Benim Hayatım

8. bölüm

multimedya Ceylan

EKİM ANLATIMI...

  Ah! Şu an kendimden nefret edebilirim.

   Şu an ne mi yapıyorum? Tam olarak pembe saçlı ve sadece adı ürkek olan arkadaşlarım ile okula sabahtan gelip Şafak hakkında bir şeyler arıyorduk. Utanmamak elde değil ki. Umarım yakalanmayız. Yoksa sonumuz pek de parlak değil de.

 "Kızlar ne aradığımız hakkında hiçbir fikrim yok fakat hemen çıksak iyi olur, cidden yakalanmak istemiyorum da biraz." tek korkan benim herhalde. Bunlarda ki cesaretin bir kısmı bile yok bende.

"Ekim bi dur ya. Ben inanıyorum, bir şeyler bulucaz ." ümidimi kestim ben artık valla ya. Çıkalım artık şuradan. Ben hiçbir şeye dokunmayıp masanın önündeki sandalyeye oturmuştum. Aylak ve bir o kadar da korkak şekilde etrafa bakarken koltuğun altındaki kutu dikkatimi çekmişti. Eğilip kutuyu aldıktan sonra kızlar da beni görmüş olacak ki hepimiz kutuya bakıyorduk. Acaba içinde ne var? Papatya tam kutuyu açıyordu ki dışarıdan sesler geliyordu. Hepimiz birbirimize bakarken ne yapacağımızı şaşırdık. Lütfen yakalanmak istemiyorum...

    Ceylan kutuyu çantasına atarken herkes bir yerlere girdi. Ben kaldım burada ! Kızlar bana bir yere saklan saklan diyip dururken ben ise korkudan öyle kalakalmıştım.Şafak' ın sesi iyice yaklaşmıştı. O an korkuyla masanın altına girmiştim ve anında da kapı açılmıştı. Allah' ın sevdiği kulu çıktım valla.

"Hakan yemin ederim daraldım ya. Gerçekten başka konu bilmiyor musun sen?" ikisi de burada! Çifte rezil olma!

 İyice eğilip onları izlerken onlar da konuşmaya devam ettiler.

"Kardeşim emin olduğum konuda konuşmayı seviyorum biliyorsun beni. Hem yalan da diyemiyorsun bana." hangi konu acaba'?

"Yalan tabii... Saçma saçma konuşma." Şafak etrafta dolanırken Hakan hoca da önümdeki koltuğa oturmuştu. Yere düşen kalemle kalp krizi geçirmiş gibi oldum. Beni kesin görecek! Hakan hoca kalem için eğilirken onunla göz göze gelmiştik. E tabiki de adam şaşırdı kaldı öyle. Masanın altında ne işim var acaba?(!) Hakan hoca hiçbir şey demeyip doğruldu. Allah' ım lütfen bir şey söylemesin, lütfen...

"Kardeşim şey diyecektim şu kızı soracaktım sana, neydi adı?" 

"Ekim adı." Hakan hocanın konuşmasına bile izin vermeden benden bahsettiğini anlamıştı.

"Aynen abi. Ne oldu o kız meselesi? " Hakan hoca benim için bilgi almaya çalışıyor, benim tarafımda yahu!

"Abi anlattım sana zaten her şeyi. Daha ne öğrenmek istiyorsun ki? "yeniden anlatsan ölürsün zaten ya! Anlat işte ya.

"İnsaniyet namına anlat lannnnn." Hakan hoca da ne değişik bir insan çıktı ya.

"Gidiyorum ben." dedi ve kapıyı sertçe vurarak çıktı. Söylesen ölürsün zaten . Hayır yani birazcık olsun bir şeyler öğrensem nolurdu ki yahu ;? 

"Ekim istersen çık derim. Sonuçta kızgın boğa da gitti." arkadaşından kızgın boğa diye bahsetmesi? Diyecek laf yok.

  Hakan hocanın öyle demesinden sonra hepimiz çıkmıştık saklandığımız delikten. Hakan hoca üçümüzü de görünce şaşırmıştı. E tabi haklı adam da.

"Birdi üç oldu valla. Neyse aradığınız her ne ise burada bulamazsınız. " aslında ne aradığımızı biz de bilmiyoruz.

"Hocam aslında tam olarak ne aradığımızı bizde bilmiyoruz. Yani sadece bir kutu bulduk." Ceylan uçtu bile ya.

"Hangi kutudan bahsettiğini bilmiyorum lakin bildiğim tek bir şey var o da Şafak aşırı sır saklayan birisi. Onun sırrını biliyorsanız bilin ki onun hayatında cidden bir yeriniz var demektir. Valla ben bile bir elin parmakları kadar sırrını biliyorumdur. İlk sırrı fiziğe olan aşkının nedeni idi."