32. Bölüm

1.4K 124 824
                                    

💜Oy ve yorum yapmayı unutmayalım💜

💜KEYİFLİ OKUMALAR💙

Çağrı YAYLA

Elimde ki Arda’ya ait olan telefon kılıfını sıkıntıdan onun kafasına fırlattım. Kendime ait bir eşya olsaydı, kesinlikle atmazdım zaten. Sadece birazcık üzülmüş olabilirim ama o da biraz. Kimi kandırıyorum Arda’nın hıyarlık yüzdesi kadar üzgünüm. Yani bu da %100 oluyor.

“Oğlum kız seni reddetmişse benim ne suçum var? Neden benimle uğraşıyorsun?”

“Kesin kendinin sap kalıp benim sevgilim olacağını anladığında hemen nazar değdirmişsindir. Beklerim senden.” Ben malımı bilirim.  

“Kız reddetti işte seni daha fazla uzatma.”

Kafamı olumsuz anlamda salladım. “Etmedi. Duygularından emin olmadığını söyledi bana.”  pislik Arda beni daha çok üzmeye çalışıyor. Ne kadar üzülsemde bir yandan Sinem’de haklıydı, duygularından emin olamadığı için hemen bir şey diyememesi normal.

“Belkide seni kırmamak için öyle söyledi. Sevdiği bir başkasıda olabilir.” al işte şimdi bu da olabilir. Ama Sinem bana yalan söylemez.

Sıkıntıyla nefes verdim. “Ne demeye çalışıyorsun?” işaret parmağımla kalbimi gösterip konuşmaya devam ettim. “Onu oradan çıkartmam gerektiğini mi?”

Elini ensesine götürüp orayı ovdu. “Salak sadece olabilecek şeyleri söylüyorum. Hemen ‘Kalbimden çıkartmam mı gerek?’ diyorsun. Hadi kızın sevdiği var diyelim, kalbinden çıkartmak senin için kolay olacak mı?” bir süre düşündüm. Olmazdı. Kalbimden çıkartmak ve unutmak o kadar kolay olmazdı. Olsaydı da zaten  gerçekten sevmemiş olurdum.

“Hayır.” ardından kaşlarımı çattım. “Hiç iyi bir arkadaş değilsin. Pozitif şeyler söylemen gerekirken iyice negatifleştirdin.”

“Dost acı söyler.”

“Bu kadarda acı söylemese miydin?”

Gayet ciddi bir şekilde, “Ben sana hayatta olabilme ihtimali olan şeyleri söyledim. Ne zaman ne olacağını bilemezsin. Sana  bunların olasılıklarını anlatıp hazır olmanı sağlıyorum. Bence iyi bir arkadaşım ama sen bilirsin.” konuştuğunda onada hak verdim. Olmaz diyemezdik olma ihtimalide var.

Banyodan çıkmış ve saçlarını havlu ile kurulayarak içeri giren Uzay’la bakışlarımı umutla ona çevirdim. Negatifleştirilmiştim ama şimdi o beni tekrardan pozitif yapabilirdi.

“Uzay başkasını sevmiyordur, değil mi?” olduğu yerde duraksayıp kaşlarını çatarak bana döndü.

“Bu konu kapandı sanıyordum.”

“Arda hıyarı aklıma olumsuz şeyler sokmasaydı kapanmıştı.” dedim suçlayıcı bir sesle.

“Sevmiyordur, Çağrı.” gülerek arkama yaslanıp Arda’ya, Uzay’ı işaret ettim.

“Bak, sevmiyordur dedi.”

Kafasını iki yana sallayıp, “Konuşmama hakkımı kullanıyorum.”

Kapının çalmasıyla koşarak açmaya gittim. Arafcığım gelmişti. “Nasıl geçti?”

Anlamazdan gelerek sordu. “Ne, nasıl geçti?” Bu çocuk salak!

“Ehliyet sınavın.”

“Biraz zordu, ama kazandım.” Tamamdır şimdi Öykü’ye büyük bir hata yaptığını söylemeye gidebilirim. “Seninki nasıl geçti?”

EYVAH İKİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin