Fire on Fire ♕

594 72 36
                                    

Duş sahnesinden devam ediyoruz jfjfj

Sınır : 20+

İyi okumalar~

Ilık suyun altında başlayan öpüşmeleri farklı boyutlara atlıyordu. Az önce bir tereddüt yaşayan Taehyung değilmiş gibi Hoseok'un boxerını alelacele çıkartmış ve parmaklarını Hoseok'u zorlayan üyesine sarmıştı.

Dudaklarını her ayırdıklarında ise az önce cesurca laflar eden Hoseok değilmiş gibi kulaklarına kadar kızaran bedene bakıyor ve sonra da boynuna yöneliyordu. Hoseok bacaklarında kendisini taşıyacak gücü bulmakta zorlanır olmuştu.

Taehyung'un bir eli müstehcen bölgelerinde gezinirken, diğer eli ıslanmış tutamlarını kafasını geriye yatırmak adına sararken bu yaşadıklarının verdiği zevk öyle ağır geliyordu ki.

Tırnakları Taehyung'un sırtını orantısız çiziklerle dolduruyordu ve inlemeleri belli belirsiz yankı buluyordu.

Taehyung ile yaşadığı her an, dudakları arasından dökülen her sözcük Hoseok için günbegün daha da değerli bir hâl alıyordu.

Taehyung'un üyesine sarılı parmakları hız kazandığında Hoseok ciddi manada bedenini taşıyamayacağını anlamıştı. Bedenini yavaşça yere bıraktığında Taehyung önünde eğildi ve Hoseok'un saçlarını okşadı. "İyi misin?" onaylayan bir baş sallama kazandığında Hoseok'un alnını öpmüştü.

Sırf onu daha da tedirgin etmemek adına alt bölgesindeki şişliği göz ardı ediyordu. Hoseok'a yaptığı yardımı, onunda kendisine yapmasını bekleyemezdi.

Hoseok çok güzeldi. Kas bulunmayan karnı, hatta çok ama çok az da göbeği vardı. Taehyung defalarca öpmek istemişti o minicik şişkinliği. Bir insana kilo verse bile gitmeyen o göbek bu kadar mı yakışırdı.

Elini Hoseok'un kasıklarında gezdirdi ve Hoseok'un gözlerine baktı. Hoseok bir an bile olsun bakışlarını Taehyung'un yüzünden çekmemişti. Kızarmış dudaklarına bakıyor, gözlerine çıkartıyordu bakışlarını.

Taehyung için Hoseok ile bu konumda olmak bile öyle tahmin edilemezdi ki. Ellerini kasıklarından yüzüne doğru, parmakları geçtiği her yerde minik dokunuşlar bırakarak yol aldığında yanaklarına ellerini sardı. Ilık su bedenlerinde tatlı bir uyuşukluğa sebebiyet veriyordu.

Yere oturdu ve Hoseok'u kucağına çekip dudaklarını birleştirdi. Kucağındaki bedenin çıplaklığını hissetmek alt bölgelerinde bir sızıya sebep oluyordu. Her yanını dudaklarıyla keşfetmek istiyordu. Hoseok teninde gezinen parmaklar yeniden alt bölgesine ulaştığında dudaklarını ayırıp kısık bir inilti sundu. Taehyung kucağındaki bedeni rahatlatmak adına hızlanırken Hoseok kafasını geriye atmış ve çığlık misali bir iniltiyle Taehyung'un parmaklarını kirletmişti.

Hızlı soluklanışları bedenlerine çarpan suyun sesine karışırken Taehyung parmaklarına akan sıvı su ile birlikte kaybolurken Hoseok'un kalçalarını kavradı ve boxerını zorlayan üyesinin üzerine oturttu. Hoseok altında hissettiği sertlikle gerilmişti. "Seni yıkayalım ve çık ben kendi işimi hallederim." Hoseok duraksadı. Bakışlarını dar alanda gezdirdi. Dudaklarını araladı bir şey demek adına ama bu konuda başarısız olunca sadece kafasını onaylarcasına sallamakla yetindi ve Taehyung'un kenardan şampuanı alıp kendisini yıkamasına izin verdi.

***

Üzerini giyinmiş saçlarını kurularken Taehyung'ta üzeri giyinik bir şekilde yanına gelmişti. Saçlarını havlu ile kurulamaya çalışan bedenin yanına oturdu ve havluyu elinden alıp Hoseok'un saçlarını kurulamasına yardım etmeye başladı.

Hoseok bir süre önce adıyla sayıklayarak inleyen beden saçlarını kurulamak için yardım ederken az önceki seslerin kulaklarına dolmasına izin verdi. Yine ve yine. Ona yardım etmek isterdi ama şu anlık böyle bir şey yapacak cesarette hissetmiyordu.

Belki bu utangaçlığı saçmaydı ya da korkak olarak bile adlandırılabilirdi ama gerçekten kendisini cesur hissetmiyordu bu yeni durumlarda. "Ben üzgünüm." mırıldanıp Taehyung'a döndüğünde Taehyung'un kaşları havalandı ve elindeki havluyu kenara bırakıp Hoseok'a yaklaştı. "Ben, böyle utangaç, korkak gibi davrandığım için özür dilerim." Bu lafları Taehyung'un içinin ısınmasına yetecek kıvamdaydı.

Hoseok'un bedenine kollarını sardı ve henüz nemli olan saçlarını öptü. "Bunu dert etme. Sorun yok Hoseok." güven verircesine konuşması bile Hoseok'u rahatlatıyordu. Kollarını Taehyung'un beline dolayıp huzur bulduğu kollara sığındı.

Öyle güzel ilerliyordu ki aralarındaki bu ilişki. Sanki hep böyle sonsuz bir mutluluk olacaktı aralarında. Belki de gerçekten öyle olacaktı ve açıkçası hep öyle olsun istiyordu. Gerileyip Taehyung'un dalgalı saçlarını karıştırdı ve kahkaha attı.

"Tatlısın!" gülümsemesi genişlerken Taehyung'ta ona eşlik ediyordu. Tenlerinden yükselen o şampuan kokusu kendi has kokularına karışarak güzel bir ziyafete ortaklık ediyordu ve Hoseok, Taehyung'un kolları arasında kendisini sonsuz bir mutluluk içerisinde hissediyordu.

***

Taehyung, Hoseok'u işe bırakana dek onunla vakit geçirmişti. Onun için Hoseok ile geçirdiği her vakit paha biçilemezdi. Eve gelip anahtarı kapıya soktuğunda kapı beklemediği bir şekilde açılmıştı ve annesini karşısında görmek şaşkınlığını daha da arttırmıştı. "Anne, burada ne işiniz var?" kadının yüzünden okunan mutsuzluk onu telaşlandırmıştı.

İçeriye adımladığında koridor başındaki babasını görmek telaşını ikiye katladı. "Oğlum, hoşgeldin." adamın buruk gülümsemesi ve oturma odasına ağır adımları onu takip etmesini sağlamıştı. Ortada onları mutsuz eden bir durum olduğu belliydi. Aynı evde yaşamıyorlardı fakat bazı zamanlar ailesinin böyle sürprizleri ile karşı karşıya kalıyordu.

Bu seferkinin pek de iyi bir sonuç doğurmayacağı belliydi. Hoseok ile yaşadığı sıcak dakikalar, onun gülümsemesi, dudakları arasından dökülen her kelime, bugününe güzellik katan her şey bir anlığına uçup gitmişti tedirginlikle.

"Sorun ne?" merakla mırıldanıp kendisini bir koltuğa bırakırken karşısına oturan ebeveynlerinin sıkıntısını daha da merak ediyordu. Babası dirseklerini dizlerine yaslamış ellerini birbirine kenetlemiş halde halı desenlerine bakarken konuştu.

"İşler, bazı mâli sorunlar çıktı ve batmanın eşiğine gelmiş bulunmaktayız." bu ev, iş yeri kendisine aitti artık. Satın alınmış yerlerdi. Yardımı dokunacaksa evini, arabasını gözü kapalı satardı. "Nasıl yardımcı olabilirim?" oturduğu yerde büyük bir sabırsızlıkla konuştuğunda babasının aklında çok farklı planlar vardı.

Ailesinin desteğiydi onu ayakta tutan. Hoseok ile ilişkisi her geçen gün daha da büyüdükçe elinden tutup ailesi ile tanıştırmayı dahi düşünüyordu. Ama her şeyin zamanı vardı değil mi?

"Bize destek olacak bir şirket var. Bir nevi dostluk kurabiliriz. Ama Bay Lee kızı ve seni evlendirmeyi istiyor." duydukları ile dudakları aralandı. Kalbi henüz sabah ki güzel anların heyecanı ile hızlanıp duruyordu buraya gelirken ve şimdi sanki bir el acı çekmesini istercesine kalbine baskı uyguluyordu.

"Baba!" acı bir haykırış dudaklarında yer edindiğinde sabahtan beri susan annesi ayaklandı ve oğlunun yanına oturdu. 27 yaşında bir yetişkindi artık Taehyung. Her şeyden öte bir kızın ilgisini çekmediğini de biliyorlardı. "Biliyoruz oğlum kızlar ilgini çekmiyor ama Bay Lee'nin kızı ile tanışıp bu durumları konuş en azından. Formalite bir evlilik. En azından bizim açımızdan bu böyle olacak, belki kız da ikna olur." kadın oğlunun kolunu sıvazlarken Taehyung titrek bir nefes verdi. "Anne, gerçekten hoşlandığım biri var. Bunu ona nasıl derim?!"

Hoseok, yatağında yatmış o sıcak dakikaların hayali ile gülümsemesine engel olamazken mutluluklarının önüne konulmaya başlayan taşlardan bihaberdi.

Her zaman her şey tıkırında ilerlemezdi ve bazı durumlar ilişkilere yara verirdi. Ama birbirlerine güveni ve sevgisi sonsuz insanlar sendelese bile üstesinden gelirdi her şeyin değil mi?

Güzel başlayan bölüm nasıl mahvedilir oynat bakalım xjdjdjjd

Aralarını açacak bir şeyler yapmam gerekiyordu üzgünüm. Bölüm genel itibariyle asla içime sinmedi ama umarım sizi tatmin etmiştir.

Fire on Fire :: VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin