Bölüme başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz!
Gördüğüm rüyanın etkisiyle bir anda yatağımda sarsıldım ve gözlerimi araladım. Birkaç saniye boyunca hareket etmeden tavana bakarken, derin nefesler alıp veriyordum. Hani olur ya, rüyanızda yüksek bir yerden düşerken bilinciniz açılır ve sanki biri sizi kaldırıp yatağa bırakmış gibi uyanırsınız...
Tam olarak öyle uyandım.
Derin bir nefes daha alarak, zorlukla da olsa doğruldum. Vücuduma çöken ağırlık yüzünden hareket etmek o kadar zor geliyordu ki, bir kez daha bırakacaktım kendimi yatağa. Yine de pes etmedim ve başucumdaki şişenin kapağını açarak suyu kafama diktim.
Her sabah boğazım kurumuş bir şekilde uyandığım için başucumda su bulundurmak bir alışkanlık haline geldi. Her ne kadar sabah uyandığımda, dişlerimi fırçalamadan su içmekten nefret etsem de üşengeçliğimin sınırları yoktu. Nefret ettiğim şeyleri bana çok kolay bir şekilde yaptırabiliyordu.
Birkaç saniye boyunca rüyamın etkisinden kurtulmak için oturmaya devam ettim. Evin içinde, kafamın içindekinden çok daha fazla ses vardı yine de rüyamın etkisi öyle ağır basıyordu ki, bir türlü o uçurumdan düştüğüm hissini atamıyordum üstümden.
Evin içindeki sesler gittikçe artarken gözlerimi kapatarak derin bir iç çektim. Evimizin çok geniş olduğu söylenemezdi ama aile büyüklerimiz bizde kalmayı tercih ediyordu. Kendime oda kapabildiğim için şanslıydım. Çünkü dört erkek kardeşim, annem ve babam haricinde evimizde büyükannem ve büyükbabam da kalıyordu.
Kız çocuğu olmanın şansıyla, kendime ait bir odayı kapabildim. Tabii, bu konu erkek kardeşlerim için geçerli değildi. Dördü tek odayı paylaşmak zorunda kalıyordu çünkü evimizde üç oda vardı. Büyükannem ve büyükbabam salonda yatmayı reddettikleri için erkek kardeşlerimin hepsi bir odada toplanmak zorunda kaldılar.
Hâlâ daha nasıl oluyor da, odamda bitmiyorlar diye düşünürken odamın kapısı aniden açıldı ve önündeki önlüğün yarısı kirlenmiş olan annem alnında biriken terlerden dolayı derin nefesler alarak, "Günaydın Mira, neden yardıma gelmiyorsun?" diye sordu.
Derin bir nefes alarak, "Kendime gelmeye çalışıyorum, kötü bir rüya gördüm..." dediğimde, gözlerinden hüzünlü bir parıltı geçti.
"Hayatın kötü olmasın," dedi ve buruk bir şekilde gülümsedikten sonra ellerini önlüğüne silerek yatağımın ayakucuna oturdu.
Gözlerimin içine bakarken, ellerini yanaklarıma koydu ve "Çoğu zaman belli edemesem de, seni seviyorum kızım," dediğinde, "Belli etmene gerek yok anne," dedim.
Hafifçe gülümsedikten sonra yanağıma kuru bir öpücük bırakarak, "Kahvaltıyı hazırlamamız lazım, bana yardım eder misin?" diye sordu ve cevabını beklemeden, hızlıca odadan çıktı. Salondan babamın ve büyükbabamın homurtuları duyulabiliyordu. Büyükannem zaten çok kilolu olduğu için mutfağımıza sığmıyordu bu yüzden o da salonda homurdananlar arasındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOIRA | Yıldızlarda Saklı Mucize
JugendliteraturKendi dünyamızda birbirimizi tanımıyorduk bile, fakat bu dünyada gözlerimizi açtığımızda... Parmaklarımız birbirine kenetlenmiş bir şekilde el ele uyandık. ~*~ Dünyaya oldukça yakından geçen Moira kuyruklu yıldızı, kalbine kazınmış kaderi gerçekleşt...