Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❤️
🌙
Sert adımları önünde ip gibi dizilen askerlerine döndüğünde ellerini belinde bağlayıp durdu. Duygusuz gözlerini hepsinin üzerinde tek tek gezdirirken aklında tek bir şey vardı. Bu time, zamanında öğrendiği ne varsa öğretmek ve onları vatanının birer koruyucusu yapmak istiyordu. Derin bir nefes alıp göğsünü kabarttığında, onu dikkatle bekleyen askerlerine yaklaştı ve bağırdı.
"Kanınızın son damlasına kadar yemin edin bana!"
Hepsi hazır ola geçiş yaparak ayak seslerini zeminde titretirken karşılık verdiler. "Ülkem, ailem ve sevdam üzerine yemin ederim ki, kanımın son damlasına kadar mücadelemden vazgeçmeyeceğim!" koro halinde, kulakların pasını silen o kalın ve yüksek sesler karargâhın eğitim alanında yankılandığında memnuniyetle gülümsedi Binbaşı.
"Rahatta dinle." emrini verdikten sonra, askerlerinin rahata geçmesiyle birlikte üstüne sinen büyük sakinliğin ardından, kapalı eğitim alanında tavandan aşağıya inen ipleri çenesinin ucuyla işaret etti. "Bu iplere iyi bakın. Çıkarken çok zorlanacaksınız ama unutmayın, mücadele etmekten vazgeçmeyeceksiniz." yeniden önlerinde volta atmaya başladığında Binbaşı, askerlerinin her biri havadan aşağıya doğru sallanan iplere bakıyordu.
Genç komutan, sözünü asıl yere getirdi. "En tepeye kadar çıkmaya çalışacaksınız. Çıktığınız an ise ipi bacaklarınıza dolayıp sağlamlaştıracak ve başınız aşağıda olacak şekilde duracaksınız. Beyninize fazla kan gidecek, dikkat edin." sırıttı. "Bundan önce, belinize bir silah yerleştirmeyi unutmayın."
Namjoon, komutanının söylediklerine hitaben konuştu. "İpte ters durmayı anladım da.. Silahla ne yapacağız komutanım?" arkadaşları Namjoon'u onaylayan bakışlar atarken komutanları tehlikeli bir ses tonu barındırıyordu cevabında. "Ters atış talimi yapacaksınız."
Jungkook keyifle sırıttığında Binbaşı'ya haylazlığını belli etmeden Taehyung ile yumruk tokuşturdu. Nasıl olsa bir keskin nişancı olarak bu işte üstüne yoktu. "Ben tek, siz hepiniz." Hoseok ona göz devirirken kıkırdadı bu sefer.
Namjoon yeniden konuştu fakat tek fark bunun mırıldanarak olmasıydı. "Jimin bile bu kadar acımasız değildi." Tim komutanları, yarasının hala iyileşmemesi nedeniyle -ve uzaklaştırma cezasından dolayı- iki gündür aralarında değildi. İki akşam boyunca arkadaşlarını ziyaret etmişlerdi Seok Jin ve Yoongi komutanlarıyla birlikte ama bu akşam gidebileceklerinden emin değildi hiçbiri. Pestilleri çıkacaktı çünkü...
"Hazırlanın hadi." Yoongi'nin komutuyla hepsi ipten aşınmasını önlemek için ellerine eldiven geçirmişti. Bellerinde bulunan kemerlere bir silah sabitleyerek kendilerine ait olan iplerin başına geçmişlerdi.
