12. Bölüm

137 8 0
                                    

Suga- Annemi kaçırmışlar!!
Hoseok- Ne?!

Hepimiz birden ayaklanıp ellerimize silahlarımızı aldık. Hoseok ağlayacak gibiydi. Rahatlatmak için hafifçe gülümsedim. Arabalara binip konuma doğru yol aldık.

Konuma geldiğimizde Suga koşarak içeriye girmeye çalıştı. Tam koşacakken önüne geçip onu engelledim.

- Suga! Biliyorum annen senin için çok önemli ama bu öleceğin anlamına gelmiyor! Orası ne kadar adam doludur biliyor musun?!

Suga'ya bağırmak cesaret ister ama ben o cesareti yanlışlıkla yemiştim. Suga dolu gözlerle kafasını aşağı yukarı salladı.

Hepimiz ikişerli şekilde saklanıp içeri girme komutunu bekledik. Bu konumu bize göstecek olan kişi Namjoon. Her zaman doğru zamanı yakalama yeteneğine sahip.

Jimin'in elinden son tutuşum gibi tuttum. Birazdan çatışmaya girecektik ve ne olacağı belli değildi.

Namjoon'un komutu ile hepimiz aynı anda içeriye girdik. Anlayacağınız gibi çatışma başlamıştı bile. Silah sesleri kulağı sağır edecek şekildeydi. Ve ilk defa böyle fazla adam görüyordum. Yaklaşık 100 kişiye karşı sadece 8 kişiydik. Bu en kötü yanıydı fakat sanki yoldan geçen adamları almış gibiydiler. Aralarında 5-6 kişi hariç kimse silah tutmayı bilmiyordu. O 5-6 kişi de asla çıkmıyordu ortaya. Önden malları salmışlardı. Yorulmamızı bekliyorlardı resmen.

Adamların hemen hemen hepsini hallederken Hoseok'a pusu kurmuş bir piç ile göz göze geldik. Adam tam silahı sıktığında koşup Hoseok'un önünde durdum. Sonrası karanlık...

*Hoseok'un Ağzından*

Yakından gelen bir silah sesi duyduğumda gözüm bana doğru koşan Jane'e çarpmıştı. Koşup önümde durduğunda vurulduğunu gördüm. Jane'e çok sesli bir şekilde bağırışımdan dolayı herkes bize baktı. Ben ise sadece Jimin'e baktım. Gözlerindeki yaşlar ve o bakış... Resmen her şeyi açıklayacak derecedeydi.

Kısa bir ölüm sessizliğinden sonra kalan 5-6 kişiyi halledip Jane'i arabaya götürdük. Jimin, Jane'i hastaneye götürürken biz Suga'nın annesini kurtarmaya gittik.

İçeriye girdiğimizde Ji Ah bağlıydı. Yanında ise bir adam oturuyordu. Ji Ah sanki hırpalanmış gibiydi eli yüzü kan içindeydi.

Suga'ya baktığımda annesinin yanındaki o adamı saniyesinde öldürebilirdi. Ve de öyle yaptı. Konuşmasıma bile izin vermeden adamın kafasına sıktı. Bu kadar kolay olacağını düşünemezdim.

*Jimin'in ağzından*

Jane'i arabaya bindirdiğim anda 1 saniye bile durmadan hastaneye sürdüm. Fazlasıyla kan kaybediyordu. Ve yapabileceğim tek şey hastaneye götürmekti... Bu canımı acıtıyor.

Hastameye geldiğimiz anda Jane'i kucağıma alıp sedyeye koydum. Hemşireler hızlıca Jane'i ameliyat haneye götürdüler. Ben ise sadece arkasından baktım... Tek yaptığım oydu.

Elim, yüzüm her yerim kan olmuştu. Lavaboya gidip kollarımı ve yüzümü yıkadım. Hızlıca ameliyat hanenin önündeki koltuklardan birine oturdum.

Onu kaybedemem. Daha yeni yeni ilerleme kaydetmişken onu kaybedemem. Jane.. Lütfen ölme.. Lütfen..

Yaklaşık 1-2 saat sonra doktor ameliyattan çıktı.

- Durumu nedir?
+ Kendisi çok fazla kan kaybetmişti ve mermi akciğerin çok yakınındaydı. Çok zorlu bir ameliyattı fakat eğer doğru kan bulunursa iyileşebilir.

Hayat Listesi /PJM✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin