9.Bölüm "Ağaç ev"

26 3 0
                                    

Oturduğum yerde gözlerimi açtığımda güneş çoktan doğmuştu.Kalkmak için kıpırdandımda belimde hissettiğim derin ağrıyla sızlanarak geri oturdum.
Her yerim tutulmuştu.baya evren bana oyun oynuyordu ya.Önce yapayalnızdım sonra kaçırıldım şimdide kaçıyorum.Hatta kaçamıyorum şuan ben ya .Her yerim tutulduğundan kalkamıyorum.

Biraz bekledim derin bir nefes alarak zorlada olsa kalktım.
Tamam Derin kalktın şimdi napıcaksın yine bilmediğin boş bir yönemi koşcaksın?Tabikide evet. Başka napıcaktım sonsuza kadar burda duramam ya.
Elime silahı aldım .Koşmakla yürümek arası ağaçların arasında boş boş ilerliyordum.Bir noktandan sonra telefonun çekeceğini umarak...
Sonunda bilmediğim bir yola çıktım.Etrafa bakınmaya başladım.Înanır mısınız?Bilmiyorum ama lanet olası telefon yolun ortasında olduğum halde çekmiyordu.Tam olarak şuan,emin oldum bunlar hep bana kasıtlı yapılıyordu.
Sinirden şimdi oturup yolun ortasında ağlayacaktım. Kendimi toparlayıp etrafa bakındım.Yol çok fazla bozuktu ve ıssızdı.Buradan araba geçeceğini pek sanmıyorum.Hem yoldanda devam edemem eyer beni arıyorsalar yol da tek bir ağaç bile olamadığı için çok kolay yakalarlardı.
Yolun karşısında orman vardı .belki bu ormanın arkasında en azından bir köy vardır diye tekrardan bir ormanın içine girdim.
Yürüdüm,yürüdüm...ve bir adım daha kim bilir kaç adım atmıştım...
Tam umudumu kaybederken karşıma harabe olmuş büyük bahçeli bir ev çıktı. Ev çok eskiydi ve içine girilemeyecek kadarda yıkıktı. Eve giremezdim bahçeyi gezmeye başladım işime yarayacak bişeyler bulmak umuduyla bahçeyi turlamaya başladım.

Çok yaşlı uzun bir ağaç vardı.Evin arka bahçesinde üstündede küçük bir ağaç ev.
Ağaç ev ,öbür evden daha iyi durumdaydı içine girebileceğim düşünüyorum.

Ipten yapılmış fazla sağlam olmayan merdivenlerden yavaşça yukarı çıktım.

Içeri girdiğimde her taraf örümcek ağıyla kaplıydı.Yerde küçük bir kilim üstünde masa dört tanede küçük sandalye.
Duvarlarda duran çerçeveler dikkatimi çekti.Bir tanesini elime alıp bakmaya başladım.
Fotoğraf bir aile fotoğrafıydı.Dört kişilik samimi bir aile biri kız biri erkek.Ve tamda içinde bulunduğum ağaç evde çekilmiş bu fotoğraf dördüde sandalyede oturmuş kameraya gülümsüyorlar.Fotoğraf siyah beyazdı eski olmalı.Böyle fotoğraflarda genelde çekilen tarih fotoğrafın arkasında bulunur.
Çerçeveyi nazikçe çıkardım içindeki fotoğrafı elime aldım.Nazikçe arkasını çevirdim.

Yıl 1989 Güzel ailem sizi çok seviyorum.Bu ağaç evde güzel anılarımız olur umarım sevgiler Anneniz.

Çok güzel bir nottu bu gözlerimin yaşardığını hissetim sanki... Fotoğrafı çerçevesine geri koyarak duvara astım.Etrafı incelemeye başladım biryandanda yürüyordum evin içinde.

Etrafa bakınmaya devam ediyordumki ayağıma bişey takıldı ve kendimi yerde buldum.

Canım açımamıştı nedense.
Ayağıma takılan şeye baktım.
Kalın bir albüm ne albümüydü bu.
Merakla elime aldım ilk sayfasını açtım.içinden bir tane daha not çıktı.

Güzel yavrularım benim ,hayat arkadaşım hepinizi çok seviyorum
Ben artık yanınızda olamayacağım ama siz hep mutlu olmalısınız ,olacaksınızda çünkü bildiğiniz üzere siz üzüldüğünüzde bende üzülüyorum.Eminimki siz benim üzülmemi hiç istemessiniz.Babanızı çok seviyorum ben, ve babanızda beni o kadar güzel seviyorki galiba hiç bu kadar güzel sevilmemiştim bu hayatta.Sonra sizler geldiniz dünyaya biz babanızla birbirimiz için ayaktaydık hep.Siz geldiniz sonra artık ayakta durmamızın bir nedeni daha oldu artık sadece birbirimiz için değil sizin içinde ayaktayız biz.Ömrümüzün sonuna kadarda sizi koruyacağız güzel yavrularım bu size son mektubumdur belki kim bilir ,beni hiç unutmayın olurmu?Ben sizi hiç unutmayacağım sevgilerle anneniz...(sizi çok seviyorum...)

Acaba ne olmuştu o kadına ölmüşmüydü yoksa başka bir şeymi olmuştu.

Albümden ilk sayfasını çevirdim yine 4 kişilerdi ve bu defa galiba o yıkılan evin içinde mutlu bir fotoğraf çekmişlerdi.
Kadına bakmaya başladım çok güzeldi hemde çok, kahve saçları, ela gözleri vardı.Bir insan bu kadarmı kusursuz olurdu.Ilk defa birinin güzelliği karşısında büyülenmiştim.
Bir dakika sanki bu kadını daha önce görmüştüm.Tamam her gördüğüm kişiyi şimdi görsem tanıyamam ama sanki bu kadını unutamayacağım bir şey olmuştu.Yüzü son derece tanıdık geliyordu.

Oturup elimde fotoğraf düşünmeye başladım kimdi bu kadın nerde tanıyordum?

Sayfaları tek tek çevirmeye başladım her sayfada mutlulardı galiba hep o dönemde çekilmişti çünkü çocuklar diyer fotoğrafla aynı duruyorlardı.Yani büyümemiş.
Çevirmeye devam ettim bi sayfa daha ve bir sayfa daha sonra bir fotoğraf diyer fotoğraflara göre çok farklı bir fotoğraf...

Ergenliğe yeni girmiş kız yanında erkek kardeşi arkalarında göz altları çökmüş ve eskiki sevincini kaybetmiş bir baba.Ve bu fotoğrafta sadece 3 kişi vardı.Önceki fotoğraflarda hep 4 kişilerdi hep gözlerinin içleri gülüyordu mutlulardı.
Ama bu fotoğrafta sadece yapmacık bir gülümseme vardı yüzlerinde ve ben önceki sayfada gördüğüm gülen gözleri göremiyordum...

Bir sayfa daha çevirdim.Ve yine aynı 3 kişilik sabit bir poz.Sadece yaşları ilerlemişti.Kız gayet olgundu, büyümüştü benim yaşlarımda felandı galiba erkekte aynı şekilde büyümüştü baba ise yaşlanmıştı.Sanki yıllar ona acı çektire çektire hayatı yaşanılmaz hale getirmişti.Yaşıtlarına göre daha yaşlı duruyordu...
Ve bir sayfa daha çevirdim.
Ve artık resimde sadece 2 kişi kalmıştı...
İki kardeş ağlamaklı suratlarıyla kameraya bakıyorladı...

Ilk başta oysa ne kadarda mutlulardı.Biranda soldu hepsi.
2kişi başladı hikayeleri 3 oldular 4 oldular biranda 3 kaldılar ve sonra 2 kişi...

Çocuklar sanıyorumki şuan 30 yaşındalardır.Tabi yaşıyorlarsa...

Fotoğraf albümünü çantama koydum neden bilmiyorum ama onu yanımda götürmek istiyorum...
**********************************

Akşam oluyordu ay kendini göstermeye başlamıştı.Nerdelerdi onlar...
Ben napıcaktım tek başıma...

Uykuya dalmıştım.
Bir anda aynı anda bağıran 4 ses duydum.Hepsi Derin nerdesin diye bağırıyorlardı.Gelmişlerdi beni burda bırakmamışlardı.
Sevinçle çantamı ve silahı alıp hızla aşağı indim.

"Duygu,Özgür,Berk,Oğuz burdayım!!"

Diye bağırdım.

Biranda hepsi yanımda bitti.

"İyi misin sen ha biryerine birşey yaptılar mı?!"dedi Duygu.

"Hayır kaçtım."

"Bizi niye aramadın?"dedi Özgür endişeli bir sesle.
"İnan aramak isterdim ama telefon çekmiyor."

"Tamam iyimisin sen?"
"Evet gayet iyiyim de."
"De?"dedi Özgür soran gözlerle.
"Acıktım ben ya ."dedim .
Şaşkınlıkla gülmeye başladılar.

"Kız kaçırıldı az daha ölüyordu düşündüğü şey aç olması." Dedi gülerek Oğuz.
"Biraz daha burda dikilirsek açlıktan öleceğim."

"Tamam seni doyuralım o zaman.Hadi gençler arabaya."dedi Özgür gülerek.İlk defa samimi davranmıştı.Ve bu benim hoşuma gitmişti.

Ama hala aklımda bir soru var...
Kimdi o kadın?...

Evet bir bölümün sonuna daha geldik.Umarım beğenmişsinizdir.
Seviliyorsunuz♥

Imkansız Deildik Zorduk.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin