Korku ve heyecanın bir arada olduğu zamanlar, sıkı sıkıya sarmalanırdınız o hislerin içerisine. Jennie, Jimin ile önlerinde hep bir engel olduğunu düşünürken tadıyordu bu boşluktayken tutunduğu hislere.. Heyecanlıydı ama aynı anda da korkuyordu. Ailesinin en azından kızmasını beklemişti biraz da olsa fakat işler umduğu gibi gitmemişti.
Şimdi anne ve babasının karşısında Jimin ile beraber oturuyor, her şey çok normal ilerliyormuş gibi evlilik hakkında konuşulmaya devam ediliyordu. Kızlarla yüreğinden taşan o inanılmaz heyecanıyla konuşmasından sonra sessizlikle salona geri dönmüş, Jimin'in yanına oturmuştu. Yeniden bir hayatı paylaşacağı, belki de aylarca yarım bırakılacağı adam tarafından eli tutulurken sadece seyrediyordu.
Jimin, baş parmağı ile Jennie'nin eli üstünde yuvarlak daireler oluşturarak yavaşça orayı okşadığı sırada gözlerini aralarında sohbet etmeye başlayan büyüklerinden çekip yanındaki kadına döndürmüştü. Onun, birleşmiş ellerine boşluğa bakar gibi bakması Jimin'in yorgun bir nefesi ciğerlerinden dışarıya salmasına sebep oldu.
Hissettiği tüm kötü duyguları bastırmak elbette ki zor olacaktı ama Jimin söz vermişti bir kere, Jennie'ye ilk seferki acıları tattırmamak için elinden geleni yapacaktı. Elinden geleni.. Tüm sorun buydu belki de. Ya elinden hiçbir şey gelmezse, diyerek korkusunun yiyip bitirmesine izin veriyordu içindeki güzel duyguları Jennie, genç adam bunu çok iyi biliyordu.
Askerdi, askerlik zordu.
Aşıktı, bir askere aşık olmak zordu..
Adları birbirlerini gördükleri o ilk an kalplerine yazılırken Jimin Jennie'nin aksine çok çaba sarf etmişti kurtulabilmek için bu kara sevdadan. Çünkü farkındaydı aslında ne denli zor bir hayata adım atacaklarının.. Ama içlerindeki o gençliğin aşk tutkusu, engelleri yıkmak için cesaretlendirmişti deli kalpleri.
Tam altı yıl önce.. Jimin yeni asker olmuştu o zamanlar ve gösterdiği çevikliği, zekası ile adım adım yükselmeye hak kazanıyordu. Jennie de üniversitesinin ikinci senesindeydi. Okuduğu okulda tanışmıştı Jimin ile ve bu tanışma anı kesinlikle zihinlerinde unutamayacakları bir yerin hapsindeydi.
Genç kadın, yeniden o anı yaşıyormuş gibi gözlerini hala birleşik olan ellerinden kaldırdığında bakışları Jimin'in bakışlarıyla kesişti, aynı şeyi düşünmenin farkındalığı ise gülümsemelerini büyüttü..
Jimin 20, Jennie 19 yaşındaydı. İkinci yıla başlayalı daha üç ayı anca geçmiş, toy olan alt sınıf öğrencileri üniversite ortamına alışabilmek için ellerinden geleni yapmaya gayret etmişlerdi. Genç kadın ikinci senesinde Jisoo ile tanışmış ve en yakını bellemişti onu kendisine. Jimin, okulundan sonra yıllardır bulunduğu yerde yeni çalışmaya başlamıştı. Görevlere çıkmıyordu, her çaylak gibi zorlu eğitimlerden geçiyordu.. Fakat bir gün, komutanları ilk göreve çıkılması için kıdemlilerin yanına birkaç çaylak seçmişti. İşte o gün, Jennie'yi gördüğü ve onu son anda namlunun ucundan aldığı gündü...
Kapalı cezaevine askerlerin koruması altında gönderilmek üzere olan suçlu, içeriye sızan hainin yardımıyla kelepçelerini çözüp yanında duran askerin belindeki yedek silahı hızlı davranarak almış ve o an, iki kişiyi sonsuzluğa uğurlayıp yakındaki bir okula sığınmıştı. Jennie'nin okuluna...
Terör estirmek için gelen adam elindeki silah ve üstü başı kan içindeki yırtık kıyafetleriyle insanların korkusu olurken, kendisine yaklaşmaya cesaret eden güvenlikleri yaralamıştı.
Jennie, o an derste değildi. Sadece kafasını dinleyebilmek için bulduğu boş bir sınıfta, kulaklıklarında çalan müziğin ritmine kapılmıştı. Ta ki o sese kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faint star's hopes † jenmin ✓
FanficBÖLÜM GELMEYECEKTİR, HATIRA KALMASI AÇISINDAN YAYINDA. ACEMİLİKLER VE MANTIK HATASI İÇEREBİLİR. jenmin, liskook, yoonrosé, vsoo ❝Seni yaratan Tanrı, Dünya'yı yaratmış olmalı. Şayet ben ömrümde böylesine duru bir güzelliğe rastlamadım. Ben, sende bü...