Fire on Fire ◇

601 69 24
                                    

Taehyung akşam boyunca huysuzlanan ve halsiz olan beden ile sabrının son kırıntılarına kadar ilgilenmişti. Bir insan hastayken nasıl böyle huysuz ve mızmız olabilirdi? Hele de Hoseok gibi uysal ve sakin birisi. Aslında onu pek tanımıyordu ama tanıdığı kadarını yorumladığında onun sakin birisi olduğu kanısına varmıştı.

En sonunda Hoseok uyuduğunda o da kısa bir duş almış ve çantasından iç çamaşırı çıkartıp uyuyan bedenin dolabını kurcalamış ve kendisine uygun bir şeyler giyinmişti.

Açıkçası bu kadarı için izin almaması yeriydi çünkü Hoseok onu öylesine çileden çıkartmıştı ki. Geldiğinde uysal davranan beden bir anda kedi gibi tırnaklarını çıkartmış ve sinirli mırıltılar çıkartmaya başlamıştı.

Yemek yemeyi reddediyor, ilaçları reddediyor hatta bir duşun iyi geleceğini söylemesine rağmen yine karşı çıkarak yatağından çıkmıyordu. Sadece biraz rahatlaması adına ricada bulunsa bile Hoseok ağzının içinden duyamadığı bir şeyler mırıldanıp duruyordu ve Taehyung dil dökmekten bitap hale düşmüştü.

Saçını kuruladığı havluyu çalışma masasının önündeki sandalye üzerine attırdı ve gece lambasının ışığında, üzerindeki koyu yeşil yorganın altında, kollarını yorganla aynı renk olan yastığa sarmış bedene baktı gözlerindeki hayranlık ifadesi ile.

Saçını kuruladığı havluyu çalışma masasının önündeki sandalye üzerine attırdı ve gece lambasının ışığında, üzerindeki koyu yeşil yorganın altında, kollarını yorganla aynı renk olan yastığa sarmış bedene baktı gözlerindeki hayranlık ifadesi ile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yavaşça yanına adımladı ve yatağın öteki tarafına yatıp bedenini hâlâ arada bir öksüren, kaşınan ve hareket halinde olan bedenin yanına yaklaştırdı iyice ve kolları arasına aldı zayıf bedeni.

Hâlâ nemli ve soğuk olan tenine, kolları arasına aldığı bedenin sıcaklığı yayılırken dudaklarını o güzel saçlara bastırmadan edememişti.

Onunla bu yakınlığa erişmek, onunla böyle olmak harikaydı. Onun o utangaçlığının ve hâlâ üzerinden atamadığı tereddütlerinin farkındaydı fakat bunları zamanla aşabileceklerine emindi.

Uzun, biçimli parmaklarını yumuşak kahve tutamlar içinde gezdirirken kolları arasındaki beden de sarılışına karşılık vermişti bir süre kıpırdanmanın ardından.

Kafasını Taehyung'un göğsüne yaslamış ve kollarının Taehyung'un belinde yer almasına izin vermişti uyurken. Derin bir uykusu yoktu fakat hafif bir uykusu olduğu da söylenemezdi. Birkaç sesleniş ardından ya da birkaç dürtme, kıpırdanma ardından ayıkabilecek düzeydeydi uykusu.

Taehyung gülümsedi ve hemen yatağın yaslı olduğu duvarda bulunan pencereden içeriye sızan ay ışığının Hoseok'un yüzünü aydınlatmasını seyretti bir miktar geriye çekilerek.

Her ne kadar gece lambasının ışığı olsa bile ay ışığının hareleri o güzel yüze çarparken Taehyung büyülenmiş hissediyordu. Bir insana isteklerini ve içinden geçenleri net olarak dile getirebilirdi fakat o insana öyle süslü sözler kullanmayı becerememişti asla ki aslında kimseye öyle süslü kelimeler kullanmak içinden gelmemişti, ta ki Hoseok'u görene kadar.

Fire on Fire :: VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin