-1-

1.5K 90 15
                                    

Sabahın ilk ışıklarında pek de kibar olmayan biçimde uyandırılmış olan Rosalinda, elindeki tepsiyle yürümekteyken hala gözlerinden birini açamıyor olduğunu fark etti ve uzun koridorda durup, acele etmeden, esneyip bacaklarını öne arkaya salladı. Biraz olsun uykusunu dağıtacağını umarak kafasını da sallamaya başlamıştı ki arkasından Judy'nin korkunç çığlığı yankılandı ve elindeki tepsi ile koşmak ne kadar mümkün olabilirse o kadar koşarak misafir odasına vardı ve çalmadan içeriye daldı.

Tepsiyi yatağın ucuna iliştirilen sehpaya bırakıp kalın perdeleri çekti ve sonra da dönüp şöyle bir adamı süzdü. Neredeyse yatağı dolduruyordu dev cüssesiyle ve tam bu koca adamı nasıl vurduğunu düşünüp gülecekti ki bir şey dikkatini çekti. Adamın yüzünde tedirgin bir ifade vardı. Yavaşça yatağa yaklaştığında ise mırıldanmaya başladı genç adam ve kabus görüyor olma ihtimaline karşılık onu uyandırmasının iyi olacağını düşündü.

"Katlanmak zorunda olduğum başka lanet hareketin var mı?"diye sorarken yabancı, gözlerinden ateşler saçıyordu. Zavallının yüzünden su damlaları boynuna doğru akıyordu hala; az önce başından aşağı dökülmüş su dolu bardak yüzünden.

Rosalinda ise durumdan zerre etkilenmemiş pencerenin önündeki koltuğa kendini bırakıvermişti elindeki çörekle. "Kahvaltı yapamadan beni buraya yolladılar. Bunun için Robert ve Judy'ye kızmalısın İngiliz beyi."

Genç adam yarasının izin verdiği ölçüde yatakta doğrulup karşısında iştahla çöreğini yiyen kadına baktı ve sıktığı dişlerinin arasından "Kızgın ayılar yutsun seni!" dedi hırıltıyla. "Evde başka çalışan yok mu? Bana hizmet için ne diye seni yolladılar?"

"Bir bakalım," derken sesindeki alayın ne sinir bozucu olduğunun bilincindeydi genç kadın ve bu durumdan zevk alıyordu. "Robert kahyamızdır ve eşi Judy ona ve herkese yardım eder, bana sorarsan asıl kahya odur. Çirkin surat ve kızları mutfakla ilgili her şeyden sorumludur ve kendilerince mutfağa girmemi yasakladılar. Tom, ahırdan sorumlu genç bir çocuktur ve ah, Nan! O da ayda bir kere çarşafları yıkamamızda yardıma gelir ve iyi günündeyse gizemli hikayeler anlatır."

"Sırf meraktan soruyorum," diyen yabancının sesinde anlaşılması güç bir kinaye hakimdi. "Sen ne yapıyorsun bu evde?"

"Mali işlerden sorumluyum."

Aradan geçen dakikalar boyunca yabancı kahkaha atmaya devam etti ve karşılığında genç kadın da koltukta zıplayarak ve bağırarak onu susturmaya çalıştı. Ne var ki genç adam gözlerinden yaş akana dek gülmeyi başardı, belli ki sinirleri bozulmuştu fakat özellikle sonradan kurduğu cümlenin kadın için ne denli küçük düşürücü olduğunu fark edememişti.

"Hiçbir şey yapmadığına göre ev sahibinin metresi olmalısın."

Rosalinda'nın son duyduğu cümle buydu; adamın üzerine çıkıp ona vurmaya başlamadan önce.

Yabancı adına şükürler olsundu ki odadan dışarıya kadar çıkan acı haykırışlar kısa sürede duyulmuştu ve Robert ile Judy adamı kurtarabilmişti. İlk yaptıkları da genç kadını keçilerini diğer çiftliğe vermekle tehdit etmek olmuştu.

"Ne?" diye bağırınca genç kadın; Judy ona hemen sesini kesmesini söyledi ancak kadın daha çok sinirlendi. "Bana fahişe diyen bu adam için keçilerimi vermek mi istiyorsunuz? Sizi tutmayayım onları alıp gidebilirim buradan!"

Bu kez "Ne?" diye bağıran Robert oldu ve zaten çizgilerle dolu yüzü, kaşlarını çattığında daha uzun çizgilerle döşendi. "Bu doğru mu bayım?"

Eliyle yarasının üzerini ovuşturan yabancı tek mimik oynatmadan "Ne var bunda?" diye sordu. "Anladım. Evin hanımı duyar da sizi azarlar diye korkuyor olmalısınız, aramızda kalır-"

Ay Işığı ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin