"Hayır hayır ben katil değilim.Ben yapmadım.Ben öldürmedim.Benim suçum yok.Hepsi Nedimin suçu.O katil.Katil olan o.Ben değilim.Ben değilim!"
Şeniz kan ter içinde uyandı.O acı kayıptan beri her gün bu tarz rüyalar görüyordu ama hala inanmıyordu katil olduğuna.Haksız da sayılmazdı kim kabul edebilirdi ki eli kanlı bir canavar olduğunu.Elbette o da inkar etmeyi seçmişti.
"Nurten,Nurten odama gel hemen."
"Günaydın Şeniz hanım.Bir isteğiniz mi var efendim?"
"Cenk nerede?"
"Cenk bey henüz aşağı inmedi efendim.Hala odasındadır herhalde."
"Tamam gidebilirsin."
Şeniz,Cenk'in ona karşı tavır almış olmasından hiç hoşnut değildi.Bir an önce bu durumdan kurtulmak istiyordu.
"Cenk müsait misin? İçeriye giriyorum."
Ses gelmedi.Şeniz de içeriye girdi.Cenk düşünceli bir şekilde oturuyordu.
"Cenk günaydın oğlum."
"Ne var anne ne istiyorsun?"
"Cenk lütfen yapma böyle."
"Bir şey yaptığım yok anne.Beni yalnız bırakır mısın?"
"Cenk oğlum lütfen.Bak bir dinle beni.Ben katil değilim.Benim suçum değil.Hepsi o Nedim yüzünden oldu.O eğer test sonuçlarını değiştirmeseydi böyle bir şey hiç yaşanmayacaktı."
"Anne yeter! Yeter artık.Kes şu saçmalığı! Sürekli aynı şeyi tekrarlayıp durma! Bana masal anlatma! Artık inanmıyorum! Ne sana ne de yalanlarına inanmıyorum! Şimdi lütfen çıkar mısın odamdan!"
Şeniz odadan çıktı ancak bu böyle kalmayacaktı.Koskoca Şeniz Karaçay'dı o.Asla yıkılmaz asla ezilmezdi.Oyunu o kurar kurallarını da o belirlerdi.Şimdi de yas tutmak yerine küllerinden doğup,intikam almaya karar vermişti.
Nedim,artık şirketteki işinin başındaydı.Agah'a bile meydan okuyordu.İntikam arzusuyla Cemre'ye olan aşkı arasında sıkışıp kalmıştı.Ne yapacağını bilemiyordu.Yine odasında düşünceli bir şekilde otururken birden kapı açıldı.
"Nedim.Umarım misafir kabul ediyorsundur."
"Hoşgeldin yenge.Ederim tabi etmez miyim hele ki misafirim sen isen.Otursana.Ne ikram edeyim sana? Soğuk su falan ister misin?"
"Oyun oynayacak vaktim yok.Neyin peşinde olduğunu biliyorum ama başaramayacaksın.Ben hayatta olduğum sürece başaramayacaksın."
"Neyin peşindeymişim?"
"Karaçay servetinin tabiki."
"Beni kendinle karıştırdın galiba yenge.Ne Karaçay soyadı ne de servet benim umrumda değil.Ben seni mahvedeceğim ve şu an için bundan daha çok istediğim hiç bir şey yok."
"Elinden geleni ardına koyma Nedim."
"O konuda hiç şüphen olmasın yenge."
~~
Damla,arkadaşlarıyla dışarı çıkmak için anlaşmıştır.Her zaman ki gibi çok şık giyinmiştir ve göz kamaştırıyordur.
Bahçeye indiği an Civan ile karşılaşırlar.Civan Damla'nın yanına gelir.
"Nereye lan böyle? Bu kıyafet ne?"
"Ayy Civan.Ne öküzsün sen ya.Ne varmış kıyafetimde.Yapma böyle."
"Ne demek ne varmış baksana resmen ben buradayım diye bağırıyor.Başımı belaya mı sokacaksın sen benim?"
Damla,Civan'ın elini tutar.
"Merak etme.Ben sana aşığım.Senden başka kimseye da bakmam.O yüzden sorun yok.Ama şimdi gitmem lazım geç kalırsam kızların dilinden kurtulamam."
Damla,Civan'ın yanağına bir öpücük kondurur.
"Tamam ama bak ara beni çıkınca ben seni gelir alırım."
"Tamam merak etme.Hadi bye!"
Civan,Damla'nın arkasından bakar.
Ve gülümser.
Ceren odasında uzanıyordur.
Neriman,fırsatını yakalamışken yine Ceren'i kışkırtmak için aklında binbir tilki dolanıyordur.
"Napıyorsun kız?"
"Yatıyorum babaanne görmüyor musun?!"
"Ne bağırıyorsun be! Aman sende iyice sinirli oldun."
"Ne var babaanne ne istiyorsun?"
"Ay dur az oturayım şöyle yoruldum."
"Otur otur.Ama yalnız kalmak istiyorum o yüzden çabuk söyle ne söyleyeceksen."
"Bak kızım.Evladını kaybettin.Biliyorum acın var.Ama üzülme yavrum.Zaten o Cenk den sana hayır gelmezdi."
"Yani? Ne demek istiyorsun sen babaanne? Açık konuşsana."
"Diyorum ki Cenk olmadı.Bir de kocanla dene.Yeniden hamile kalırsan köşkten hiçbir kuvvet atamaz bizi.Hem tüm servet Nedimde.Nedim sana sahip de çıkar baksana çocuğa o kadar eziyet ettin hala sana yardım ediyor.Olur bu iş bal gibi de olur.Bir düşün bunu sen."
Ceren şaşkınlık içinde babaannesini dinlemiştir.Gerçekten tek derdi para ve köşk olan babaannesi bu fikri Ceren'e de aşılamaya çalışıyordur.Ama atladığı bir nokta vardır o da Ceren'in Cenk'e olan aşkı-her ne kadar ona öfkeli olsa bile.Ve babaannesinin bu sözleri artık bardağı taşıran son damla olmuştur.
"Babaanne! Sen ne dediğinin farkında mısın! Ben bebeğimi kaybettim! Oğlum öldü benim oğlum! Daha mezarına bile gitmedim oğlumun korkumdan! İçin el vermiyor çünkü gitmeye! Sen sen neler söylüyorsun! Bu kadar mı kör etti para senin gözünü! Sen torununa bana böyle mi destek oluyorsun! Nedim'in koynuna girmemi söyleyerek mi! Git babaanne! Yalnız bırak beni!"
Neriman Ceren'den hiç beklenmedik bir tepki aldıktan sonra yüzü asık bir biçimde dışarı çıkar.Ama aklına koymuştur bir kere.Artık yeni hedefi Nedim'dir.
~~
Seher,kızının daha fazla acı çekmesini istemiyordur.Agah Beyle konuşmaya gider.
Agah evde çalışma odasındadır.
Seher kapıyı çalar.
"Girin."
"Agah bey.Konuşmamız lazım."
"Buyrun Seher hanım.Konuşalım."
Seher geçip oturur.
"Bakın ben kızımın iyiliğini düşünüyorum daha fazla üzülmesini istemiyorum.Bir an önce boşanmaları için ne gerekiyorsa yapalım."
"Bende sizinle aynı fikirdeyim Seher hanım.Yani yeğenimin kızınızla evli kalmasını katiyen istemiyorum.Ama Nedim boşanmaya yanaşmıyor.Şu an için beklemekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey yok."
"Peki Agah bey."
Seher,çalışma odasından çıkar ve işinin başına döner.
Nedim,şirkette dosyaları incelerken telefonuna bir mesaj gelir.Mesajda da Cemre ve Cenk'in konuşması vardır.Evliliklerinin sadece kağıt üzerinde bir evlilik olduğunu söylüyordur Cemre videoda.Nedim videoyu izledikten sonra önce sevinse de sonradan ne yapacağını düşünmeye başlar.İşi gücü bırakıp,dışarı çıkar.Temiz hava da bol bol düşünür.Şimdi ne yapacaktır? Hangi duygu daha ağır basıyordur? Aşk mı intikam mı?
-Saatler sonra-
Karaçay köşkünde yine kimsenin kimseyle konuşmadığı,soğuk rüzgarların hakim olduğu bir akşam yemeğinden sonra herkes odasına çekilir.Ceren hariç çünkü o hala ısrarla odasından çıkmıyordur.
Cemre artık bu oyunu daha fazla sürdürmek istemediğini farketmiştir ve Cenk'le konuşmayı düşünüyordur.
"Cenk.Biraz konuşalım mı?"
"Konuşalım tabi karıcım."
"Cenk lütfen.Bana karıcım deme.Biliyorsun ki biz sadece kağıt üstünde evliyiz."
"Biliyorum Cemre.Söyle hadi."
"Ben boşanmak istiyorum."
Cenk bir an donup kalır.
"Boşanmak mı? Mahkemede ben kocamdan boşanmak istemiyorum diyen kız mı söylüyor bunu?"
"Cenk ben seninle sadece Nedim için evlendim bunu biliyorsun."
"Evet biliyorum kahretsin ki biliyorum!"
"Cenk lütfen.Daha fazla uzatmanın anlamı yok.Boşanalım bitsin gitsin."
"Hayır Cemre.Ben senden boşanmıyorum."
"Cenk anla artık.Ben Nedimi seviyorum! Ben Nedim'e aşığım! Hiçbir zaman sana ona baktığım gözle bakmayacağım!"
"Bende sana aşığım Cemre bunu ne zaman anlayacaksın!"
"Sen bana aşık değilsin Cenk.Sadece kendini öyle olduğuna inandırıyorsun."
"Cemre.Bu boşanma olmayacak bunu aklına yaz."
"Olacak Cenk.Er ya da geç bu boşanma olacak."
Cemre sinirle odadan çıkar.Cenk de o sinirle duvara yumruk atar.
Ceren su içmek için mutfağa inmiştir.Cenk de içecek bir şeyler aramak için mutfağa iner.
Ceren tam bardağı doldururken ani ses yüzünden irkilip bardağı düşürür.Toplamaya çalışırken de elini keser.
"Ahh elim."
Cenk hemen Ceren'in yanına gelir.
"İyi misin?"
"İyiyim."
"Gel otur şöyle."
Ceren oturur,Cenk de bir sandalye çekip yanına oturur.
"Ver elini bir bakayım."
Ceren'in elini tutar.
"Çok derin kesilmemiş.Şimdi ufak bir pansumanla hallederiz."
"Gerek yok Cenk.Ben hallederim."
"Ceren inat etme.Ben yaparım dedim."
Cenk usulcacık,mümkün olduğunca yavaş bir şekilde Ceren'in eline pansumanı yapar.
"Teşekkür ederim."
"İyi misin?"
"İyiyim Cenk.Bak pansumanı da yaptın hiçbir sorun yok."
"Onu sormadım.Çok kötü görünüyorsun.Hiç gülmüyorsun."
"Gülmek mi? Ben artık eskisi gibi gülemem ki Cenk."
"Ben çok üzgünüm."
"Üzülme Cenk.Senin üzülmeye bile hakkın yok."
"Ben böyle olsun istemedim gerçekten."
"İstemedin mi? Cenk kimi kandırıyorsun? Dibi görünmeyen uçsuz bucaksız bir çukur vardı Cenk ve sen kendi ellerinle ittin bizi o çukura.Beni ve bebeğimi."
Seher de tuvalete gidecektir ancak mutfakta el ele oturan Cenk ve Ceren'i fark eder.
"Ceren bak öyle değil."
"Öyle Cenk.Ama bütün bunların önemi yok artık.Sabaha kadar da konuşsak,günlerce de konuşsak değişen bir şey olmayacak çünkü.Giden gitti.Artık geri dönüşü yok."
"Haklısın.Ben ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Hiçbir şey söylemene gerek yok Cenk.Ben yaptığım hataların bedelini ödedim.Bedelini bebeğimi kaybederek ödedim.Seni sevmenin sana güvenmenin bedelini oğlumuzu kaybederek ödedim."
"O benim de oğlumdu Ceren ben de en az senin kadar üzgünüm. Bak annemle bile konuşmuyorum."
"Sen hala sorunu bu sanıyorsun dimi Cenk? Herşey bu kadar basit senin için? Benim gibi basit.Bak gerçekten daha fazla konuşmanın anlamı yok.Hem unuttun mu bana ne dediğini? Hani mideni bulandırıyordum ya senin? Neden bu konuşma çaban şimdi vicdanını mı rahatlatmaya çalışıyorsun?"
Cenk bir anlık dondu kaldı.Ne diyeceğini bilmiyordu çünkü.
Ceren zoraki bir şekilde gülümsedi.
"Ben de öyle tahmin etmiştim."
"Beni hiç affetmeyeceksin değil mi?"
"Seni oğlun affetsin Cenk.Benden bu kadar."
Ceren,elini çeker ve masadan kalkar.Cenk de hemen arkasından kalkar.Tam kapıdan çıkacakları sırada Seher'le yüz yüze gelirler.
Seher hem şaşkın hem de öfke dolu gözlerle bir Ceren'e bir Cenk'e bakıyordur.
"Siz..Siz.."
Ceren ve Cenk birbirlerine bakmaya başlar.
İşte şimdi zamanı gelmiştir artık-ne derler;sırların ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.
-Bölüm Sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Tutsak(CENCER)
FanfictionZalim İstanbul 22.bölüm ve sonrası için yazılmıştır. (İlerleyen bölümlerde diğer çiftlere de yer verilecek ancak esas çiftimiz Cencer.) #zalimistanbul #Cencer