-9-

990 81 10
                                    

/// Bölüm sonundaki notu okumayı unutmayın, lütfen

Yaşlı olduğu her halinden belli olan kadın, sırtındaki örgü şala sarıldı ve uzun uzun karşısındaki genç yüzlere baktı. Dudaklarını oynatarak bir şeyler mırıldanmaya başlayıp birden kafasını çevirdi ve boşluğa bakıp birkaç saniye boyunca gözlerini kapadı. Ardından kendisine bakmakta olan iki çift göze döndü ve çadırdaki sessizliği nihayet bozdu.

"Sonunda birbirinizi bulmuşsunuz."

Rosalinda gözlerini kısıp şöyle bir kadının tuhaf hareketlerine baktı ve dudaklarını büzüp "Ne demek istiyorsun?" diye sordu çekinmeden.

"Siz doğmadan yazılmıştı kaderiniz ," derken yeniden göz teması kurmayı bırakmıştı çingene. "İkinizin birleşmesi gerekiyor, ölü ruhların huzura ermesi için."

"Ölü ruhlar mı?" diye sorarken ciddiyetle masaya doğru eğilmişti genç adam ve nedenini anlamamış da olsa sırtı ürpermişti. Çadırın her yanına asılı tüyler ve renkli ipler onu ürkütmüştü herhalde.

Adamın tedirginliğini bir kenara bıraktı yaşlı kadın ve uzanıp onun elini tuttu. Şefkatli bir sesle "Vakit erken," dedi. "Aklındaki hayata kavuşman için önce yeşilin uyanması gerekiyor." Genç adam ağzını açınca elini kaldırıp onu susturdu ve devam etti. "Sabırsızlık etme bakayım."

"Tamam fakat-"

"Tıpkı babana benziyorsun bu yüzden içim rahat," derken yaşlı kadın oturduğu yerde geriye yaslandı ve kısık sesle mırıldanmaya devam etti. "Yine de babandan daha sevgi dolu olduğuna inan ve vazgeçme."

"Babamı tanıyor muydunuz?"

"Hayır," dedi bir çırpıda kadın ve bakışlarını Rosalinda'ya çevirdi. "Eyerlediğin atlar kadar hırçınsın ancak çok yakında dağılacaksın. Güvenip konuşabileceğin veya sığınabileceğin bir evin kalmadığında gitmekten korkma çocuğum. Git ve kendini bul."

"Neden dağılacakmışım?" diye sorarken istemli olarak kaşlarını çatmıştı Rosalinda.

"Bizler, kız çocuklarının, annelerinin kaderlerini yaşadıklarına inanırız," dedi çingene ve yüzüklerle dolu parmaklarını havaya kaldırıp genç kadına bilge bir tavırla baktı. "Hayatındak yalanlardan kurtulduğunda kader çizgini değiştirme hakkı sunulacak sana çocuğum ve o an geldiğinde ne kadar güçlü olduğunu Tanrı'ya göster."

"Tabi, gösteririm," dedi alayla Rosalinda ve ayağa kalkıp yanındaki adama döndü. "Gidelim."

Genç adam kalıp biraz daha konuşmak istiyordu fakat bunu dile getirirse kadının hiçbir şey söylemeden çıkıp gideceğine emindi. Bu sebepten o da ayaklandı ve yaşlı kadına dönüp teşekkür etti sessizce ve cebine uzanıp para vermek istediğini söyledi. Yaşlı kadın ise yeniden adamın elini tuttu ve kulağına uzanıp "Yeşilin uyanmasına izin ver yeter," dedi.

Çadırdan çıktıktan sonra iki gencin de kafasında bambaşka düşünceler mevcuttu ve konuşmadan eve dönme kararı almışlardı. Yolu yarılayana dek ikisi de konuşmadı ve sessizliği bozan da genç adam oldu.

"Evin önünde bir şeyler içmek ister misin?"

"Olur."

Kadın başka laf etmeyince adam da susmaya devam etti ve böylece kısa sürede eve vardılar. Ardından Rosalinda koşar adımlarla mahzene gidip iki şişe şarap alıp geldi ve evin önündeki geniş merdivenlere oturdular.

"Bu gece kadeh kullanmayacağız, sanıyorum?" diye sorarken biraz olsun havayı yumuşatmayı hedefleyen genç adam gülümsemeye çalıştı.

Rosalinda ise düşüncelerinden sıyrılamadığını gösterip kafasını sallamakla yetindi ve şişeyi kaldırıp büyük bir yudum aldı. Elbette yanındaki adamın onu rahat bırakmaya niyeti yoktu.

Ay Işığı ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin