6.bölüm

258 120 411
                                    

Medya ikilimiz

Ekim....

     Ama bu nasıl olur? O Kartal Şafak nasıl ya? Nasıl?

Bana yalan söyledi!

Bana!

   Neden? Neden ya?! Ne yaptım ben ona? Bahçenin ortasında dikilmiş gözlerim yaşlı karşımda kim olduğunu bilmediğim adama bakıyordum. İki hafta görmedim onu ama ama o eski hayatına geri dönmek için uğraşmış. Beni umursamadığını belli etmek için elinden geleni yapıyordu... Bir dakika! Bana doğru mu geliyor bu?! Yok artık! Bu kadar da olmaz ya! Tam önüme geldiğinde durmuştu. Elini uzatıp "Şafak ben." dedi. Şafak ben dedi. Şafak... Elim ayağım titriyordu. Galiba Ceylan hâlimi hissetmiş olacak ki beni kolundan tutup ormana doğru çekmişti. Giderken de konuşmayı eski etmemişti.

"Sadece öğrenciler ile tanışmak istedim küçük hanım." acaba biliyor mu benim bünye güçsüz mü diye? Gücüm yok benim., onun bu hallerine yetişemiyorum bile.

    Ceylan ile bir ağacın altına oturmuştuk. Kesin o da benden bir şeyler açıklamamı istiyordur. Ama...

"Ekim Kartal kim? O adama neden öyle dedin? Onu görünce şeytan görmüş gibi oldun. Ne oldu da seni bu kadar derinden etkileyip ağlamana neden oldu? Onu tanımıyorum demiştin." evet doğru dedim. Ben Şafak Türkoğlu' nu tanımıyorum ki. Aslında ben Kartal' ı da tanımıyormuşum. Kendi kendime takılmışım. Sahi ben ne yaşıyorum böyle?

"Hepsini anlatacağım Ceylan hem de hepsini..."

Hakan Ersoy  anlatımı...

    Ah be Şafak! Bu kızla ne derdin var senin? Belli suratının ifadesinden ona özel bir şeyler olduğu. Ama neden nefret ediyormuş gibi davranıyorsun ki? Neden?

     Kurs seçimlerine ara verilirken bende o kızın yaptığı gibi Şafak ' ın kolundan tutup ormana doğru yürüdüm. Her şeyi öğrenmenin vakti gelmişti.

    Tam bir adım daha atacaktım ki  az önceki kızları görmüştüm. Neyse ki uzaklık sayesinde ne onlar bizi ne biz onları diyebiliriz. Şafak' a baktığımda ise o kıza bakıyordu. E kardeşim acı çekiyorsan niye kızın yanına gitmiyorsun ki? Normal değil lan bu.

"Hakan ne soracaksan sor da gideyim." hemen de gideceksin zaten(!) bende buna izin verdim ya (!)

"Olum sen ne ayaksın? İki yıl önce niye gittin şimdi niye geldin? Hadi gitme sebebin belli , onu biliyorum ama geliş sebebini bilmiyorum bak. Hem bu kız ne olum? Sen iki yıl içinde sevgili yapıp ayrıldın mı birde? Lan niye benim haberim yok?" senaryo kurmada iyiyimdir biraz da. Neyse konuya geri dönelim. Evet ben Şafak 'a fırça çekiyordum.

"Geliş sebebim sıkıldım artık. Basketbola geri dönmek istedim olamaz mı?"

"Olur kardeşim niye olmasın ki? Ama bir anda gelmek istemem tuhafıma kaçtı hak verirsen. Hem bu kızı anlat. Onu da merak ediyorum ben."

"O kız diye bir şey yok Hakan. Sadece bir kız." aynen kanka

"He ve bende yedim zaten. Olum karşında dört yaşında bir çocuk yok senin. Adam akıllı anlat şunu."  vaov! Baya sert çıkıştım ama olsun. Reva benim kardeşime. Bu salak niye yeri deşiyor ayağıyla?

LAN!!

Bu utanınca bunu yapar hep!

'' Ben çok büyük bir şerefsizlik yaptım.'' Ne halt yedin lan! ?

''Belki kim olduğum hatta adım konusunda ona yanlış bilgi vermiş olabilirim...'' o ne biçim cümle lan? adını nasıl yanlış söyler insan??

"Ne yalanı lan?" harbi ne yalanı yahu?

Benim HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin