öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna|gxg

zwei.

"kokunu dostumda solumuşum."

Dans bittiğinde onları her daim izlediğimden Yosun'la göz göze geldik. Ona gülümseyip kafamı çevirdim. Birini arıyormuş gibi davrandım. Daha sonra ayağa kalkıp onun pek hoşlanmadığı bir arkadaşıma doğru yürüdüm. İkimizin birbirimizden hoşlandığı dedikodusu yayılmıştı bir ara. Daha sonra ikimiz de bunun yalan olduğunu söylediğimizde ve ben sevdiğim birinden bahsedince ortalık durulmuştu ancak Yosun bu kızdan hoşlanmıyordu. Ve durmadan sevdiğim kişiyi soruyordu. Bunu birkaç arkadaşıma anlattığımda seni kıskanıyor ve seni istiyor demişlerdi ama inanmamıştım ve inanmazdım da. O beni kıskanmazdı. Ve asla da sevmezdi.

Arkadaşımın yanına geldiğimde ellerimi beline koyup kendime döndürdüm. "Selam güzellik, hiç gelmedin yanıma. Kırıldım bak."

Bana gülerek ellerini yanaklarıma koyup çekiştirdi. Ben de güldüm. "Çok özür dilerim beni nasıl affedersin?" dediğinde biraz düşünüyormuş gibi yaptım.

"Belki bir öpücük sizi affettirebilir."

Yanağımı öptü.

"Barıştık mı?"

Kafa salladım ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldım. Birkaç saniye sonra ayrıldık.

"Güzel olmuşsun. Bilseydim dans etmeye gelirdim seninle."

"Tüh, kaçırdım demek."

"Kaçırdın Ecrin. Ama daha sonra edebiliriz. Türkiye'ye döndüğümde."

"Beni aramayı kesme tamam mı?" diye sorduğunda kafamı salladım.

Daha sonra ismim şarkı söyleme için anons edildiğinde gülümsedim ve sahneye adımladım.

Söyleyeceğim şarkının adını verdikten sonra sahne ortasına konulmuş sandalyeye oturdum. Yosun'la gözlerimiz kesişti. Dudaklarını oynattı.

'Aptal'

Ona güldüm ve yanındaki sevgilisini işaret ettim gözlerimle.

'Ben mi sen mi?'

Gözlerini devirip kollarını sevgilisine sardı. Dişlerimi sıktım ve şarkının melodisi duyuldu.

(Şarkıyı burada açabilirsiniz.)

Mikrofonu elime aldım.

Ah gözlerinde yıldızlar, galaksiler,
Sen bana bakınca hepsi söner.
Hepsi söner.

Ah biraz uykum var.
Kafamda bağıran adamlar,
Of beni uyutmaz seni fısıldar.
Seni fısıldar.

Gözlerimi kapattım ve şarkının alt yapısında geçen sözlerinin söylenmesini bekledim.

-Biraz uykum var-
-Kafamda bağıran adamlar-
- Beni uyutmaz, seni fısıldar-
-Seni fısıldar-

-Biraz uykum var-
-Kafamda bağıran adamlar-
- Beni uyutmaz, seni fısıldar-
-Seni fısıldar-

Gözlerimi açtım ve Yosun'a baktım. Onlar öpüşüyorlardı.

Ah yine sarhoşum
Demin burdaydım yok olmuşum
Kokunu dostumda solumuşum
Çok nahoşum
Çok nahoşum
Ah bu şarkılar durmazlar sana yazılırlar
Ben bugün çok azım lan
Beni tamamla
Beni tamamla

Son sözleri de söyleyerek sahneden indim.  Adımlarımı hızlıca çıkışa yönlendirirken peşimden gelen bağırışları umursamıyordum. Canım yanıyordu.

Yere çöktüm. Yerlerde cam parçaları vardı. Fiziksel acıya dönüştürmek için içimdeki yangını onlara yumruk atmaya başladım. Camlar ellerimi kestiğinde ve ben ağlamaya başladığımda ayağa kalkıp birkaç adım attım.

İleri geri. İleri geri. İleri geri.

Titreyen ellerimle cebimdeki kırılmak üzere olan bir dal sigarayı çıkarıp yaktım. Rahatlamak istiyordum. Ölecek gibi hissetmek istemiyordum.

Biri beni kurtarsın istiyordum. Yosun'u sevmek istemiyordum.

Hiçbir isteğim yerine gelmiyordu.

Adım sesleri duyduğumda sigarayı söndürüp yere attım. Kaldırım kenarına oturup ellerimle yüzümü kapattım. Gelen her kimse ağladığımı görsün istemiyordum.

Yanıma oturduğunda kokusundan Yosun olduğunu anlamıştım. Başını omzuma koydu. Ağlamamı durdurmak için dudaklarımı ısırdım. Gözlerimi silip ona döndüm. Gözlerini kapatmıştı. Yüzünü inceledim. Sonra bedenini. Titrediğini gördüm. Nazikçe başını omzumdan kaldırdığımda gözlerini açtı. Üstümdeki ceketi çıkarıp omuzlarına attım. Gözlerine bakmadan yere eğdim bakışlarımı. Ellerimi inceledim. Kendime nasıl zarar verdiğimi düşündüm. Düşündüm. Düşündüm. Bir yere çıkamadım. Ellerimi tuttu. Kanayan yerleri öptü. İçim eridi benim o anda.

Sonra hatırladım.

Yosun böyleydi işte. Önce kanamamı saglar sonra kan durana dek öperdi.

Ellerimi ellerinden çektim.

"Beni kandırmadın değil mi Kaya?" diye sordu sessizce. "Beni seviyorsun, değil mi?"

Gözlerimi gözlerine dikip birkaç saniye baktım sonra yeniden ellerime döndü bakışlarım.

Sustum. Sustu. Elimi tuttu. Eline kitledi. Parmaklarını küçük kesikler üstünde gezdirdi.

"Ben sebep oldum. Yaralarına."

Bir tanesine bastırdı.

"Benim için ağladın, benim yüzümden gitmek istedin. Ve ben görmedim."

Kafamı hayır anlamında salladım.

"Hayır."

"Hâlâ beni koruyorsun. Yapma. Öldürüyorum işte seni."

"Gerekirse öleyim Yosun." dedim.

"Ölme Kaya." dedi sonra yaralarımı öptü birkaç kez. "Sana seni denizin içinde tutacak olan Yosun olacağım demiştim. Tutamadım sözümü. Kumdan ve yosundan ayrıldın. Engel olamadım. Şimdi deniz yüzeyine çıkmışsın. Bizden uzaktasın."

Elini sıktım.

"Sorun yok. Seni seven bendim. Bunu istemezdin."

"Özür dilerim."

Sustum.

"Özür dilerim."

Sustum.

"Özür dile-"

"Sus artık."

"Ne?"

"Sus. Konuşma."

"Neden?"

"İstemiyorum. Sevgilinin yanına git."

"Gitmeyeceğim."

"Git."

"Gitmeyeceğim."

"Ne olur git."

"Gitmem."

"Yosun anlamıyorsun beni." dedim sessizce. "Senden uzak olmak istiyorum. Seni çok sevsem de beni öldürüyorsun, bana umut verip Çağrı'ya gidiyorsun. Çağrı... Söylesene neden Çağrı? En yakınımdı o benim. Neden o?"

"Özür dilerim."

"Dileme artık. Yapma. Bir saatte yüz tane şey düşünüyorum ve doksan dokuz tanesi sen oluyorsun. Artık benim olmayacağını anladım. İçten içe kırılıyorum. Ama bu sorun değil." dedim ve ayağa kalktım. Çıkışa doğru yürürken son kez ona baktım. Sınıftan birkaç kişiyle karşılaşıp onlara Çağrı'ya haber vermelerini ve Yosun'u oradan almalarını istedim.

Saat on ikiyi geçmişti. Uçağım birkaç saat sonra kalkıyordu. Her şeyin bittiği bu nokta, aslında her şeyin başlangıcı olmuştu benim için.

Gelin, size her şeyi en başından anlatayım.