~20~ MİNİK ÇOCUK OLSAM

5.6K 456 227
                                    

5 gün sonra  (Perşembe)(Güneş'in Ağzından)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5 gün sonra  (Perşembe)
(Güneş'in Ağzından)

"Tamam anne. Artık gerçekten doydum."

"Tamam kızım benim. Hadi bakalım, okula."

"Görüşürüz anne."

"Görüşürüz kızım, dikkat et kendine."

Masadan kalkıp kapıya ilerledim, ayakkabılarımı ve montumu giyip çantamı alarak Masal'lara ilerlemeye başladım. Biraz yürüdükten sonra Masal'ın beni beklediğini gördüm. İntihar ettiğim gün babamla konuşmalarımı sadece Masal'a anlatmıştım. Mete'yi ne kadar çok sevdiğimi ve onu nasıl çaresiz bıraktığımı göz yaşlarımla anlatırken, benle beraber yaşadı o anları, hissetti, ağladı.

Hastaneden çıktığımdan bu yana babam hiç ortalığa çıkmadı, ne abim ne de annem hiç görmemiş. Masal her ne kadar Mete'ye olan biten her şeyi anlatmamı istese de ben bunu göze alamam. Onun gözlerindeki öfke o kadar basit değildi. Korkuyorum. Bana vereceği zarardan değil, aileme veya Mete'ye vereceği zarardan korkuyorum. Hepsi bu.

"Günaydın Güneş."

Masal heyecanla koluma girdi, "Çok heyecanlıyım yaa! Senle beraber okulda yürümeyi özledim resmen!"

Gülümseyerek "Oh my Masal." dedim, "İnan ben de çok özledim. Gevezeliklerini bile hemde."

"Hele ben!" diye cırladı koluma sarılarak, "Okulda haylazlık yapamıyorum, böyle bir şey olabilir mi?"

"Vay anasını sayın seyirciler! Masal haylazlık yapamıyor."

Gülümsediği sırada ben de tebessüm ettim. Biraz sonra okula vardık. İçimde bir gerginlik oluştu. Mete... Onunla en son beş gün önce konuşmuştuk. Kırmıştı, kırmıştım, kırılmıştık... Tüm bunlara değer mi bilmiyorum ama bir gün gerçekten her şey düzelecek onu çok iyi biliyorum.

Sınıf kapısının önüne geldiğimizde korkan gözlerle Masal'a bakmaya başladım. Ellerimi tutarak "Sakin ol Güneş." dedi ve kapıyı açtı. Beraber sınıfa girdik. Gözlerim hemen Mete'nin sırasına kaydı. Elinde bir kalem, öylece masayı karalıyordu. Bir an bana baktı, sonra önüne döndü, sonra gördüğünden emin olmak için tekrar bana baktı.
Daha fazla göz göze gelmemek için masasını karalamaya devam etti. O beş gün önceki Mete'den çok daha farklı. Gözleri kıpkırmızı, sanki uykusuz gibi. Yüzü bembeyaz, saçları darmadağın. Onu bu hale ben mi getirdim?

Gözlerim Çağrı'ya kaydı, gergin bir şekilde bana bakıyordu ama gözlerindeki öfkeyi anlamak zor değildi.

Sırama oturduğumda gözlerim doldu. Mete bunları hak etmiyor ama benim başka çarem yok. Gözlerim Mete'nin saçlarında takılı kaldı. Saçlarında gözlerimi gezdirirken ensesindeki bir yara dikkatimi çekti. Gözlerimi kısıp yarayı incelemeye başladım. Bu, yeni bir yara.

Masal'ı dürttüm, bana baktığında Mete'nin ensesindeki yarayı gösterdim endişelenerek.

"Çok mu merak ettin Güneş hanım?"

OH MY KOLEJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin