Üzerimde hissettiğim kol ile gözlerimi araladım.
İy de ben dün tek başıma yatmıştım!?Aniden kalktığımda solumda Jimin sağımda Jungkook,Jimin'e koala gibi yapışmış olan Taehyung ile şoka girmiştim.
Muhtemelen üşümüşlerdi.
Saate baktığımda 5'ti. Yatakta gerinip onların üzerinden yuvarlanarak kalktığımda Jimin'in eli yastığıma pat diye düştüğünde birden ayağa kalkıp beni görünce uykulu gözleri benimkiler ile buluştu
"JUNGKOOK! YOONA GELİYOR!
TAEHYUNG LOLİP-""Ne!?"
"Ne!?"
ikisi de aynı anda kalktığında koşu kıyafetlerimi alıp kaçtım. Jimin'in kahkahası dışarıdan duyuluyordu.
Jin dışarıda Hoseok ile konuştuğunda selam verip içeri girdim.
"Günaydın Yon. Üzerimi burada değiştirilebilir miyim?"
"Niye?"
"Uyandığımda çadırda 3 erkek buldum da."
"Ne??!"
"Evet. Evet. Sakin ol. Şu üzerimi giyi-kkkk üzerindeki de ne böyle?" Daha yeni yeni gördüğüm her tarafını kapatan bir eşofman takımı giyen Yon'a gülerken o ise öfkeli bir şekilde bakıyordu.
"Jin sağolsun."
"Oh. Bekarlık sultanlıktır. Neyse ben üzerimi değiştiriyorum." Dediğimde üzerimi çıkardım ve Adidas yarım siyah atletimi giyip altına adidas spor şortumu giydim. Saçımı sıkıca toplayıp esnedim
Beraber dışarı çıktığımızda herkes bizs bakmıştı. Neyse ki tek şort giyen ve değildim. Diğer kızlarda -yon ve Seulbi hariç. Seulbi hiçbir şey giyinmemişti- şort giymişti.
Beden eğitimi hocası da geldiğinde önden koşmaya başladı. Bizde ikişerli sırada koşmaya başladık. Çadır arkadaşları koşuyordu.
Ormanda 10 tur attık. Kamp alanına geri döndüğümüzde kendimizi çadırlara attık. Taehyung nefes nefese;
"Bir daha kimse bana koşu demesin!" Dedi ve gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
Ben ise havluyla bedenimi kuruluyordum.
"Ben dışarıdayım. Sen de üzerini değiştir." Deyip çıktı.
Bende vücut spreyi ve mor göbek üstü tişört giyip altına siyah kısa bir tayt almıştım.
Üzerimdekileri çıkarıp kenara koyup spreyi sıktım. Sonra da kıyafetleri giydim. Kirli kıyafetlerimi alıp dışarı çıktığımda Taehyung içeri girdi.
Bayan Büst yanıma geldi.
"Danbi. Kirli kıyafetleri nehirde yıkılabilirsin. Yıkandıktan sonra az ileri git. Oraya arkadaşların ip astı. Herkese yetecek kadar var."
"Sağolun bayan Büst." Deyip eğildim. Taehyung'da çıktığında ona ne yapacağımızı anlattım.
Nehrin kenarında bulduğumuz sabunlar ile çitiledik-benden daha iyi yapıyordu şerefsiz-
Kıyafetleri de astıktan sonra tekrar kamp yerine geldiğimizde yemek vaktiydi. Yemekleri alıp hayvan gibi yemeğe başladık.
...
"Arkadaşlar erken dönüyoruz. Çünkü hava durumu kötü olacak.""Ama hocam yaz ayındayız."
"Oğlum? Coğrafya dersi felan görmüyor musun sen!? Burası dağ başı. Biraz mantık ya!" Diyen hocayla beraber tüm ekip gülmeye başladık.
"Gülmeyi kesip eşyalarınızı toplayın. Geceleyin yola çıkıyoruz." Dediğinde çöpleri çöp kutusuna atıp daha kurumayan kıyafetlerimi alıp poşete koydum.
Omzumdan dürtülmem ile irkilerek arkama döndüm.
"Efendim Yoona?" Dediğimde utanarak kulağıma fısıldadı;
"Pedin varsa bana şu az ilerde ki ağacın altında versene. Seni orada bekliyorum."
"Tamam canım." Dediğimde güldü ve gitti. Zavallı Yoona. Jungkook'u kendinden çok seviyordu. Salak Jungkook ise onu umursamıyordu.
İçeri girdiğimde Taehyung yoktu. Bende hemen çantamdan pedi çıkarıp cebime koydum ve çadırdan çıktım.Bahsettiği yere doğru giderken Yoona'yı görememiş, biraz daha yaklaşmıştım.
Arkamı dönerken elinde taş ile gelen Yoona'yı gördüğümde gözlerim hızla açılmıştı.
Kafama yediğim darbe ile en son hatırladığım şey kafamdan aşağıya dökülen kan, Yoona'nın kahkası ve şoka girip sadece bizi izleyen Hoseok.