zehn.

924 85 3
                                    

"bir enkazdan çıkmışçasına sarmak isterim seni."

Onlardan uzaklaşıp hızlı adımlarla okuldan birkaç sokak ötedeki parka doğru ilerledim. Parktaki gülüşen birkaç çocuğa bakıp derin bir nefes çekip en köşedeki ağacın yanına oturdum.

Kafamı arkamdaki ağaca yaslayıp bacaklarımı kendime çektim. Kafamdaki bütün her şey yanıp yanıp bitiyordu. Buna ben de dahildim.

Telefonum çaldığında titreyen ellerimle cebimden çıkartıp kimin aradığına baktım.

Yosun.

Kalbimin deli gibi attığını hissettiğimde telefonu geri cebime koydum. Kendimi kaybetmeyecektim. Telefonum sustuğunda derin bir nefes alıp gözlerimden birkaç yaşın süzülmesine izin verdim.

Tekrar çaldı telefonum. Ekranda çıkan aynı isim, bir şey olmuş olabilir mi düşüncesini kafama soktu. Telaşla cevapladım.

"Alo, Kaya?"

"Efendim?"

"Nereye gittin öyle? Endişeleniyorum, iyi misin?"

Titrek bir nefes çıktı dudaklarımdan. Titrek bir gülüş. Engel olamadım, birkaç daha yaş aktı iki gözümden.

"Kaya orada mısın?"

"Buradayım. Bir yere gider miyim? Bir şey olur mu bana Yosun hiç?" dedim alaylı bir biçimde.

"Kaya-"

"Yosun. Çağrı konuşmamızı istemiyor. Ve benim-" ağzımdan çıkan hıçkırığa engel olamadım. Patlamıştım. Ağlamak istemiyordum ama engel olamıyordum.

"Be-benim kapatmam lazım Yosun. Kendine iyi bak."

"Ka-"

Telefonu suratına kapattığımda yutkundum. Birkaç metre ötede çimlere uzanan bir kedi vardı. Bana bakıp miyavladığında hıçkırıklarım ardı ardına ağzımdan çıkıyordu.

Ben öldüm o gün orada Yosun.

öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna|gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin