"Her hayat önemlidir fakat gereklidir hürriyet"
Bu lafı bana babam çok eski zamanlar söylemişti. O zamanlar anlamıyordum ama şimdi anlıyorum. Her hayat önemliydi, kötü insanların hayatları bile ama onların eğilimleri yüzünden başka hayatlar yanamazdı.
Dünya üzerinde özgür denilip içinde ki insanların kaygı endişe korku ve hüzünle yaşadığı çok yer vardı. İşte biz bunları azaltmak için uğraşıyorduk ve durmaya niyetimiz yoktu. Başarı pahalı bir istektir zaten zafer de bedava değildir.
Belki orada İngiltere de işkence gören hayatından memnun olmayan halkı bile kurtarabilirdik. Zaten anlamıyorum devletler halklarına bakmakla yükümlü değiller mi ? Bunu başkalarını sömürmeden savaş çıkarmadan neden yapamıyorlar ? Buna son verip halklarını özgürleştirecektik ve onların sömürgeleştirdikleri halklarıda kurtaracaktık. Başka bir milletin ülkesi bizi ilgilendirmezdi ama içinde ki gariban insanlara da acıyorduk. Hürriyet için birşey yapılması gerekiyordu.
Nassau'da 1716 ya çok yaklaşmıştık. Hava'nın o miss gibi imkan kokan sıcak ve tatlı kokusu artık gitmişti. Artık Kar yağıyordu. Soğuktan denizlerde buzullar oluşmuştu. Şartlar kötüleşmişti ve kar ın kötülük getirdiğinide söyleyenler vardı. Bu yüzden Tsunami Parçalayana buzkıran takmıştık. Zaten belirsiz olan hava yerini kara bırakmıştı. Kar yağmurdan daha güzeldi ben görüntüsünü daha çok seviyorum. Küçük küçük buz taneleri parça parça gökyüzünden yere iniyordu. Ağaçlar beyaza boyanmış, gökyüzü grimsi ve adalar sanki hüzün dolu dağ misalı olmuşlardı. Hüzünlü birşey olacağa benziyordu. Bazısı onu karla kapatırdı bazısıda örtmeye niyetlenirdi. Tavşanlar yerlerinden çıkar geyikler ve tilkiler etrafta koşuşur ve kar leoparları sinsice gösterilerini yapardı. Herşey güzel görünüyordu ama çok soğuktu orası da ayrı bir davaydı. Bu zorluklarda bu soğukta korsanlık yapmak hiç kolay değil. Soğuk olduğunda halat çekmek , kürek çekmek , ya da top ateşlemek vs gibi işler baya zor oluyordu. Ama kim kolay olacağını söyledi ki. Kolayı seçen hiçbir zaman başarılı olamaz. Çünkü zaten kolaydır onu herkes yapar. Ama biz zoru başarıp herkese kolaylık getirecektik.
"Götüm dondu beee hay büyük namlulu toplar adına şu kar denizin dibine girsin" diye bağırdı babam kaleye giderken. Sidd ise arkasından bağırdı. "Ama çok güzell" diye. Ve Kenwey babamın ne diyeceğini anlayarak "Görünüş aldatıcıdır dost görünüş aldatıcıdır" dedi. Babam bunun üzerine kaleye giden patikada bir kez arkasına bakıp Kenwey e sırıttı ve önüne döndü. Nassau nun küçük görünen tepeleri karla kaplanınca epey zorlu yol olmuştu.Rüzgar karşıdan esiyordu bitkilerin bazıları ölmüştü. Evet artık son planlar için Nassau kalesine gidip planlarımızı yapacaktık. Mongol ağaçlarından sola dönerek kumsalı yarıda bıraktık. Kumsal şimdi mi daha güzel yazın mı bilmiyorum. Daha romantik havası var kar ateş ve ağaç üçlüsü. Ama maalesef korsanların aşk yaşayacak fırsatları olmuyordu. Bunu söylerken Sidd e bakmıştım. Sidd ile hayat çok güzel geçerdi. Asi ama tatlı öfkeli ama ayni zamanda merhametli. Keşke söyleyebilseydim. Ama hayatta her istedigimiz maalesef anında yapamıyorduk. Neyse gizli topların olduğu yere geldik. Bunlar daha ilk başlarda Ingiliz kalelerinden getirdiğimiz toplardı. Ve tabii birde gemilerinden. Onları almaszak olmazdı di mi ? Bazen gemi onarımı için kullanıyoruz. Bazen aranma seviyemizi düşürüyoruz ya da güzel gemileri liman a ekliyoruz. Bu Dünya da fırsatları kullanacaksınız. Kale nin eski alt tüneli sıkıntıya uğramıştı açılmıyordu.
O yüzden tırmanacaktık, size birşey deyim mi sanki bu adalar ve ağaçları bir yerlere tırmanılmak için yaratılmış. Ve iyi tırmanamayan denizci kendine denizci demesin. Babam beni Kenwey ile Tsunami Parçalayan'ın bayrağına kadar tırmanma yarışına sokmuştu bir kere. Bu kaleye tırmanıp sonra aşaği inecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korsan Talihi
Historical FictionYıllardan 1714 'tür. Bahamaların en önemli toprağı olan Nassau'nun güzel kıyıları korsanların elindeydi. Daha doğrusu tek bir korsan'ın elindeydi. Meşhur Kaptan Edward Teach. Namı diğer Karasakal. Refah ve özgürlük içinde yaşarlarken bir gün Bonovi...