07.02.20

1.5K 91 11
                                    

Ağlıyordu...Afra karşısında tüm hayatını anlatırken daha fazla dayanamadı ve eliyle kapattı ağzını. Pişmandı. Hem de ölmek isteyecek kadar pişman olmuştu. Yine de öğrenmek istediği ve aklını kurcalayan o soruyu soracaktı.

"Sekizinci sınıftayken o kızlar neden sana öyle bir şey yaptı? Bulduğum bilgiler sadece kardeşiyle alakalı olduğuydu ve sana yaptıkları"

Acıyla gülümsedi Afra.

"Babannemi de kaybettikten sonra kendime gelemedim bir türlü. Daha da içime kapanmıştım. Kimseyle konuşmuyor, yemeyi dahi reddediyordum."

Tekrar dudakları kıvrıldı Afra'nın.

"Bu halim de o zamanlardan kalma işte. Sonra okulumu değiştirme kararı aldılar, benim için daha iyi olacakmış. Sekizinci sınıfa geçtiğimde şehir de değiştirmiştim. "Bu kadar yeter" dedim kendi kendime "Bu kadar soyutlanmak yeter. Artık değişicem. Arkadaş edinicem. Bu sefer her şey farklı olacak. Mutlu olacağım" sürekli kendime bunu hatırlatıyordum. Biliyor musun? Kısa bir süre için öyle de olmuştu. Sınıftaki herkes beni sevgiyle karşıladı. Çekingen davranıyordum alışık olmadığım için ama bir süre sonra alışmıştım. Çisel ve onun arkadaşlarıyla anlaşmıştım en çok ve bir süre sonra sürekli beraber takılır olduk."

Sustu bir süre Afra. Kendini toparlamak istercesine gözlerini kapatmıştı ve bu çoktan dolmuş gözündeki yaşların düşmesine sebep oldu. Sertçe yutkundu ve devam etti.

"Sonra bir gün sınıfa o girdi. Bir alt sınıfımızda olan Çisel'in kardeşi. Beline kadar uzanan sarı saçları inan bana güneşi kıskandıracak cinstendi. Daha dokunmadan o naifliği hissetmiştim. Gözleri elaydı ve kalın çerçeveli gözlükleri vardı. Konuşurken sürekli ellerini kullanırdı. İlk başlarda anlayamamıştım ne olduğunu öylesine izlediğimi düşünürdüm. Sonra bir gün yine Çisel'in yanına gelmişti ve ben düşüncelerimden kaçmaya çalışıyordum o sıra. Ona bakmamak için büyük bir çaba harcarken biri omzuma dokunmuştu. İlk başta sıradan olan o dokunuş bana kocaman gülüşüyle bakan elalarla karşılaşınca cayır cayır yanmıştı. O güzel gülüşüyle bana 'merhaba' demişti ya işte o zaman karnımdaki kelebek uçuşarak müjdelemişti aşkı."

Karşısındaki kişi o an anlamıştı ne yaptığını ve unutmaya çalışılan bir acıyı nasıl harlayıp ateşe attığını. Pişmandı. Hayatında ilk defa yaptığı bir şeyden pişman olmuştu. Sussun istiyordu. Sussun ki daha fazla ağlamasın ikisi de, sussun ki daha fazla pişman olmasın.

Ellerini Afra'nın gözlerini çözmek için kaldırmasa titrediğinin bile farkında değildi. Gözlerindeki bez parçasını çıkmıştı fakat açamıyordu. Nasıl açabilirdi ki? Zihni geçmişinde dolanırken.

Afra'nın tekrar konuşmaya başlayacağını anladığında titreyen elleriyle, ellerini tuttu. Tüm bu acıların tekrar ortaya çıkmasının sebebi o değilmiş gibi.

"Ahu...Hayatına insan almayı reddeden bu kızın ilk ve en yanlış aşkı...

O günden sonra sık sık görüşmeye başladık. Artık Çisel için değil benim için geliyordu ve bu... Bu beni o kadar mutlu ediyordu ki seneler sonra tekrar gülmeye başlamıştım. Sonra..."

Karşısındaki kişinin elini sıktı. Güç almak ister gibi. Aynı zamanda zihnindeki görüntüleri yok etmek istercesine zaten kapalı olan gözlerini daha da sıktı.

Üç sene önce

Bir hafta önceden bugün için sözleşmiş ve çok güzel bir gün geçirmiştik. İçinde Ahu'nun olduğu bir gün nasıl güzel geçmezdi ki? Şimdi ise bir parka gelmiş ve onca bank varken kendimizi çimlere atmıştık. Çocuktu ve çocuktum. Ona göre belki daha çok çocuktum ve onun sevgisi beni büyütüyordu. Bir ay... Sadece bir ayda bana gülüşümü geri vermişti.

Yine yüzüne bakarken dalmıştım düşüncelerime. Elim istemsizce saçlarına gitti ve yüzüne gelen bir tutamı kulağının arkasına attım. O sırada buluştu elaları benim mavilerimle. Çok güzeldi, çok masumdu. Gülümsedim. Güzeldi fakat gözlükleri onu daha çok tatlı biri yapıyordu. Kalbim hızlanmıştı yine fakat mantığım susmuştu ilk defa. Düşünmüyor daha doğrusu düşünemiyordum.

Karşımda benim gözümde dünyanın sahip olmaya çalıştığı fakat olamadığı her detayıyla kusursuz olan biri duruyordu ve ben onun büyüsüne kapılmıştım. Evet bana yaptığı tam olarak buydu; büyülüyordu. Elim yanağına kayınca kapattı gözlerini.

"Seni seviyorum" dedim birden ve yüzümü yüzüne yaklaştırıp dudağına bir öpücük kondurdum. Eş zamanda elaları kocaman açılmış ve bana bakmıştı. Kızarmış ve kızarmıştım. Yaptığım şeyin farkına varınca hızlıca ayağa kalktım.

"Özür dilerim. Ben...çok özür dilerim" sonrasında arkama bile bakmadan koşarak uzaklaştım.

------------------

"Oysa orada tek başımıza değilmişiz. Ertesi gün de o olay yaşandı zaten."

Afra artık karşısındaki kişinin kim olduğunu biliyordu yine de yavaşça açtı gözlerini. Mavi gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Bu görüntü içini acıtmıştı ve hızlıca sarıldı Afra'ya.

"Özür dilerim...özür dilerim...özür dilerim"

Pişmanlığını görmüştü gözlerinde Afra. Yüreği hemen affedivermişti karşısındaki kızı.

"Sorun değil Ece. Affettim bile."

"Tamam hadi bir şeyler ye üç gün oldu neredeyse hiçbir şey yemedin. Biliyorum yemek istemiyorsun zorlamıcam da o yüzden kendine göre ye anlaştık mı?"

Evet anlamında başını salladı Afra ve Ece'nin getirdiklerinden yiyebildiği kadar yedi.

Ece ona bakamıyor konuşmak için ağzını her açtığında kapatıyordu. Afra ise bunu anlayıp oturması için yanına gelmesini işaret etmişti.

"Şimdi sen hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun ben de gözlerim bağlı olduğu için hiç kimseyi görmediğimi ve pişman oldukları için beni bıraktıklarını söylicem. Tamam mı?"

"Neden yapıyorsun bunu? Benim yaptığımı söyle"

"Hayır Ece. Sen iyi birisin sadece duygularını kontrol edemedin"

"Afra..."

"Şimdi burdan beraber gidiyoruz galiba akşam oldu. Sen sabah normal bir şekilde okula gidiyorsun ben de sonradan geliyorum anlaştık?"

"Anlaştık"







Yine uzun bir bölüm bir an hiç bitmicek zannettim. Aslında dün okulda yazmıştım ama aşırı yorgundum yazamadım.

umarım beğenirsiniz

seviyorum sizii

hiç kimsem yok.~herşeyin varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin