Bölüm 6

2.8K 73 8
                                    

Burçe'nin dediği şey ile Agâh'a baktım. O benim aksime çok rahattı. Her zaman ki gibi.

"Sevgili mi?" diye sordu Ferhat kollarını ve yakasını düzelterek. Müdahale etmem gerekiyordu. Burçe'nin yanına gidip koluna girdim.

"Burçe Hanım biz içeri geçelim. Ferhat Bey sizde bir an önce gidin buradan, yeterince rahatsızlık verdiniz." dedim. Burçe başını salladıktan sonra önüne dönüp yürümeye başladı. Masanın önüne gelince yerlerimize geçip oturduk. Civan ve Agâh gelmeden anlatsam iyi olacaktı.

"Burçe Hanım ben özür dilerim." diye başlayıp olan biteni anlattım. Ben anlattıkça o kaşlarını çattı, fakat daha sonra beni anladığını ve sorun olmadığını söyledi. Biz konuşmamızı bitirince Ferhat'ın garsonlar tarafından dışarı çıkarıldığını gördük. Agâh ve Civan Bey yanımıza gelip oturunca:

"İyi misin?" diye sordu Civan Bey, Burçe'ye dönüp. Burçe başını sallayıp elini karnının üstüne koydu.

"İyiyiz." dedi. Hamile miydi? Birde hamile bir  kadını böyle bir ortama mı mağruz bırakmıştık.?

"Kusura bakmayın. " dedim karnına bakarken. Burçe gülümseyip yine "Sorun değil" dedi. Fazla anlayışlıydı.

"Artık geç oldu. Biz kalkalım."dedi Civan yerinden kalkıp. Burçe'de başını sallayıp kocası gibi ayağı kalktı. Agâh ile Civan el sıkışırken bende Burçe ile sarıldım.

"Defnecim merak etme ben ona herşeyi anlatırım. Başta kızsada anlayışla karşılayacaktır. Bu arada sizi yarın doğum günümede bekliyorum." dedi sarılırken. Tam ağzımı açıp itiraz edeceğim sırada çantasını alıp Civan Bey'in koluna girdi.

——
Evin önüne gelince arabadan indik. İçeri girmeden:

"Sende kusura bakma." dedim direk.

"Ne konuda?" dedi sadece.

"Burçe ve Civan benim hatam yüzünden bizi yanlış anladı. Doğruyu söylememiz gerekiyordu ama işi batırırım diye söyleyemedim. " dedim yüzüne hiç bakmadan. Bakamıyordum.

"Söylememekte iyi ettin. Civan bu konuda çok katı. Yalan söylediğini öğrenseydi bir daha bizimle iş yapmazdı.Bu işten en fazla siz zararlı çıkardınız." dedi içeri girerken.

"Burçe Hanım'a söyledim. Anlayışla karşıladı. Ayrıca bizi doğum gününedr çağırdı." dedim. Agâh başını sallayıp içeri girdi. Bende peşinden gidince avlunun çok sessiz olması rahatsız etmişti. Herkes yatmıştı muhtemelen.  Sessiz olmaya çalışarak konağa girdim. Yukarı çıkarken çantamdan telefonumu çıkarttım. Işıkları açmamak için flaş açacaktım ama telefonumun yine şarjı yoktu. Dikkatli olmaya çalışarak yukarı çıktım. Odam diye tahmin ettiğim kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapatıp ışığı açtım. Seher uyuyordu. Sessiz olmaya çalışarak üstümü değiştirdim. Makyajımı çıkartırken bir yandanda kendime sövüyordum. Bu salaklığımı unutmak mümkün olmayacaktı.

—-

Yazar'ın anlatımından

Güneşin yakıcılığıyla uyanan Defne ofladı. Bildiği bütün küfürleri sayarken banyoya girip üstünü çıkardı ve duşa girdi. Mardin kesinlikle ona göre bir yer değildi. Bir kere onun için fazla sıcaktı. Onun dışında adetlerini, en önemlisi kafalarını asla anlamıyordu. Onun fikirlerine çok zıt fikirleri vardı. Defne'nin bazen karadenizli damarı kabarsada İstanbulda geçirdiği vakit onu dizginlemişti. Şimdi apayrı bir yer ona anormal geliyordu. Yolda yürürken bile insanların onu yadırgayan bakışları rahatsız ediyordu.

"Bugün son günün Defne. Yarın defolup gideceksin bu şehirden." diye söylendi havluyu üzerine sararken. Banyodan çıkınca valizinden iç çamaşırlarını alıp giydi. Üstüne siyah dar badi, altınada siyah dar pantalonunu aldı. Onları giydikten sonra saçlarını kuruttu. İşi bitince odayı toplayıp aşağı indi. Kahvaltı hazırlanıyordu. Elifin yanına gidip yardım etmeye başladı.

RizeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin