Bu sabah hiç kalkasım yoktu, kıpırdamak dahi istemiyordum. Ama kalkmalıydım. Hızlıca giyindim ve şalımı taktım tam odadan çıkacaktım ki aklıma dün gece geldi. Şimdi hazırlık odasına gidip Jungkook'a makyaj yapmalıydım ama onun yüzüne bir daha bakabileceğimi sanmıyordum.
Hazırlık odasına girdiğimde herkes oradaydı. Lee Seon Ah'a biraz kızgındım bana ''Günaydın'' dedi ama ben cevap vermedim. Jungkook yanıma geldi ve koltuğuna oturdu ''Neden böylesin?'' diye sordu. Bense bir fırça alıp makyaja başladım, gözlerine bakamıyordum. ''Aynıyım işte.'' ''Zaten burada çalışmaya başlayalı bir hafta bile olmadı ne yapmamı istiyorsun?''. Jungkook iyi olmadığımı anladı ve sustu. Herkesin makyajı bitmişti ve gitmeye hazırdılar. Lee Seon Ah '' Melis, bugün yine JK'un menajeri olarak konsere gitmen gerek.'' dedi. Ben başımı eğerek ''İstemiyorum...''dedim. ''Böyle bir seçeneğin yok Melis.'' Herkes bana bakıyordu. Gözlerim kızarmaya başlamıştı ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Artık evime geri dönmek istiyordum. Annemi özlemiştim, babam hala buralardaydı istesem gidebilirdim. Gözyaşlarım yanaklarıma doğru akıyordu. Jungkook'un bana şaşkın bir ifadeyle baktığını gördüm ve daha fazla dayanamayıp odama doğru koştum...
Arkamdan birisinin geldiğini hissediyordum. Odamın kapısını açtım ve içeri girdim. Kapıyı kapatamadım, birisi engel oldu. ''Bırak! Yalnız kalmak istiyorum. '' diye bağırdım. Ama kapıyı eliyle tutan kişi çok güçlüydü. En sonunda pes ettim ve kapıyı bıraktım. Elim kapıyı ittirmeye çalışmaktan morarmıştı. İçeriye giren kişi Jungkook'tu. ''Anlamıyor musun, istemiyorum, kimseyi istemiyorum, git.'' dedim son gücümle. ''Hayır, hiçbir yere gitmiyorum neden böyle olduğunu anlatana kadar buradayım!''dedi bağırarak Jungkook. Elim hala acıyordu Jungkook'dan saklamaya çalışıyordum. ''Elinde ne var?'' dedi . ''H..Hiçbir şey yok.'' Beni dinlemedi ve elimi hızlıca tutup çekti. Elimi çok hızlı çektiği için acımıştı, bağırdım. ''A.. Özür dilerim. E..Eline ne oldu. Ben kapıyı tuttuğum için mi?''dedi telaşlı bir şekilde. Ben elimi geriye çektim bana dokunması doğru değildi. ''Bir şey olmadı sadece biraz morarmış.'' ''Buz tutmalısın.'' ''Gerek yok.'' ''Var, burada bekle buz getireceğim.'' dedi ve odadan çıktı. Elinde bir buz torbasıyla geri döndü. Elimi tekrar izinsiz çekti ve buzu üstüne koydu. ''Ne yapıyorsun? Kendim yapabilirim di mi?'' ''Ben yapmak istiyorum'' dedi. Onun bu sözü beni utandırmıştı. ''Benim yüzümden oldu.''dedi mahçup bir şekilde. ''Gitmen gerekiyor, konser alanına gideceksiniz.'' Ama gitmesini istemiyordum... ''Sen iyi olmadan gitmem.'' '' B..BEN çok iyiyim, gidebilirsin.'' dedim ona bakmadan. ''İyiysen beraber gidelim sonuçta menajerim sayılırsın. '' dedi gülerek. ''Ayrıca, unuttum zannetme bana her şeyi anlatıcaksın.'' dedi ciddi bir tavırla. ''Anlatıcak bir şeyim yok .''
Jungkook yalan söylediğimi biliyordu buz torbasını daha sert bastırmaya başladı. ''Ne.. yapıyorsun Jungkook?'' dedim. Jungkook bana biraz daha yaklaştı ve ''Anlatıcak mısın?'' dedi. Tam o sırada telefonum çalmaya başlamıştı arayan ise Ege'ydi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS'in Kızı
FanficBir kız BTS'ten ve hayallerinden vazgeçmiştir ama onun macerası daha yeni başlıyordur. Ayrıca bu hikaye bir smut'tur. Ama diğer smutlara benzemez:)