Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum... İyi okumalar.
Kalben...
Ağır göz kapaklarım yavaşça aralanırken hastanenin ağır kokusu burnuma doldu. Bilincim yavaş yavaş açılıyordu. Etraftaki karanlık bulutlar aralanırken sesleri de işitmeye başladım.
"Uyandı, uyandı Kalben iyi misin?"
Cem heyecanla başıma dikildiği zaman ilk an ne olduğuna anlam veremedim. En son Hakan pisliğiyle olan kavgamızı ve onun bana vurduğunu hatırlıyordum. Sonra da Özgür Bey beni buraya getirmiş olmalıydı. Beni kucağına aldıktan sonrası yoktu benim için.
"Kalben iyi misin diyorum bana bak."
Gözlerimi Cem'e doğru çevirdim. Yavaşça doğrulurken,
"İyiyim Cem, sadece yorgun hissediyorum." dedim.
Kolumu hareket ettirdiğimde bir serum olduğunu gördüm. İğneyi, serumları oldum olası sevmezdim. Aslında sevmediğim şey komple hastaneydi. Pek iyi anılarım yoktu buraya dair.
"Normaldir, karnına sert bir tekme yedin. Kasların zedenlenmiş. Belli aralarda gelip muayene olursun istersen. Doktor senin için faydalı kremler ve haplar yazdı. Onların hepsi yanındaki torbada."
Özgür Bey sert yüz ifadesiyle odaya girdi. Kafasıyla sol tarafımı gösterdiğinde küçük komidinin üzerinde karton bir poşet olduğunu gördüm.
"Teşekkür ederim. Eğer fişini gönde-"
"Hepsinin kullanma talimatı özel olarak yazıldı. Düzenli olarak kremleri sürüp, haplarını kullanmalısın. Para falan da kabul etmiyorum. Seni korumak benim görevim zaten."
Özgür Bey sözümü keserek konuşmasına devam ettiğinde ben ve Cem, son söylediği cümleye yoğunlaşmıştık. Cem'in anlamsız bakışları ve benim hafif çatık kaşlarım bunu gayet belli ediyordu zaten. Özgür Bey de bunu fark etmiş olacak ki lafını hemen toparladı.
"Yani müdür olarak, ajansta önemli oyuncularımıza zarar gelmesini önlemeliyim. Öyle değil mi?"
Cem'e döndü. Cem kafasını yukarı aşağı hızlı hızlı saklarken Özgür Bey de odadan çıktı.
Cem garip bir yüz ifadesiyle kaşlarını çattı. Sonra da yüzünü sallayıp bana döndü.
"Ulan Kalben sendeki şans kimsede yok vallahi! Ne kadar korktum haberin var mı acaba?"
Ellerimle üzerimdeki örtüyü sıktım.
"Sanki ben çok memnunum burada olmaktan Cem!"
Birden bağırdığım için yanaklarımda hareket etti ve bu yüzden yüzümün sol tarafı çok fena acımıştı. Elimi yanağıma doğru götürdüm.
"Öküz Hakan! O elini alıp müsai- öf Tövbe yarabbim!"
Cem küfür etmeye ramak kala yutkunup içinden söylenmeye devam etmişti. Yanımda küfür edilmesini de, küfür etmeyi de pek seven bir insan değildim.
"Doktor geldi sen yokken bu arada. Uyandığında gidebileceğini söylediler. Kendini iyi hissediyor musun?"
Kafamı salladım. "Evet, iyiyim. Zaten hastanede kalmak istemiyorum gidelim hemen."
Sedyeden kalkmak için yavaşça doğruldum. Bu esnada da Cem'in çağırdığı bir hemşire kolumdaki serumu çıkarmak için gelmişti. Gözlerimi sıkıca kapatıp nefesimi tuttum. Hemşire de hemen durumu anlayıp kolumdaki serumu tek hamlede çıkardı. Kolumun üerine bir bant yapıştırdıktan sonra işlem tamamlanmıştı. Gülümseyerek hemşireye teşekkür ettim. O da geçmiş olsun dedikten sonra gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Plan
Narrativa generale"Beni sevmen de planının içinde miydi? Yoksa o da sonradan mı gerçekleşti?" İnandığım adam beni kandırmıştı. Onunla evlenmemi, ona aşık olmamı sağlamıştı. "Bu benim kusursuz planım. Ben yönetmen, sen ise benim başrolümsün. Ayrıca senaristte benim...