6. Bölüm

3.1K 219 285
                                    

💙Oy ve yorum yapmayı unutmayalım💜

💜Keyifli OKUMALAR💙

Masal KARAKUŞ

Güneş ne güzel sanki batarken bana gülümsüyor, kuşlar şakıyor, bizim okuldaki çocuklar su savaşı yapıyor. Şimdi de bir bulut güneşin önüne geçmeye çalışıyor. Harika! Bana gülümseyen güneşi kapattı bulutcuk.

Ben dayanamıyorum konuşacağım sanırım, konuşmayacağım iddasından beri Şükriyeyle konuşuyorum. Off! Çok sıkıldım, hayır bunu yapmam lâzım! Bunu herkes için başarmalıyım dimi Şükriye?

'Evet, evet, evet!'

Şükriye benimle evlenmiyorsun. Bu kadar çok 'evet' demene gerek yoktu.

'Masal artık susar mısın?'

Niye susayacakmışım Şükriye? Ben istediğim zaman susarım ve susadığımda da su içerim. Buna sen karışamazsın. Susamadım ben işte hıh! Kudur.

'Tamam Masal, sana daha da bir şey söylemiyorum. Söylediğim an çenen açılıyor.'

Söyleme, hem ben geveze değilim ki! Neymiş çok konuşuyormuşum. Siz onu benim külahıma anlatın. Çağrı kankim bile bana geveze olduğumu imâ etti. Arda ve Öykü'de benim çok konuşkan olduğunu söylediler. Hele Uzay, hepsi onun suçu!

'Çocuk sana bir şey söylemedi ki, onu niye suçluyorsun?'

Hani daha da bir şey söylemeyecektin Şükriye! Ben gevezeydim ya hani, bana ne dedi demedi yine onun suçu.

Ben ne yaşiyorum ya? İyice delirmeye başladım. Kendimk çok mutsuz hissetmeye başladım. Konuşmadan olmuyor.

"Masal rimelim nerede?" Diye sordu bana Öykü. Bak gülüyor! Beni konuşturmaya çalışıyor ama ben bunlara kanmam. Bilmiyorum dercesine dudağımı büzdüm. Sanki ben çok rimel kullanıyorumda bana soruyor. "Ne demek bilmiyorsun?" Allah'ım sen bana sabır ver.

Onu tınlamadan cebimden telefonumu çıkarttım. Oyun oynayarak zaman geçirebilirim diye bir oyuna tıklamamla telefonum çalmaya başladı.

Kahraman Father arıyor...

Baba sen de arayacak zamanı buldun. Koşarak Öykü'nün yanına gittim ve telefonu ona verdim.

"Ne yapacağım senin telefonunu ben?" Elimle alnımı ovuşturup, parmağımla telefonu gösterdim. "Babam arıyor." Onu onaylarcasına kafamı salladım. "Onunla mı konuşayım?" Bas parmağımı kavaya kaldırdığımda o da telefonu cevaplandırıp babamla konuşmaya başladı. Bu benim ikizim değil, hiçbir şey anlamıyor.

Geri pencerenin önündeki koltuğa oturdum.

"Kim benimle çikolata yemek ister?" Diye sordu Yağmur. Gözümde kalpler fışkırarak yanına gittim. Tam bir tanesine uzanacakken, elime vurdu. "Bilmece soracağım eğer doğru cevaplarsan o zaman vereceğim." Bu da beni konuşturmak için yapıyor kesin! Onaylayarak kafamı salladım. "Sinirlendiğini kim belli eder?" Ne bileyim ben? Biraz düşündükten sonra aklıma bir seçenek geldi. Ejderha! Bunu nasil açıklayacağım şimdi? Ayağa kalkıo ağzımdan ateş çıkarıyormuş gibi yapıp bi yandanda kanat çırpıyormuş gibi yapıyordum.

"Yaptığın hareketler aynı uçan iguanaya benziyor." Diyerek içeriye Öykü girdi. Sinem ise beni videoyoya çekiyordu. Onun yanına gidip elinden telefonu alıp videoyoyu kapattım.

"Bir şey anlamadım ama cevabı; ütüydü." Tek kaşımı havaya kaldırdım.

"Bilmece neydi?" Diye sordu Öykü merakla.

EYVAH İKİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin