Fire On Fire²

977 92 81
                                    

Medya : Sia - Alive

Taehyung odasında oturmuş kahvesini içerken önündeki tabletten haberleri okuyordu. Diğer grubun gelmesine henüz 1 saat vardı ve üzerindeki bol tişört ve siyah eşofman altı ile direk sandalyesine kurulmuş, eline de bir yorgunluk kahvesi almayı eksik etmemişti.

Odanın kapısı tıklatılana dek tabletten gözlerini çekmemişti. Açıkçası gün içerisinde de aklı epey bir Hoseok ile doluydu. O güzel çocuk kafasını öyle kurcalamıştı ki gittiği andan beri...

"Gir!" tabletin ekranını kilitleyip kenara bırakırken mırıldanmış ve dünden beri aklını karıştıran bedenin odaya usulca girişini seyretmişti sırtını yasladığı sandalyeden.

Bir hayal geçti gözleri önünden, o bu sandalyede otururken, yerde bacakları arasında Hoseok'un oturduğunu ve daha fazlası için saçlarına yapıştığını hayal etti. Hızla kahvesinden bir yudum aldı aklındakileri uzaklaştırmak adına ama bu hızlı hamle kahvenin boğazına durmasına ve öksürmesine sebep vermişti.

Hoseok tedirginlikle elindeki dosyayı yandaki koltuğa attı ve masanın üzerindeki su şişesini alıp Taehyung'a uzattı. Taehyung suyu içip anca kendine gelirken derin bir nefes vermişti. Şişenin kapağını kapatıp eski yerine koydu ve kendisine endişeyle bakan bedene çevirdi bakışlarını.

Onu süzmek isteyen o iç güdüsüne engel olamamıştı. Üzerinde açık kahverengi bir tişört vardı ve öyle boldu ki bir köprücük kemiklerini açığa çıkartmış ve omzundan düşecek raddeye gelmişti. Altına dapdar bir siyah,yanlarında kırmızı şeritleri olan eşofman altı giymişti ve tişört kalçalarını kapatacak uzunlukta olmasaydı bu giydiği kesinlikle kalçalarını harika sergilerdi. Eşofman altının üzerine bileğin biraz üzerinde biten beyaz çoraplar giymişti ve kombinini siyah ayakkabılar ile tamamlamıştı. Öyle kusursuzdu ki Taehyung onu burada koltuğa atıp yese ve bitirse ne olurdu?

Bakışlarını kendisinin süzüldüğünün bilincinde olup yanakları kızarmış olan bedenin yüzüne çıkarttı.

"Teşekkür ederim Hoseok." ayaklandı ve karşısında kalan bedene yaklaştı. "Ne yaptın doldurdun mu formu?" Hoseok geriledi ve koltuğa koyduğu dosyasını alıp Taehyung'a uzattı.

Adam cidden aşırı yakışıklıydı ve genç bir hocaydı. Hoseok, karşısındaki bedenin kendisine attığı o normal olmayan bakışların farkına varmakta pek zorlanmamıştı ve ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

Henüz 23 yaşındaydı ve psikoloji okuyordu. İnsanların hislerini elbette okuyamazdı fakat bir insanın bakışlarının altında yatan şeyleri tahmin edebilirdi ki bu bakışlar... Öyle okunması zor bakışlar değildi. Taehyung resmen bakışları ile belli ediyordu hislerini, istediklerini.

Açıkçası Hoseok'ta bu çocuğa hayır diyebileceğini hissetmiyordu. Kendisine bir adım atsa karşı taraf, tabii ki utanır ve tereddüt edebilirdi ama hadi ama bu denli yakışıklı birisine kim hayır diyebilirdi ki. Evet onu tanımak isterdi. Bir hataya kurban gitmemek ama bazen arzular, fikirleri gölgeleyebilirdi ve açıkçası Hoseok'ta Taehyung'un düşündüğü gibi bu arzularla kavrulma isteğini dizginleyemeyebilirdi.

Taehyung dosyayı eline alırken parmaklarının Hoseok'un parmaklarına değmesini sağladı. Bu hareket ikisinin de göz göze gelmesine sebep olmuştu. Taehyung dosyayı yere atıp dudaklarına yapışmak istiyordu ve Hoseok ise öyle kafası karışıktı ki ne yapması gerektiğini bile kestiremiyordu. Olayların akışını Taehyung'un ellerine bırakmak istiyordu.

Taehyung, isteklerini dizginledi ve dosyayı eline alıp sandalyesine bıraktı bedenini. "Koltuğa otursana Hoseok." eliyle koltuğu gösterdiğinde Hoseok arkasına baktı ve biraz ilerisindeki koltuğa adımlayıp bedenini bıraktı.

Fire on Fire :: VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin