16.Bölüm: 'Birbirimiz için ölü.'

102 18 18
                                    

Uzun süre sonra aklıma en çok yatan gidişat oluyor. Bölümü sevdim. Umarım gelişmeler için bana kızmazsınız. İyi okumalaar!

Bölüm Şarkısı; Ben-Like a dream

16.Bölüm; 'Birbirimiz için ölü.'

"Dediğini yaptın ha Aslı?" Elleri kelepçelenen Alper ekip arabasına bindirilirken arkasından baktım sadece. İç çekip elini omzuma atmış Ali'ye sarılıp polislerin diğerlerini çıkarmalarını izledim. Kızlar için ambulans gelmişti. Hepsi bize sayamayacağım kadar çok teşekkür etmişti. Minnettar oldukları her hallerinden belliydi. Onların mutlu olduklarını görünce daha da mutlu olmuştum. Polislerin ne kadar şanslı olduğunu anlıyordum aslında. Her gün kurtardıkları insanların kendilerine teşekkürleriyle dönüyorlardı eve. Bunun mutluluğu bambaşkaydı sanırım.

"Muhteşem altılı diye işe falan mı başlasak lan resmen çete işini çökerttik farkında mısınız?" Hakan'ın heyecanlı sesiyle gülerek ona baktım. O sırada Ezgi düşünceli bir sesle konuştu.

"Peki kızların şimdiye kadar verilen çocuklarına ne olacak?" Ali arabaya bindirilen adamlara bakarken düz bir ifadeyle konuştu.

"Kızlara geri verilip devlet tarafından bakılacak hepsine. Olması gereken bu. Anne olamayacak kadar küçükler. Yardım almadan bunu yapamazlar." Yağız yere bakarken kafa salladı sadece.

"Bitti yani." dedi dalgın bir şekilde. Ali ona bakmadan kafa salladı. "Bitti. Gerisini Kadir abi halleder gidelim hadi." dediğinde ona sarılı kollarımı istemesem de geri çektim ve Ali'nin arabasına ilerledim. Yolcu koltuğunun kapısını açtıktan sonra bir anlığına duraksayıp son defa arkamı dönüp kızlara baktım. Onlara döndüğümde hepsi gülümseyip ellerini havaya kaldırıp el salladılar. Gözlerim dolarken onlar gibi kocaman gülümsedim ve sol yanağımdan yakıcı bir sıcaklık aktı. Buna rağmen gülümsemeye devam edip elimi havaya kaldırdım ve salladım. Onları mutlaka bir daha görmek istiyordum.

Elimi indirip arabaya bindim ve kapıyı arkamdan kapayıp emniyet kemerimi taktım. Ali arabayı çalıştırdıktan sonra omzunun üzerinden bana baktı ve elini uzatıp kucağımdaki elimi tuttu. Birleşen ellerimize gülümseyerek baktıktan sonra ona döndüğümde mırıldandı.

"Artık bitti ufaklık, şimdi ne yapmak istiyorsan onu yapalım." dedi yorgun bir sesle. Hepimiz yorgunduk. Ali en son ne zaman doğru düzgün bir uyku çekmişti bilmiyordum. Hepimiz de, en on ne zaman doğru düzgün uyumuştuk? Ama bunlara değmişti. Hemde fazlasıyla. Sadece annemle Berrak'ın katillerini yakalamamıştık. Zorla tutulan kızları ve belki tutulacak daha fazlasını kurtarmıştık. Bu durmadan gülümsememe neden oluyordu.

Kafamı kaldırıp Ali'ye baktım ve artık yapmam gereken son bir şey olduğunu farkederek cevapladım onu.

"Ananemi görmek istiyorum artık. Ona annemin katillerini yakaladığımı söylemek istiyorum. Ananeme götür beni Ali." Ali, tuttuğu elimin tersini başparmağıyla okşarken anlayışla kafa salladı ve arabayı harekete geçirdi.

"Götüreyim güzelim. Nereye istiyorsan götüreyim." Gülümsememi saklayamayarak Ali'nin elini bırakmadan camdan dışarıya dönüp yolu izledim. Araba'nın yan aynasından fabrika görünüyordu. Ambulanslar ve polis arabaları da bir bir oradan ayrılırken artık herşeyin tamamen bittiğini kendime bir kez daha hatırlattım.

Ali elini elimden kısa bir anlığına çekip radyoyu açtı ve tekrar elimi tuttu. Bu tekrar mutlu olmama neden oldu. Gülümsemem kesilmiyordu. Radyodan çalan hafif melodiyle iki elimle de Ali'nin elini tutup dışarıdan akan yolu izledim. Ağaçlar şarkıyla birlikte dalgalanıyordu sanki. Gözlerimi kapatıp sadece Ali'yi hissederek müziği dinledim gidene kadar.

ÜVEYLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin