Sen Nereye Ben Oraya

127 7 0
                                    

           Hiçbir şey düşünmeden sadece yürüyordum yürüyordum... Aklıma babamın hala burada olabileceği geldi. Ama ona ne diyecektim? İşten kovulduğumu söyleyemezdim. Ya patrona sorarsa da benim hakkımda yalan yanlış şeyler söylerse? Napıcaktım...

         En son çarem Ege'ydi başka kimsem yoktu burada. Telefonu çıkardım, tereddüt ederek arama tuşuna bastım. ''Alo, Melisa noldu? ''. Ne diyeceğimi bilmiyordum. ''Eeee, şey be..ben işten kovuldum.'' ''Ah sonunda, orasının sana göre olmadığını söylemiştim.''dedi pişkince. Donakaldım ''Sen ne saçmalıyorsun! İşimi seviyordum.... Hemde çok'' dedim kısık sesle. ''Ö..Özür dilerim. Peki, şimdi napıcaksın?''. Nasıl söylesem diye düşünüp, çekiniyordum en sonunda '' Seninle beraber kalabilir miyim? E.. yani yerin varsa, babama işten kovulduğumu söyleyemem. '' Biraz sessizlik oldu sonra ''Ta..tabii ki de kapım her zaman sana açık. Nerdesin? Adresini at hemen seni almaya geliyorum.'' ''Sağ ol Ege. Tamam atıyorum.'' dedim ve kapadım. Doğru mu yapıyordum bilmiyordum. İçim rahat değildi ama başka çarem yoktu.

       Jungkook durur mu? Hayır :) Hala sokaklarda maskesiyle (Corona virüsü var mazallah sdsfgfd) Melisa'yı arıyordu. Melisa ise hala Ege'yi bekliyordu. Sonunda Ege geldi '' Melisa, ver bavulunu bagaja koyalım'' dedi. Melisa bavulu Ege'ye verdikten sonra son bir kez bakmak için arkasına döndü ve tanıdık birini gördü gibi geldi, sonra o kişi ''MELİSA!'' diye bağırınca onun Jungkook olduğunu anladı. Ve hemen arkasını dönüp Ege'nin yanına gitti ''Hadi kapa şu bagajı! Çabukk.. Çabuk atla! ''diyerek Ege'yi ittirdi.  Arabaya bindiler, Ege şaşırmıştı ''Benimle beraber gitmeyi bu kadar mı istiyordun? '' dedi sırıtarak. Melisa göz devirip ''Saçmalama Ege, sağ tarafa bak.'' Ege sağına bakınca arabaya doğru koşan birini gördü. ''Bu o mu? Ahh lanet olası... '' deyip gaza bastı. ''Ne dedin! Onun hakkında düzgün konuşsan iyi edersin.'' dedim sinirli bir şekilde. Arkaya baktığımda ise yolun ortasında arabaya umutsuzca bakan Jungkook'u gördüm... 

       Sanki kalbimin ortasında bir boşluk vardı. Acıyordu, çok kötü hissediyordum. Oysaki daha bir hafta geçmişti, hiçbir şey yaşamamıştık. Ben neden bu kadar bağlanmıştım peki?  Arkamda onu bırakıp gitmek, sanki...sanki ihanet etmişim gibi hissettiriyordu. Bu histen nefret ediyordum...

    Eve vardığımızda şaşıp kalmıştım ''Bu ev neden bu kadar büyük Ege? Yani sen sonuçta burda yaşamıyorsun değil mi? '' dedim. Ege gülerek ''Ahh yapma Melisa, o kadar da büyük değil! Zengin olduğumu unuttun mu yoksa? '' dedi bana bakarak. Ege'nin en nefret ettiğim özelliklerinden biride buydu, zenginlik onu bencilleştirmiş, kötü birisi yapmıştı. Herkesi parasıyla satın alabileceğini düşünen tiplerdendi. Bavulu alıp eve doğru gittik, bana kalacağım odayı gösterdi ve anahtarını da verdi ''Gece yatarken kilitlersin, olurda rahatsız hissedersen diye.'' dedi gülümseyerek. Şaşırmıştım normalde böyle şeyleri düşünecek aklı yoktur, nasıl oldu da bu kadar kibar... Ne düşünüyorum ben böyle ? O bencilin teki 'onunla sakın arkadaş olma Melisa sakın'. ''Her şey için çok sağ ol Ege. Sana borcumu nasıl öderim bilmiyorum.'' dedim mahçup bir şekilde. Ege bana yaklaşarak ''Sevgilim olabilirsin mesela '' dedi. Ben hemen onu ittirdim ve '' Sana daha kaç kere söylicem SENİ SEVMİYORUM Ege, bunu kafana sok, beni şimdi yalnız bırak, dinlenmek istiyorum.'' dedim yatağa oturarak. Ege sinirli bir şekilde ''Tamam Melisa, şimdilik senin istediklerin olsun bakalım!'' dedi ve kapıyı sertçe vurarak odadan çıktı. Ben hemen kalkıp kapıyı kilitledim. Ege duymuş olmalı ki ''Bu kadar güvenmiyorsun demek ki !''dedi. Bende takmadım ve şalımı çıkarıp kendimi yatağa attım.

    'Şimdilik senin istediklerin olsun bakalım' ne demek istemişti? Bunu söyleyen Ege olduğu için fazla takmadım. Ve biraz uyumak için yattım, tabii O'nu düşünmekten uyuyabilirsem... 

    Beni görmezden gelmişti, Melisa beni.. Kanayan sırtımın acısını hissedince kendime geldim ve yolun ortasında olduğumu yeni fark ettim. Arabalar hunharca korna çalıyordu, hemen kaldırıma geçtim. ''Özür dilerim, kusura bakmayın. '' Küfür ederek geçtiler. Ben hala Melisa'nın o çocukla aynı arabaya binip gitmesine bakakalmıştım. En başından beri içimde bir his vardı, o çocuk iyi birisi değildi. Evet Melisa'ya zarar verecek bundan emindim. ''Bu işin peşini bırakmıcam Melisa, sen nereye ben oraya....'' 

   Evett sonunda yine geri döndüm... :)

BTS'in KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin