Bir ya da bir buçuk ay oldu mu yazmayalı? Attığım yirminci bölümü okumayanlar kaç kişi peki üç ya da dört kişiden fazladır. Arkadaşlar ben görüyorum bunların hepsini merak etmeyin.
Bölüm nerede diye merak edenler bile bir elin beş parmağını geçmiyor. Bu kadar değersiz mi hakikaten benim yazdıklarım gözünüzde??? Siz şimdi ne derseniz diyin bu böyle... Tabii değişmediğiniz sürece. 😋
70 OY VE 150 YORUM RİCA EDECEĞİM 😜
İyi okumalar 💕
●
Korkmak...
İnsana neler yaptırabilirdi bu duygu? Sevdiklerini korumak pahasına kendi canını hiçe saymak bir bedel olur muydu?
Umrunda bile değildi ölmek aslında. Onun fani bedenine gelen her darbe önemsizdi lakin ailesini bırakırsa tek başına bir gün, nasıl önleyecekti onlara gelen tüm kötülükleri?
Tanrı kalbindeki korkuyu büyüttü böylece. Daha temkinli davranması gerektiğini biliyordu artık. Onları öyle bir sarmalamalıydı ki kanatlarıyla, gelmek üzere olan her bir yara kendisine işlesin sadece...
Görevden döneli bir saati aşmış, edinilen bilgiler Yarbay Seok Jin'e iletilmişti. Hastanedeki ve karargahtaki emniyet iki katına çıkarılmıştı. Böylece askerler daha dikkatli bir konumda yaşacaklardı, belki kısa belki de uzun bir süre için...
Tim topluca Yoongi'yi ziyaret ettikten sonra Rose'yi ikna etmek adına uğraşmışlardı evinde dinlenmesi için lakin arkadaşlarını dahi dinlemeyen kız onları umursamamıştı bile.
En sonunda Jungkook ve Hoseok anlaşarak kızın yanında kalmaya karar vermişler, diğerleri de her detaydan haberdar olabilmek şartıyla oradan ayrılmışlardı.
Jimin tek başına yaşadığı evinden içeriye girerken olan biteni düşünmeden duramıyordu. Bir an yorgun beynini neden daha fazla yorarak kendine bu işkenceyi çektirdiğini sorguluyor sonra da tüm bunları unutup yeniden devam ediyordu.
Cin Göz... Derin bir nefesi ciğerleriyle buluşturdu Jimin. Saatine göz atıp koca evin dar gelen duvarlarında gözlerini gezdirip yutkundu. Rahat durmayacaktı. Rahat asla durmayacaklardı...
Neden geldiğini bile bilmiyordu buraya, yalnızlığa alıştığı için mi? Ya da sevgilisinden de çocuklarından da uzak durursa eğer, yeniden yaşamak için bir şanslarının olacağı düşüncesinden mi?
Nasıl ayrı kalabilirdi onlardan bir kez daha... Jennie anlamak için zar zor çaba sarf etmişken nasıl göz yumabilirdi bir kez daha yalnızlığa...
Daha yeni evlenme teklifi etmişti kadınına.
Oflayıp bedenini geriye doğru koltuğa bıraktı genç adam ve gerginleşen alnının üzerine parmaklarını çıkarıp ovuşturmaya başladı. Ailesini, onlardan uzakta olmadan da koruyabilirdi değil mi? Zaten bu yolun sonunda her türlü ölmek varken Jennie yanındayken toprak olsun benliği ne kaybederdi ki?
Sevgilisinin gönlünü kırmadan yapması lazımdı her şeyi. Nefesi nefesindeyken son zikrettiği şey adı olmalı, kalbinin kalbine ait olduğunu bilerek huzura kavuşmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faint star's hopes † jenmin ✓
FanfictionBÖLÜM GELMEYECEKTİR, HATIRA KALMASI AÇISINDAN YAYINDA. ACEMİLİKLER VE MANTIK HATASI İÇEREBİLİR. jenmin, liskook, yoonrosé, vsoo ❝Seni yaratan Tanrı, Dünya'yı yaratmış olmalı. Şayet ben ömrümde böylesine duru bir güzelliğe rastlamadım. Ben, sende bü...