1.Bölüm: 'Nota'

671 51 19
                                    

'Zamanın önemini anlamaya yeter bir saniyenin insanın kaderini değiştirmesi. Ya da kaderini değiştirecek birini hayatına sokması. Saniyeleri küçümsemeyin vesselam. Bir saniye bir ömre bedel demişler.'

Bölüm şarkısı;
A little Braver-New empire

1.Bölüm: 'Nota'

"Pişt! Kız sana diyorum kalksana. Susadım diyorum git bir bardak su getir. Ay Ziya! Senin bu muşmula suratlı kızın bir bardak su getirmiyor bana." Elimdeki telefonun kabıyla oynamayı bırakıp kucağımdaki yastığı sertçe yanıma koydum ve koltukta horlayan babama ters bir bakış atıp homurdandım.

"Kocan içmekten gözünü açarsa, şikayet edersin beni." Salondan çıktığımda Saliha'nın seslerini hâlâ duyuyordum. O babamın annem öldükten sonra evlendiği karısıydı. Cici annemdi yani. Oğluyla beraber evlendikten sonra evimize taşınmış daha doğrusu işgal etmişlerdi. Oğlu Kayhan sanırım bu hayatta muhattap olmak isteyeceğim son insandı. Bir kere insan kategorisine girebilecek seviyede değildi. Ne annesini sayar ne de evinde kaldığı halde bize saygı gösterirdi. Tabi erkek olduğu için her koşulda pohpohlanıyordu. Eve kız atsa annesi gururla bunu komşulara anlatıyordu. Yani üç zihniyet yoksunuyla aynı evde yaşıyordum. Ve tek kaçışım odamın kilitli kapısıydı.

Kendimi yatağa atıp titreyen telefonumun ekranını açtım. Bu anlarda beni sakinleştiren iki değerli dostum vardı. Zaten sadece iki dostum vardı.

Gönderen: Hakan
Gelip dalayım istersen Salih ağaya?

Yazdıkları beni gülümsetmek istese de uzun süredir kıvırmadığım dudaklarım bu seferde düzlüğünü korudu. Uzun bir süre böyle devam edeceğe benziyordu.

Kime: Hakan
Güldürdün, kadına el kalkmazdı hani? (10:17)

Kimden: Hakan
... Susturdun sende be. Bu arada gülmediğinin farkındaydım.(10:18)

Kime: Hakan
Öğlen oldu kafeye geçmem lazım, psikoloji ödevim sende, akşam getir. (10:19)

Telefonu komidinin üzerine koyup kapağı açık gardrobuma baktım. Her gün üzerimi değiştirmek çok sıkıcı gelmeye başlamıştı.

Lise ikinci öğretim okuduğum için akşam yediye kadar part time bir kafede çalışıyor yedide de okula geçip gece bir de okuldan çıkıyordum. Neden ikinci öğretim seçtiğimin merak edildiğini farz ediyorum. Bunun tek nedeni eve para katkısında bulunmam gerekmesi. Bu evde kalmanın tabiki belli başlı masrafları var. Tabi bu masraflar bedavaya babamın cebine girmiyor. Sabah çalışıp akşam okula gidiyorum ve en azından çenelerini kapatabiliyorum. Para aldıklarında üzerime yürümüyorlar ya da kapıma dayanıp işe yaramaz bir çöp olduğum hakkında konuşmuyorlar. Bu ev böyleydi işte. Günlük otel gibi. Paranı verirsen iyisindir vermezsen kötü.

"Allahın cezası bir su istemiştim be illaha kaldıracak beni. Sende beygir gibi yat Ziya." Koridordan mutfağa ilerleyen Saliha'nın sesini duyduğumda umursamadan yataktan kalktım. Gardrobumu açıp altıma siyah bir kot ve üzerime de buz mavisi tişört geçirip bileğimdeki tokayla uzun dalgalı saçlarımı at kuyruğu yaptım. Kenarda hazır duran çantamla birlikte telefonumu aldıktan sonra kapının kilidini açıp çıktım ve birinin odamı karıştırması durumu için tekrar kilitleyip anahtarı çantama attım. Kapıya gidip ayakkabılıktaki sporlarımı ayağıma geçirdikten sonra çantamı tek omzuma asıp dışarıya çıktım. Hafif serin rüzgar yüzüme vururken bunun rahatlattığının farkındaydım.

Sokağa çıkıp ilerlerken telefonumun ekranını açtım. Hakan'ın yazdığını görünce beklemeden girdim.

Gönderen: Hakan
Akşama gerek yok, kafedeyiz Ezgi'yle gel.

ÜVEYLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin