17.01.20

2.3K 128 17
                                    

Günler geçmiş ve bir hafta sonuna daha gelmiştik. Edebiyat hocamızın verdiği proje üzerine Vare'yle grup olmuştuk ve şu an her zamanki parkta beni alması için bekliyordum.

Benim için aşırı stresli bir durumdu çünkü evlerine gidecektim. Ve bilirsiniz benim gibiler için aile ortamına girmek... Kolay değildi hem de hiç.

"Afra!"

Kısa sürede kendimden bile yakın hissettiğim arkadaşım el sallayarak her zamanki neşesiyle bana doğru geliyordu.

"Beklettiğim için kusura bakma. Biliyorsun trafik."

"Sorun değil"

"Hadi Hakan Abi bekliyor gidelim."

Kafamı eğdim ve Vare'nin peşinden gittim.

"Aileme senden daha önce bahsetmiştim o yüzden seni merakla bekliyorlar"

"..."

"Gergin misin sen?"

"Sanırım..."

"Tatlım hiç gerek yok. Tanıyınca anlarsın zaten çok sıcakkanlıdırlar."

Benim korkum o değil ki...

"İşte geldik"

Arabadan inip Vare'nin gittiği tarafa bakınca ağzım açık kaldı.

Kocaman bir villaydı oturdukları ev. İlk şokumu atlatıp tekrar Vare'yi takip etmeye başladım. Ve işte o an... Tüm aile beni kapıda bekliyordu.

İstemsizce duraksadım. 'Kendini toparla Afra. Hadi en iyi yaptığın şeyi yap ve duygularını sakla. Normal bir hayatın var. Normal bir ailen...' Gülümseyerek onlara yaklaştım.

"Hoş geldin Afracım"

"Hoş buldum efendim"

"Hadi içeri geçin. Hep beraber kahvaltı yapalım diye sizi bekledik"

"Hiç gerek yoktu efendim keşke beklemeseydiniz"

Afra bana yaklaştı ve kulağıma

"Bakalım annemin elinden nasıl kaçacaksın?"

deyip sırıtarak masasında yerine geçti ben nereye oturacağıma bilemeyip ayakta kalmışken Vare'nin annesi

"Sen Vare'nin yanına geç bir tanem"

Bir tanem...

Yerime geçip oturdum.Tabağımı dolduracakken Vare yine o sırıtışla kendi doldurmuştu tabağımı ve bir hafta kahvaltı yapardım doldurduklarıyla ben ona 'bu ne!' bakışı atarken o annesini göstermekle yetinmişti.

Birkaç lokma bir şey yedikten sonra doymuştum ve tabağımla oynuyordum.

"Kızım neden yemiyorsun?"

Babası konuşmuştu bu sefer. Ben başım eğik bir şekilde dururken Vare cevaplamıştı soruyu.

"Baba doymuştur o"

"Kızım emin misin arkadaşın daha hiçbir şey yemedi"

"Efendim Vare haklı"

Bu sefer annesi söze girdi ve o an Vare'nin ne yaptığını anladım. Az değildi bu kız.

"Aa hiç öyle şey olur mu canım benim o tabak bitecek. Hem kemiklerin sayılacak neredeysen annen bir şey demiyor mu senin böyle az yemene"

"Hayır efendim."

"Şaşırmadım desem yalan olur canım tanışmak isterim bir gün"

Ben de...

"Ama bu tabağını bitirmeyeceğin anlamına gelmiyor. Ah ne demeliyim herkes şikayetçi sanırım bu tutumumdan fakat tabakları bitmeden kimseyi kaldırmam"

"Ama efendim..."

"İtiraz istemiyorum Afracım"

Vare'nin kulağına eğildim ve fısıldadım

"Sen çok fena bir arkadaşsın"

Pis pis sırıtmakla yetindi. Mecburen tabağımdakileri yemeye başladım ve tahmin ettiğim gibi şimdiden midem kalkmaya başlamıştı.

'Bir kere sorun çıkarma lütfen' ama korktuğum oldu daha tabağımın yarısına gelmemiştim ki kusmak üzereydim aceleyle Vare'ye lavaboyu sordum ve koşarak gidip yediklerimi çıkarttım.

Berbat bir halde yemek masasına geri döndüm.

"Afra iyi misin?"

"Bir tanem ne oldu?"

"Kusura bakmayın midem hassasta bu yüzden istememiştim."

"Aptal kafam hepsi benim yüzümden"

"Vare sen bir şey yapmadın"

"Anne biz odama geçiyoruz"

"Şey...Vare yanlış anlamasan ben geri dönsem olur mu?"

"Tabi daha sonra çalışırız ne de olsa bir ay süremiz var"

"Kahvaltı için teşekkür ederim.Rahatsız ettiysem kusuruma bakmayın"

"Ne kusuru tatlım asıl sen benim kusuruma bakma. Dikkat et kendine"

Deyip sıkıca sarıldı. Ve o an... O his... O duygu... Hiç tadamadığım. Ağlama hayır şimdi değil..
...
O günün kalanında yurda gelip saatlerce ağlamış ve sonra uyuyakalmıştım.


Bu bölümden sonra Afra'yı eski haline döndürmek baya zamanımızı alıcak diğer bölümde anlayacaksınız ne demek istediğimi

hiç kimsem yok.~herşeyin varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin