-11-

268 31 41
                                    

Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya bırakabilirsiniz!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya bırakabilirsiniz!

Şarkı: Naz Ölçal - Kimler Geldi Kimler Geçti (Cover)

11. Bölüm

Günler oldukça çabuk ve dolu geçti.

Cumartesi sabahı enerjik bir şekilde ayağa dikildiğimde, Akın henüz uyanmadığı için bu sefer mutfağın yolunu tutan kişi, ben oldum. Sabahları belirli bir düzen oluşturmuştuk. İlk uyanan kahvaltıyı hazırlamaya başlıyordu.

Bayıldığım sabahki sinirimden dolayı, birbirimizi kahvaltıya kaldırma ve birlikte kahvaltıya başlama alışkanlığı edinmiştik. En azından, Akın tersimi fark etmiş bu yüzden de dikkat ettiğim şeyleri öğrenerek dikkat etmeye başlama kararı almıştı.

Aynı şekilde ben de, onun dikkat ettiği şeylere dikkat ediyordum. Mesela, klozetin kapağını kapatma alışkanlığı vardı. Açık bırakınca sinir olduğunu öğrendiğimden beri ben de klozetin kapağını kapatmayı alışkanlık haline getirdim.

Mutfakta da bir düzeni vardı. Bardakları ters koyuyordu, plastik şişede kalan suyu içmiyordu, löp yumurta yerine omlet seviyordu ve soğanlı şeylerden çok hoşlanmıyordu ama bazı yemeklerin içinde güzel gittiği için yiyebildiğini söylüyordu. Sanırım hoşlanmadığı şey sadece çiğ soğandı...

Bunlar dışında, kitap okumayı çok seviyordu. Benim aksime kurgusal dünyalara bayılıyordu. Bu da oldukça normaldi, sonuçta o bir oyuncuydu ve kurgusal bir hayatı yaşaması gerektiğinde bunu yapabilmesi için benzerlerine bir göz atması gerekiyordu. Bu konuda onu Melis'le karşılaştırabiliyordum. Melis de onun gibi çok okurdu, kurgusal dünyalara bayılırdı.

Ve bir akşam, Akın'la birlikte oturup Sedef'in kitabını sesli bir şekilde okuduk. Bir bölüm o, bir bölüm de ben okuyordum ve bir sahnede Akın'ın yüzünde buruk bir gülümseme yer edindi. Kitabı elimden alarak benim sıramdayken kendisi okudu.

"Düşünceler beynimi kemiriyordu sanki... Onu sevdiğimden eminim, bunu gözlerine baktığımda hissedebiliyorum ama onun duygularından emin değilim. Bu benim geri adım atmama sebep oluyor, oysaki bu güne kadar ben hiç geri adım atmadım. Sadece ilerledim, geçmiş karanlık ve kötüydü... Oraya dönemezdim ama o farklıydı.

Bana hissettirdikleri, bana yaşattıkları... O bambaşkaydı ve ben ona ne zaman baksam sadece geri adım atıyordum. Karanlığa doğru sürüklenmekten alıkoyamıyordum kendimi ama en çok da ona bakmaktan vazgeçemiyordum."

Bu sahneyi okuduktan sonra başını kaldırıp bana baktı, gözlerinde tuhaf parıltılar vardı. Göz kırparak, "Bu bölüm de bitti, gerisine yarın devam ederiz..." deyip odaya kaçtı. Ben yine salonda kaldım.

Acaba o bölümde neyden etkilenmişti? Açıkçası, ben sadece okuyordum. Akın'sa her zamanki gibi hissederek yaşıyordu. Bazen, dünyayı onun gözünden görmeyi merak ediyordum. Nasıl bir bakış açısı olduğunu yavaşça da olsa öğrenmek güzeldi, bakıp geçtiğim şeylere anlam katıyordu. Ya dünyayı onun gözlerinden görebilseydim?

MOIRA | Yıldızlarda Saklı MucizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin