Gelen çığlık sesleriyle birden uyandım. Şaşkınlıkla etrafıma bakmaya başladım, Masal pencereden dışarı bakarak çığlık atıyordu. Yatağımdan kalkıp hızla Masal'ın yanına giderek ben de pencereden dışarı bakmaya başladım.
Oh my kar! Ne güzel yağıyorsun öyle!Masal geldiğimi farkedip bana bakmaya başladı. "Güneş!" dedi sevinçle, "Baksana ne güzel yağıyor!"
Lapa lapa yağan karlara hayranlıkla bakıp "Dışarı çıkalım mı?" diye sordum heyecanla.
"Hadi çıkalım."
Üzerimizi değiştirdikten sonra montumuzu giyip, elimize eldivenlerimizi takarak beremizi de başımıza geçirince hızla çıkış kapısına koştuk. Botlarımızı giydiğimiz sırada annem salondan, "Kızlar nereye?" diye seslendi merakla.
"Anne şu yağan kara bakar mısın? Dışarı çıkıyoruz."
"Yemek yiyip öyle çıksaydınız bari."
Masal botunun fermuarını çekip ayağa kalktıktan sonra kapıyı açarken "Hiç yemek yiyesim yok, ben çıkıyorum." dedi yine aynı heyecanıyla. Ben de ayağa kalkıp Masal'ın peşinden dışarı çıktım.
Gözlerimi kapatıp kollarımı açarak yüzümü gökyüzüne çevirdim, kocaman kar taneleri yüzüme düşüyordu. Yanaklarım üşümeye başlayınca gözlerimi açtım ve yavaş yavaş süzülen kar tanelerini gülümseyerek izlemeye başladım. Sonunda en sevdiğim mevsim başlıyor.
Ellerimi gökyüzüne çevirerek avuç içlerime düşüp yavaş yavaş erimekte olan birbirinden farklı kar tanelerini incelemeye başladığım sırada enseme gelen kar topuyla arkama döndüm. Masal bana bakıp kıkırdıyordu.
"Ulan Masal." diyerek yerden kar alıp kocaman bir kar topu yaptım. Masal elimdeki kar topunu görünce çığlık atarak kaçmaya başladı. Sessizce olduğum yerde bekleyip onun düşmesini bekledim, ne de olsa bir yerde illaki düşecek.
Masal çam ağacının yanına durup bana bakmaya başladı ve "Atmayacaksan yanına geliyorum." diye seslendikten sonra, "Atacağım." diyerek ellerimi belime koydum.
"Atamazsın ki."
Elimi havaya kaldırıp kar topunu atıyormuş gibi yapınca hızlı hamleyle çamın arkasına geçmeye çalışırken yere yapıştı. Kahkaha atarak yanına koşmaya başladım ve kar topunu bacağına yerleştirdim.
"Aaaa!" diye cırlayıp eliyle kolunu tutunca "Masal bacağına attım." dedim, "Bari bacağını tut da inandırıcı olsun.
"Ha kol, ha bacak." diyerek kendini savunununca, "Kalk kalk, hiçbir şeyin yok." dedim. Oflayarak ayağa kalktığında kol kola girdik ve yürümeye başladık.
Masal ellerini cebine sokup "Nereye gitsek acaba?" diye sordu.
"Bilmem. Nereye gidelim?"
Cebimden telefonu alıp saate baktım. On ikiyi çeyrek geçiyordu. "Öğlen olmuş." dediğimde Masal, "Bizimkilerin yanına gidelim mi?" diye sordu heyecanla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OH MY KOLEJ
Teen Fiction..."Vay anasını sayın seyirciler." diyerek yüzümü gökyüzüne çevirdim. Hava iyice karanlıklaşmıştı ve yıldızlar geceyi süslüyordu. Hayran hayran yıldızlara bakarak "Yıldızlar." dedim, "Çok güzeller, keşke yeryüzüne inseler." gülümsediğini hissedebili...