İki farklı şehir ve gelenekler.
Karakteri birbirine zıt iki insan.
Peki bu ikisi nasıl bir araya geldi?
Onları ne bir araya getirdi?
...
"Ne zaman evleneceksin Âgah?"
"Ana başlama yine."
"Ne demek başlama?! Yarından tezi yok sana kız aramaya başlay...
Cevdet Ağa kapı eşiğinde dikilmiş yüzündeki sırıtmayla ikisine bakıyordu. Normalde asla onaylamayacağı birşeyken, Defne ile oğlunu böyle görmek onu mutlu etmişti. Geldiklerinden beri aklında ikisinin arasını yapma düşüncesi dolanıyordu. Defne'nin kılık kıyafetini onaylamasada karakteri düzgün,terbiyeli bir kızdı. Kesinlikle söz dinlemez oğlunu adam edebilecek kızdı.
"Cevdet Amca biz şey-" diye başlasada Defne, Cevdet Ağa konuşmasına izin vermemişti.
"Yarın şirkette yanıma gelin." dedi arkasını dönüp kapıdan çıkarken. O kapıdan çıkınca Defne aynı hızda Agâh'a döndü.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun? Senin yüzünden yanlış anlaşıldık! Adam resmen bizi öpüşüyor zannetti!"dedim. Agâh tekrar ellerini iki yanıma koyup eğildi.
"Şimdi öpüşmüyorduk ama hiç öpüşmediğimizde söylenemez." dedi sırıtarak. Defne'nin söyledikleri umrunda değildi, aksine dalga geçmeyi tercih ediyordu.
"Saçmalama Agâh!" dedi Defne göğüsünden itip. Bir gram oynamamış hala Defne'ye yakındı. Defne ile uğraşmak hoşuna gidiyordu. Onu öptüğünde kendine itiraf edemesede heyecanlanmıştı.
"Üstelik ilk sen öptün." dedi sırıtarak.
"İyice saçma-"derken , Defne aklına gelen anlarla susmak zorunda kalmıştı. Yaptığı şeyi hatırladığında başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. Normalde asla yapmayacağı şeyi yapmıştı, üstelik asla yapmayacağı birisine.
Defne içinden kendine binlerce küfürü ederken, Agâh onun tepkilerden olanları hatırladığını anlamıştı. Keyfi daha da yerine gelirken geri çekilip odasına çıktı. __
Sabah uyandığında gerindikten sonra yataktan kalktı Defne. Asla geçmeyen sırt ağrısı onda kıtlatma isteği uyandırıyordu. Esneyerek bunu yapmaya çalışsada olmadığı için ağrısıyla kalıyordu. Birinin sırtına çıkma ihtimalide onu korkuttuğu için sesi çıkmıyordu. Banyoya girip rutin işlerini hallettikten sonra da banyodan çıkıp üstünü değiştirmeye başladı. Bugün şirkete gidip ortaklıktan önce kontrol etmesi gereken bir sözleşme vardı. Ortak olurlarsa kâr yaparlar mı diye emin olmak istiyordu. Gerçi ortak olmazlarsada iflasın eşiğindelerdi. Onun dışında zaten Cevdet Ağa çağırdığı için gitmek zorundaydı. Üstünü giyindikten ve makyajını yaptıktan sonra valizinden çantasını aldı.(medyada ki çanta değil)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kardeşi Seher hala uyuyordu ve sabah sabah en son isteyeceği şey onu uyandırıp dırdırını çekmekti, bu yüzden sessiz olmaya özen göstererek odadan çıktı. Yavaş yavaş merdivenlerden inerken Agâh'ta odasından çıkmıştı ve kravatıyla boğuşuyordu. Bu yaşına gelmiş hala kravat takamıyor mu? diye düşündü Defne. Önüne bakıp merdivenlerden inmeye devam etmek istiyordu ama bir yandan da yardım etsem mi diye düşünmüyor değildi. Ama dün olanlar aklına gelince boşverip aşağı indi. Arkasından "Ulan sabah sabah!" diye söylendiğini duysada merdivenlerden inmeye devam etti. Aşağı inerken Sefer Reis ve Cevdet Ağa'nın keyifli seslerini duydu. Kahkahalar bütün konağı inletiyordu.
