalkıp kapıyı açtı.
"Ne var Şeniz ne?"
Şeniz içeriye girip kapıyı kapattı.
"Agah sen ne yaptığını sanıyorsun? Oğlunu herkesin içinde rezil ettin.O ucuz insanların yanında rezil ettin."
"Ben mi rezil ettim oğlunu.Yapmadığı rezillik kalmamış zibidinin.Sende hala oğlum oğlum diye ağla."
"Cenk benim oğlum!"
"Benimde oğlum! Ama bu yaptığı iğrençliği ört pas etmeye yetmiyor!"
Şeniz bir an duraksadı.
"Cenke haksızlık ediyorsun Agah.O kız oğlumuzu ayarttıysa oğlumuzun ne suçu var?"
Agah Şenize ölümcül bir bakış attı.
"O kızı bende sevmem.Ama bu kız tek başına yapmadı ya o bebeği.Tüm suçu başkasına atıp da oğlunu masum göstermeye çalışma."
"Tamam yapmış bir hata.Hem bebekte yok artık.Sorun ne anlamıyorum.Nereden çıktı şu Amerika mevzusu."
Agah gittikçe sinirleniyordu.
"Sus be kadın bir sus! Konuştukça batıyorsun! O zibidi bundan sonra ne şirkete ne de bu köşke adımını atmayacak!"
Şeniz daha fazla konuşmak istemiyordu-belliydi Agahı ikna edemeyecekti.Başka bir yolunu bulması gerekiyordu.
~~
Cenk her zaman gittiği barlardan birine gelmişti.İçince unutacağını sanıyordu ama yanılıyordu.Barmene yaklaştı.
"Her zamankinden."
Barmen Cenki çok iyi tanıyordu.Kim tanımazdı ki koskoca Cenk Karaçay'ı.Gecelerin efsane çocuğunu.
"Oo abi.Hoşgeldin.Özlettin valla kendini.Uğramaz oldun bu aralar."
"Sorma be oğlum."
Barmen çocuk bile şaşırmıştı.Cenk çok dertli görünüyordu.
"Abi pek dertli görünüyorsun.Neyin var?"
"Boşver." Cenk hızlı hızlı içiyordu.
"Kız meselesi mi?"
"Hee aynen.Ama bu defa çok fena bocaladım."
"Boşanmışsın diyorlardı abi.Üzülme bu kadar barışırsınız."
"Yok be.Ona üzülen kim.Benim derdim başka."
"Nasıl yani?"
Cenk bir süre cevap vermedi.
İçmeye devam ediyordu.Kafasına koymuştu.Sarhoş olacaktı.
"Abi biraz yavaşlasan mı?"
"Yok koçum.Koy sen elini korkak alıştırma.Kötüye bir şey olmaz."
Bir bardak iki bardak daha derken artık Cenk bile sayamıyordu kaç bardak olduğunu.
Barmen çocuk konuyu tekrar açtı.
"Ee abi bir şey anlatıyordun?"
"Ben aşık oldum lan.Valla aşık oldum.Çok garip bir şeymiş ama biliyor musun? Hiç inanmadım.Hep dedim oğlum sen bu kızı sevmiyorsun diye.Ama seviyormuşum be abi."
"Söyleseydin abi kıza."
"Söyleyemedim.Gitti.Beni bırakıp gitti."
Cenk eliyle kalbini işaret etti.
"Bak şuramda böyle keskin bir acı var.Nedenini anlayamıyorum.Kalbimi söküp atasım geliyor.Öyle bir acı ki içki bile unutturmuyor."
Barmen çocuk gülümsedi.
"Sen harbiden aşık olmuşsun bu kıza abi.Kim bu şanslı kız?"
Cenk şöyle bir düşündü.Aklına Cerenin o halleri geldi.Bebeğini kaybetmeden önceki,Cenkin ihaneti uğramadan önceki o hayat dolu halleri.Yüzündeki gülümsemeye engel olamadı.
"Ceren.Adı Ceren.O çok farklı biliyor musun? Çok güzel.Çok cesur.Çok da mutluydu ben onun kalbini kırana kadar.Ben çok hata yaptım.Onu çok kırdım." Yüzü düşmüştü Cenkin.
"Olsun abi.Hiçbir şey için geç değil.Alırsın bir şekilde gönlünü."
"Affetmez ki beni.Ortada bıraktım kızı gittim ablasıyla evlendim.Kız hamileydi oğlum.Hamile.Ben kızı bir kenara attım.Artık ölse bile affetmez beni çünkü yok artık.Oğlum öldü benim.Benim korkaklığım yüzünden öldü oğlum benim."
Barmen çocuk bile şoka girmişti.Ne diyeceğini bilemiyordu.Cenk birden ağlamaya başladı.
"Ben işe yaramaz herifin tekiyim! Ben korkak herifin tekiyim! Benden bir halt olmaz! Daha doğmamış bir bebeği bile koruyamadım!"
Cenk artık daha fazla tutamıyordu içindeki duyguları.Elindeki cam bardağı var gücüyle sıktı.
"Abi dur napıyorsun! Elin!"
Eli kesilmişti ama Cenkin hiç umrunda değildi.
"Şşş bırak."
Cenk sızmıştı.
Bu halde dönemezdi.Barmen çocuk da bunun farkında olduğu için taksi çağırmıştı.Cenkin binmesine yardımcı oldu.Taksiciyi de sıkı sıkı tembihledi.
~~
Nedim ve Cemre uzun zamandır görüşemiyordu.Seherin bir gözü de onların üzerindeydi.Çok dikkatli olmaları gerekiyordu.
Gizli saklı buluşuyorlardı.
Cemre giyinmişti,bugün hastaneye gidecekti.
Seher onu görmeden çıksa iyi olurdu ama yakalanmıştı bir kere.
"Anne."
"Cemre.Hayrola nereye böyle sessiz sessiz? Kaçar gibi."
"Aşk olsun annecim.Ne kaçması.Ben seni uyandırmayayım diye şey yaptım.Hastaneye gidiyorum nöbete."
"İyi git.Ama Civan bırakacak seni."
Cemre şaka mı yapıyorsun anne der gibi bakmıştı Sehere.
"Yok anne ben giderim ne gerek var Cihana."
"Sus bakayım.Sende kardeşin gibi memlekete dönmek istemiyorsan sözümden dışarı çıkmayacaksın.Ya Civan götürür seni ya da bütün gün burada benim dizimin dibinde oturursun."
Cemre derin bir iç çekti.
"İyi tamam götürsün madem."
~~
Civan ve Cemre hastaneye gelmişlerdi.
Cemre bu gece nöbetçiydi.Aklı hala Cerendeydi.Defalarca aramıştı ama ulaşamıyordu.Arabadan indi ama Civan da arkasından gelmişti.
"İstersen odama kadar götür beni? Ha Civan?"
Gözlerini devirdi Cemre.
"Yok kızım.Ne işim var benim hastanede.Sen ne zaman çıkarsın onu söyle gelip alırım."
"İyi ben ararım seni."
"Unutma ama ha!"
"Tamam Civan unutmam git hadi!"
Civan arabaya binip döner.Cemre içeriye girmiştir.Soyunma odasına gider doğrudan.Ama içeride onu bekleyen bir sürpriz vardır.Nedim.
Cemre şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırır.Koşup sarılır Nedimine.
"Nedim.Sen ne arıyorsun burada?"
"Damlayı yollamıştım müştemilata.Seni çağırsın diye.O duymuş buraya geleceğini.Bende gelip bir göreyim dedim."
"Çok iyi yapmışsın."
"Çok özledim seni." dedi Nedim ardından da öptü Cemresini.
Tam o sırada içeri başka bir hemşire girdi.
"Öhööö öhööö."
Cemre ve Nedim hemen kendilerine çeki düzen verdiler.
Cemre utancından kıpkırmızı olmuştu.Nedim kulağına fısıldadı.
"En yakın zamanda tekrar görüşmenin bir yolunu bulacağım.Merak etme."
Ve Nedim çıktı.
Hemşire,Cemreye ters ters bakıyordu.
"Ne bakıyorsun be! Dön önüne!"
~~
Ceren yapamamıştı.Her şeyi ardında bırakıp Antakya'ya gidememişti.Saatlerdir sahil kenarında oturuyordu.Bir şeyler yemişti hepsi o.İstanbul'a geldiğinden beri yaşadıklarını düşünüyordu.Cenk'in o hallerini görmemişti.Nasıl Ceren diye bağırdığını duymamıştı.Nasıl otobüsün arkasından koştuğunu bilmiyordu.Telefonunu da kapatmıştı.Kimseyle konuşacak halde değildi.Hem herkes gittiğini düşünsün istiyordu.Zaten ne fark ederdi ki? Kimsenin umrunda değildi.En azından o öyle düşünüyordu.
~~
Cenk eve gelmişti.Taksici sayesinde zar zor da olsa koltuğa yatmıştı.
Bir ara uyanır gibi oldu ama hala uyuyordu.Belki de bir kaçış yolu olarak uykuya sığınıyordu.
~~
Ceren'in aklında bambaşka bir şey vardı.Bir taksi çevirip adresi verdi.
Yarım saat sonra oradaydı.Cenk'e gelmişti.
Asansörle yukarıya çıktı.Heyecanlıydı kapıyı çaldı.Birkaç defa üst üste çaldı.
Cenk hala uyuyordu ama bir ara kıpırdanır gibi oldu.Gözlerini ovuşturduktan sonra yalpalaya yalpalaya ayağa kalktı.
"Geldim.Geldim.Kesin annem geldi yine."
Kapıyı açtığında karşısında Cereni görmeyi beklemiyordu.Kapıyı kapattı.Ama kapı tekrar çaldı.
"Cenk beni içeri almayacak mısın?"
Cenk içkinin etkisiyle hayal gördüğünü sanıyordu.
"Sen kimsin bilmiyorum.Ama Cerene çok benziyorsun."
"Cenk saçmalama benim zaten.Benim Ceren."
Cenkin adeta gözleri parlamıştı.
Cereni kendisine çekip sarıldı.
"Sen sen gerçeksin.Çok korktum.Gittin diye çok korktum.Gitmemişsin.Buradasın.Geldin bana geldin."
Cenk farkında olmasa da fazlaca sıkıyordu sarılırken.Ceren kendini Cenkten kurtardı.
"Antakyaya gidecek halim yoktu ya.Hadi burada mı dikileceğiz."
İçeriye girdiler.
~~
Agah odasında otururken bir telefon aldı.Adamlarına emir vermişti.Cenki de Cereni de takip etmeleri için.
"Agah bey.İstediğiniz bilgilere ulaştım efendim."
"Evet dinliyorum."
"Ne Cenk bey Amerikaya gitmiş.Ne de Ceren hanım Antakya'ya.İkisi de hala İstanbuldalar efendim."
"Ne! Neredeler peki?!"
"Henüz bilmiyorum efendim.Araştırıyoruz."
"Hemen hemen bana o ikisini bulun!"
Agah telefonu kapattıktan sonra sinirle duvara fırlattı.
~~
Ceren içeriye girer girmez,garsoniyeri aradığı o günü anımsadı.
"Ceren.Geç geç otur şöyle."
Ceren koltuğa oturdu.
"Aç mısın? Açsan bir şeyler yapayım?"
"Sen sarhoş musun?"
Cenk gülmüştü.
"Yok ya ne sarhoşu içtim birazcık sadece."
"Pek öyle durmuyor da neyse.Aç falan değilim ben."
"Bir şeyler içelim."
"Niye beni de mi sarhoş edeceksin?"
"Ceren.Lütfen ama yapma böyle."
"Şaka Cenk.Şaka yapıyorum.Kafana göre takıl.Bana farketmez."
Cenk hemen gidip birer kadeh kırmızı şarap doldurmuştu ikisine.
"Al güzelim."
"Ben senin güzelin değilim."
"Öylesin.Hatta bir tek benim güzelimsin."
Cenk,Cerenin yanına oturup belinden kendine doğru çekti.
"Sırnaşma Cenk."
Cenk,Cereni özlemişti.Kendini öyle olmadığına inandırmaya çalışıyordu ama daha fazla saklayamıyordu duygularını.
Gittikçe yaklaşıyordu Cerene.
"Cenk napıyorsun?"
"Ceren ben seni çok özledim."
"Cenk.Kendinde değilsin sen.Pişman olacağın bir şey yapma."
"Ben pişmanım.Ama seninle olduğum için değil.Sana öyle davrandığım için."
Ceren,Cenke doğru döndü.Saçları Cenkin yüzüne değiyordu.Gülümsedi.
"Haa pişmansın demek?"
"Evet."
Birbirlerine öyle anlamlı öyle derin bakıyorlardı ki,sanki zaman durmuştu.Hatta dünya durmuştu.Sonsuza dek böyle durabilirlerdi.
Cenk daha fazla dayanamadı ve Cereni kendine çekip öptü.
Ceren de ona karşılık verdi.Yalan yoktu.İkisi de birbirlerini deliler gibi özlemişti.
-Sabah-
Sabah ilk uyanan Cenkti.Başı çatlıyordu ama dün gece yaşanan her şey aklındaydı.Yüzündeki sırıtmaya engel olamadı.
Dönüp Cerene baktı.Bebekler gibi mışıl mışıl uyuyordu.
Saçlarını kokladı önce doya doya çekti kokusunu içine.Sonra alnına minik bir buse kondurdu.Kalkıp mutfağa gitti.
Bir yandan şarkı söylüyor bir yandan kahvaltı hazırlıyordu.
Ceren de uyanmıştı.Gözlerini ovuşturduktan sonra etrafına baktı.Yanına baktığında Cenki göremedi.Yataktan kalkıp Cenkin gömleklerinden birini giydi.Mutfağa gitti.
Cenki kahvaltı hazırlarken görmeyi beklemiyordu.Hele bu kadar mutlu olacağını hiç tahmin etmemişti.
Cenk Cereni farketti.
"Günaydın sevgilim.Gelsene."
Ceren yanlış duyduğunu falan düşünüyordu.Koskoca Cenk Karaçay ona sevgilim mi demişti? Peki neden buna tahmin ettiği kadar sevinemiyordu? Ceren Cenkin yanına gitti.
"Kolay gelsin."
"Sağol."
Cenk salata doğruyordu ve bir parça da Ceren'e verdi.
"Mutfak becerilerin olduğunu bilmiyordum."
"Daha bilmediğin çok şey var sevgilim.Ama öğreneceksin."
Ceren daha fazla dayanamadı.
"Yeter Cenk!"
"Noldu Ceren? Sorun ne?"
"Ben senin sevgilin falan değilim."
"Ama biz dün gece."
"Evet biz dün gece beraberdik.Ama o dünde kaldı."
Cenkin yüzü bir anda düşmüştü.
"Ama ben sandım ki.."
"Ne sandın Cenk?"
"Dünden sonra biz oluruz sandım."
Ceren gülmeye başladı.
Cenk anlamsızca bakıyorken Ceren o kurşun gibi cümleyi kurdu.
"Hala bizim aramızda bir şeyler olabileceğini düşünecek kadar aptal mısın Cenk?"
-Bölüm sonu-

Aşka Tutsak(CENCER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin