Herkese merhaba. Uzun bir aradan sonra uzun bir bölüm hazırladım sizlere. Lütfen yorum ve oylarınızı esirgemeyin. İyi okumalar......
"Eğer gözlerine bir daha bakmayacak olursam, bu benim için bir ölüm olur."
"Bu nasıl bir yapmacıklıktır ya?"
Cem artık bıkkınlığını belli ederek kollarını önünde bağladı. İki, üç saattir senaryoya çalışıyorduk. Daha doğrusu ben pratik yapıyordum, Cem ise beni izleyip nasıl oynadığıma bakıyordu.
"Ne var ya! Ne kadar içten söyledim, bak gözlerimi bile yaşarttım. Senin haricinde herkes oyunculuğumu çok beğeniyor benim!"
Dudağımı büzüp ona baktığımda ellerini beline koydu. Açıkçası bu halleri çok komikti. Aynı yaşlı teyzeler gibi çemkiriyordu.
"Ba, ba, ba, ba, ba. Onlar körse ben ne yapayım kuzum? Böyle daha içten oynaman lazım. İçimin titremesi lazım. Yok Allah'ım yok bizim sana bir erkek bulmamız lazım. O kadar uzun süredir ilişkin yok ki artık ot gibi oldun. Kadın olduğunu hissetmen lazım azıcık. Şu son dört yıldır tek çıktığın şey asansör!"
En ağır damarıma bastığında artık bende dayanamayıp ona çemkirmeye başladım.
"Bak sen şu beyefendiye! Kriterlerim yüksekse ben ne yapayım? Kafama uygun birini bulursam zaten bir şans veririm!"
Arkamı dönüp derin derin nefes almaya başladım. Cem'le uğraşmak senaryoya çalışmaktan daha zordu.
"Ay g*tüm! Elalem de erkekler kapında yatıyor sanacak! Neyse sen alışverişe gidecek misin bugün?"
Ah, doğru! Bugün alışverişe gidip kendime güzel bir elbise almam gerekiyordu. Çünkü akşam oyuncu bir arkadaşımın doğum günü partisi vardı. Elbette benimde güzel görünmem gerekiyordu.
"Evet, birazdan çıkarım sen ne yapacaksın?"
Cem kaşlarını kaldırmış bana bakarken bende masanın üzerinde duran çantama uzandım.
"Ben annemin yanına uğrayacağım gene bana kısmet buldu sanırım. Varya bence biz evlenelim, kurtuluruz ha."
Dediği şeye gülerken telefonu çaldı. Elini pantolonun arka cebine uzatıp telefonu aldıktan sonra, çağrıya cevap verip konuşmaya başladı.
Gözlerini devirip, derin bir nefes alınca telefondaki kişinin annesi olduğunu anladım.
"Evet anne, ben ne diye çiçek alıp geleyim eve ya?
Çantamı aldım ve telefonumunda cebimde olduğunu kontrol ettim. Yeni telefonumu sağ olsun yeni patronum Demir Bey almıştı. Daha doğrusu yollamıştı. Ne olursa olsun telefonum vardı ve biz telefonumla çok mutluyduk!
Kapıya doğru ilerlemeye başladım. Cem'e el sallayıp kapıdan dışarı çıktım. Burası bir arkadaşımızın eviydi ve müstakil olduğu için çok rahattı. Sağ olsun burada pratik yapmamıza izin veriyordu. Zaten kendisi de pek evde olmadığı için eve gelip arada bakmamız gerekiyordu.
Yavaş yavaş yürürken caddeye doğru ilerliyordum. Bu caddede çok güzel butikler vardı. Ayrıca fiyatları da çok uçuk kaçık olmuyordu. Telefonuma bir mesaj geldiğinde Candan'dan gelen mesaja tıklayıp okumaya başladım.
"Akşam partime gelirken kendine bir eş bulman lazım Kalben. Biliyorum son dakika oldu ama bulursun birini bence ya! Ha birde maske giyin ikinizde. Emre ile bizde giyeceğiz çok güzel olacak! Neyse akşam sekizde unutma. Görüşürüz bebeğim ;)"
Ne? Nasıl? Ben şimdi nasıl bulacaktım ki kendime bir partner? Hemen telefonumdan Cem'i aradım. Elbette başka biriyle konuşuyordu ve o kişinin annesi olduğuna emindim. Şu an başı dertte olduğu için ona pek bulaşmak istemedim. Hemen rehberime girip arayabileceğim bazı kişilere baktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/191744674-288-k630451.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Plan
General Fiction"Beni sevmen de planının içinde miydi? Yoksa o da sonradan mı gerçekleşti?" İnandığım adam beni kandırmıştı. Onunla evlenmemi, ona aşık olmamı sağlamıştı. "Bu benim kusursuz planım. Ben yönetmen, sen ise benim başrolümsün. Ayrıca senaristte benim...