Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ")
____________________"Ben çıkıyorum anne."
"Görüşürüz kızım."
Anneme el salladıktan sonra dışarı çıktım ve okula gitmek üzere Masal'lara ilerledim. Biraz yürüyünce Masal'ın beni beklediğini fark ettim, biraz hızlanarak yanına yaklaştım.
"Günaydın Masal."
"Günaydın bukalemun."
"Oha, sen nereden biliyorsun?"
"Kuşlar fısıldadı."
"Bence antiloplar böğürmüş."
"Senin antiloplarla sorunun ne?"
"Ne sorunum olacakmış? Canları cennete."
"Amin amin."
"Hey, bu aramızda."
"Pek aramızda değil ama neyse."
"Ne?"
"Tamam diyorum."
Biraz sonra okula vardık. Sınıfa çıkıp sıramıza oturduk. Mete ve Çağrı gelmemiş diye düşündüğüm sırada kapı açıldı, önce Çağrı sonra da Mete geldi ve beraber sıralarına oturduklarında ikisi de arkasına döndü.
Çağrı bana imalı imalı bakıyordu. Ben de ona 'Ne bakıyorsun be!' bakışlarımı atınca eliyle saçlarımı karıştırarak "Günaydın bukalemun hanım." dedi.
Ne! What! Cosa! Quel! Was! Şaşkınlıktan beş dil konuştum lan! Her neyse konu bu değil.
Masal'ın kahkahasını ve Mete'nin haince sırıtışını umursamadan "Ben bukalemun değilim." dedim yılmış bir tavırla. Mete hiç durur mu! Hemen antilop gibi atlayıp "Sen de renk değiştiriyorsun ama." dedi gülerek. Oh my ben, neler çekiyorsun böyle.
"Bukalemunlar bir kere çok sevimli ve asil varlıklardır tamam mı!" dedim kendimi kurtarmaya çalışarak.
Çağrı bana tip tip bakıp "Aynen, çok asiller gerçekten. Dilleri bir metre uzuyor ve ayrıca da böcek yiyorlar." diye cevap verdi. Çağrı'nın bu sözüne ben hariç herkes gülmeye başladı. Komik mi?
Masal'a, cevizi kaybolmuş 8 aylık minik bir sincap gibi masum ve cici bir şekilde bakarak yardım istedim.
"Tamam, tamam. Kankamın üzerine bu kadar gitmeyin." diye savunmaya geçti Masal. Pek ciddi bir savunma değildi ama neyse, şu durumda her şey kabulüm.
Zilin çalmasıyla sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı ve biraz sonra da sınıf hocamız sınıfa girdi. "Günaydın gençler." diye selam verince biz de hep bir ağızdan "Günaydın." dedik. Hoca sınıf defterini doldurduktan sonra "Serbestsiniz gençler, ister ders çalışın ister dışarda voleybol falan oynayın." dedi.Rehberlik hocasının bedenci olmasının yararları.
Sınıftan birkaç kişi voleybol oynayalım gibi şeyler söyleyince tüm sınıf voleybol sahasının yanına indik. İnanmazsınız ama aklımdan fena halde berbat fikirler geçiyor. Mete ile farklı takımlarda olup karşı karşıya durmalıyım. Topları smaç şeklinde vücudunun belli bölgelerine indirdim mi bu iş tamamdır.
"Bence Masal'la ben aynı takımda olalım, Mete'yle Çağrı aynı takımda olsun."
"Neden?"
Mete'yi pert edeceğim de ondan.
"Eee, şey. Sodasına oynarız, kazanan kaybedene soda alır."
Mete bilmişçe ellerini beline koyarak "Çağrı kabul edelim kanka, ne de olsa kaybedecekler." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OH MY KOLEJ
Ficțiune adolescenți..."Vay anasını sayın seyirciler." diyerek yüzümü gökyüzüne çevirdim. Hava iyice karanlıklaşmıştı ve yıldızlar geceyi süslüyordu. Hayran hayran yıldızlara bakarak "Yıldızlar." dedim, "Çok güzeller, keşke yeryüzüne inseler." gülümsediğini hissedebili...