Fire On Fire ♘

654 78 59
                                    

*Bölüm içerisinde italik yazılan bir iki kısım var sonlara doğru.

Camila Cabello - Living Proof şarkısına aittir.

5 gün sonra

Hoseok, hafta sonuna dek durumunda bir düzelme gösteremeyince dersler iptal olmuştu ve bugün sadece sabah dersi olduğu için öğleden sonra dans stüdyosuna gitmeyi planlamıştı.

Şu an dış kapıyı aralamış ve merdivenleri tırmanırken 2 gündür görmediği Taehyung'u göreceği için heyecanlı aynı zamanda mutluydu. İkişer ikişer basamakları tırmanırken kalbini zorlayan bir heyecan bedeninin karıncalanacak kıvama gelmesine yol açıyordu.

Koridoru hızlı adımlarla aşıp müzik seslerinin geldiği yöne ilerledi ve kapının önünde durdurdu adımlarını. Açıkçası dersi bölmek istemiyordu. Bu yüzden kapı karşısında kalan duvara sırtını yasladı ve bileğindeki saate indirdi bakışlarını. Öğleden sonraki ilk dersi birazdan bitecekti.

Yüzündeki maskeden yavaşça kurtuldu ve pantolonunun cebine sıkıştırdı beyaz maskeyi. Bir daha hasta olmak ya da Taehyung'un burnundan getirmek gibi bir niyeti yoktu.

Kulağına çalınan müziği dinlerken ayağıyla ritim tutuyor, müzik sesine rağmen araya karışan ilgisini çeken bedenin kalın sesinin kulaklarına dolduğu anlarda dudaklarının yukarıya kıvrılmasına engel olamıyordu.

Gözlerini kapatmış hızlı ritimle parmakları boşlukta hareket ederken mutluydu. Müzik ve dans onu mutlu eden bir şeydi. Akıttığı her terden her daim mutluluk duyabileceği bir şeydi.

Kapı yavaşça aralanınca ve müzik sesi kesilince çıkıp gidenlere baktı gözlerini aralayıp. Bazıları ona bakıyor ve tekrar önüne dönüyordu. En sonunda salonun boşaldığı düşüncesiyle bedenini içeriye yönlendirdi.

Taehyung hoparlörlere bağlı bilgisayarla uğraşıyordu. Esmer teni ter içerisindeydi ve bir eliyle de havlu ile terlerini siliyordu. Hoseok bir tebessüm eşliğinde yanına gitti ve elindeki havluyu kapıp terlerini özenle silmeye başladı, Taehyung aniden gelişen durumla kafasını merak içerisinde arkaya çevirmişti.

Karşısında, görmeyi asla beklemediği bedeni görünce kocaman gülümsedi ve oturduğu yerden kalkıp kollarını Hoseok'un bedenine sardı. Bu duygular nasıldı anlatmak zor. Özlem duyuyorlardı. Her uzak kaldıkları an birbirlerine koşmak istiyorlardı ve bu çekim onların kalbinin bir el tarafından sarmalanmasına, sıkılmasına sebep oluyordu. Birbirlerini her gördüklerinde ve her dokunuştu, bakışta, sözde kalpleri sanki kısa bir süreliğine işlevini şaşırıyordu. Heyecanları damarlarında akıyor ve parmak uçlarından, sözlerinden, dudakları arasından uçup birbirine karışıyordu.

Hoseok terli bedenin beline kollarını sararken bu halinin bile umursamayacağı, takılmayacağı bir durum olduğunu fark etti. "Geleceğini bilmiyordum." Taehyung kollarını ayırıp bedenleri arasına istenmeyen bir mesafe koyduğunda Hoseok ellerini ayırmamak konusunda kararlı, parmaklarını sımsıkı kavramış halde duruyordu.

"Hafta sonu çalışamadık ve iyi hissettiğim için bugün telafi etmek istedim. Ayrıca, seni görmek istedim." omuz silkip kendisinden beklenmeyecek bir cesaretle o koyu kahve irisleri izlemeye devam etti. Normalde utançla bakışlarını kaçırır ve Taehyung hariç her yerde bir tura çıkardı Taehyung'un o hayranlık duyduğu yeşil irisler.

Taehyung onun o utangaç tavırlarını, kızaran yanaklarına serpiştirilen noktaları, dudaklarının belli belirsiz yukarıya kıvrılma çabalarını, ne yapacağını bilemediği zamanlarda ellerini tedirginlikle ensesine götürüşünü seviyordu.

Fire on Fire :: VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin