0.9

1.9K 153 44
                                    

Bugünün ikinci bölümünü attım. Sömestr tatili bitmeden önce kitabı final yapmaya çalışacağım.

Sizi seviyorum.❤''

SINIR: 8 Vote
---------------------------------------------------------

Taehyung hastaneye nihayet geldiğinde asansörü beklemek yerine hızlıca merdivenleri kullanarak üst kata ilerlemeye başlamıştı. Jisoo'nun odasına doğru koşarken duyduğu sesler onu bir kaç saniyeliğine olsa da durdurmuştu.

"Ve ayrıca Taehyung artık benim zayıf noktam değil. Beni onunla vurmaya kalkışma."

Bu Jisoo'nun sesiydi. Taehyung duydukları karşısında hayal kırıklığına uğramıştı. Ama Jisoo'ya çektirdiklerinden sonra ne bekliyordu ki? Jisoo yıllar sonra onu af mı edecekti?

Taehyung bunları düşünmeyi bırakarak önünde durduğu kapıyı açmış ve içeriye girmişti.

Tzuyu Taehyung'u görünce şaşırmıştı. Gelmesini beklemiyordu.

-Tzuyu!?

Taehyung bağırarak konuştuğunda Tzuyu sadece kaşlarını çatmış bir şekilde Jisoo'ya bakıyordu.

-Sen çağırdın öyle değil mi!? Sen yaptın bunu. Korkaksın Kim Jisoo. Hâlâ zayıfsın ve başkalarına muhtaçsın sen!

Tzuyu bağırarak konuşmaya başladığında Taehyung daha fazla dayanamamış ve Tzuyu'yu kolundan tutarak odadan çıkarmaya çalışmıştı.

Tabi ki Tzuyu rahat durmuyor kurtulmak için çırpınıyordu. Jisoo ise olanlar üzerine duvarın köşesinde dizlerinin üstüne çömelmiş yerde belli bir noktaya bakıyordu.

***

-Kim Jisoo, yeter artık kendine gel!

Eun woo'nun bağırması üzerine Jisoo gözlerini sabitlediği yerden ayırmış ve ona çevirmişti.

- Neden böylesin!? Neden kendini bu kadar güçsüz biri olarak gösteriyorsun? Sen bu değilsin!

Eun woo'nun tekrardan bağırarak konuşması üzerine Jisoo kafayı yemişçesine gülmeye başlamıştı. Eun woo korkmaya başlamıştı. Jisoo'yu ilk defa böyle görüyordu.

Ardından Jisoo'nun yüz hatları aniden değişmişti. Bu sefer gülmek yerine ağlıyordu. Aynı zamanda da bağırarak konuşmaya başlamıştı.

-O haklı Eun woo. Ben çok güçsüz biriyim. Eziğin tekiyim. Sevdiklerime de sahip çıkamıyorum. Öyleyse yaşamaya da hakkım yok öyle değil mi?

Jisoo bunları söyledikten sonra oturduğu duvar köşesinden kalkarak odadan hızlı adımlarla çıkmıştı.
Nereye gittiği belliydi. Yine her zaman gittiği uçurum kenarına gidiyordu.

Arabadan indiğinde uçuruma gediğini fark etmişti Jisoo. Artık ölebilirdi.
Uçurumun kenarına daha da yaklaşırken orada oturan birini daha yeni görmüştü. Bu ilk defa böyle oluyordu. Normalde buraya geldiğinde kimse olmuyordu. Jisoo gördüğü kişinin yanına doğru ilerlemeye başlamıştı.
Belli ki onun da bir derdi vardı. Yoksa kim gelirdi ki buraya?

Yanına daha çok yaklaştığında orada oturan kişinin o olduğunu fark etti. Neden buradaydı?

-Taehyung?

Ağlamaktan kısılmış olan sesiyle ona seslendiğinde Taehyung da eş zamanlı olarak yüzünü Jisoo'ya dönmüştü.

-Jisoo iyi misin sen? Ben özür dilerim. Tzuyu böyle biri değildi. Eskiden çok iyi biriydi. Ama değişmiş. Tıpkı ben gibi...

Jisoo Taehyung'un değiştiğine emindi artık. Eskiden özür dilemeyen Taehyung şimdi başkası adına ondan özür diliyordu.

-Tzuyu nerede peki?

Jisoo'nun sorduğu soru karşısında Taehyung her ne kadar cevap vermek istemese de sorgulu bakışlar karşısında cevap vermek zorunda kaldı.

-O artık seni rahatsız edemez merak etme.

Taehyung garip bir şekilde konuştuğunda Jisoo, Taehyung'un Tzuyu'yu nereye götürdüğünü daha da merak etmişti.

-Taehyung Tzuyu nerede? Ona kötü bir şey yapmadın değil mi?

Taehyung, Tzuyu'nun yaptıklarına rağmen Jisoo'nun neden onun hakkında bu kadar endişelendiğini düşündü.

-Hadi ama Kim Jisoo. Bu kadar iyi olmak zorunda değilsin. Neden bazen sadece kendini düşünmüyorsun?

Jisoo Taehyung'un dediği şey karşısında sadece yarım yamalak bir gülüş sunmuştu ortaya. Belki de o da değişmişti. İçine kapandıktan sonra o da değişmiş olamaz mıydı?

-Ben de değişmiş olamaz mıyım Taehyung?






MEMORY (VSOO) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin