*ALYA'DAN*
Canım okulumun son teneffüsüydü. Son yaşanan olaydan sonra sıramdan hiç kalkmamıştım. Berk arada bir arkasını dönüyor ve bana bakıyordu ama ben her seferinde gözümü deviriyordum.
Kızlar bir önceki teneffüs yanıma gelmişlerdi ve olayı detaylıca anlatmıştım. Kızı hatırladıkça yeniden sinirleniyordum.
Bir de içimde Berk anlayacak diye bir şüphe vardı. Anlamamasını umut ediyordum.
Bu teneffüste bizim tayfa etrafımıza oturmuş sohbet ediyorlardı. Kızlar bir ders trip atabilmişlerdi yalnızca. Daha sonra barışmışlardı. Ben biliydim böyle olacağını.
Onlar sohbet ederken ben yalnızca dinliyordum.
"Sayın genç arkadaşlarım ben diyorum ki biyoloji sınavı için kopya hazırlasak hani. Kalmak istemiyorum" dedi Ayaz.
"Valla haklısın sevgilim de hoca sınavda götünden bile göz çıkarıyor sanki. Kopya çekmemiz imkansız." diyen Duru'ydu.
Ayaz cevap verdi.
"Doğru söylüyorsun. Keltoş Necmi."
Bu lafına herkes güldü. Ortamda kısa bir sessizlik oluştuktan sonra Duru lafa girdi.
"Berk, bi gelsene bahçeye çıkalım kanki. Bana çikolata sözün vardı."
"Yoo kanka yoktu." dedi Berk.
"Artık var ama. Hadi hadi zil çalmadan gidielim" diyen Duruyu Berk takip etti.
Ne olduğunu anlamaya ça-
Bi saniye. Hatta bir salise. Durun durun. Duru şuanda Berk'e beni sevip sevmediğini soracaktı. Çünkü dün öyle söylemişti.
Aklıma bunun gelmesi üzerine kalbim ağzımdan çıkacak hâle geldi. Ayaklarım sabit kalsa iyiydi çünkü çocuklar farkederse hiç hoş seyler olmazdı.
Beni görmemeleri için onları kovmalıydım.
"Ya gitsenize sıramdan. Gidin kendi sıranıza. Uykum var benim." diye çıkıştım.
Aslı ve Melis de dahil olmak üzere herkes garip bakışlarla bana bakıyordu.
"Ne bakıyorsunuz? Gidin de uyuyayım" dedim.
Yağız lafa girdi.
"Tamam gideriz ne bağırıyorsun. Değişik yemin ediyorum."
Hepsi Yağız'ın olduğu sıraya doğru ilerledi. Aslı arkasını dönüp ağzının içinden noluyor demeye çalıştı. Ben de ağzımı problem yok anlamında oynattım.
Onlar gittiklerinde heyecanla Duru ve Berk'in gelmesini bekledim. Berk'in ne diyeceğini, ne tepki vereceğini çok merak ediyordum.
Teneffüsün bittiğine işaret olan zil de çaldığında artık gelmelerini ümit ettim.
İki dakika sonra ikisi de kapıdan girdiler. Berk girer girmez bana uzunca baktı. Daha sonra bizimkilerin yanına ilerlediler.
Duru yanıma gelseydi her şey anlaşılırdı zaten. Yani şuan anlaşılmadıysa tabii.
Coğrafya hocasının gelmesi üzerine herkes yerlerine geçti. Melis de yanıma geldi ve sessizce fısıldadı.
"Alya Beril Aktaş. Seni üzgün görmek istemiyorum. Merak etme düzelir her şey. Asma şu yüzünü."
"Üzgün değilim kanka."
"Ya nesin? Yüzün sirke satıyor resmen gülüm."
"Kanka ben de bilmiyorum artık ne düşündüğümü, ne hissettiğimi... Duru'yla Berk ne konuştu biliyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Umut
Teen FictionAnonim : Bak Alya, ilk mesajım böyle kafiyeli olsun falan isterdim ama bodoslama giricem olaya. Seni seviyorum ben, hemde çok. Nasıl anlatırım sana bilmiyorum ama seni görunce içim bi fena oluyor. Anonim : N'olursun bi cevap ver. Alya Beril : Kim o...