i hate u . one

47 1 0
                                    

Medyaya yazarken dinlediğim şarkıyı bırakıyorum.

Bölümün ilk kısmıdır.
(Kısa kısa geçiş gibi düşünün.)

İyi okumalarr

-

Shawn ile evdeydik. Sanki başka bir şey yapıyormuşuz gibi. Bana evliymişiz gibi davranıyordu. Ve sürekli de bu konuyu açıyordu. Ama asla böyle bir şey olmaz. Neyse şimdilik inansın. Zaten yakında Reggie bulurdu. Dimi? Anladı bence. Burada zor durumda olduğumu biliyordur. Ben öyle umuyorum. Gözümü kapatmış biraz dalmışken üstüme bir ağırlık çöktü. Shawn? 

"Kalk üstümden." onu itmeye çalışsam da pek başarılı olamadım. "Böyle rahatım." Ben değilim. "Ya kalk işte." bu sefer kendi isteği ile kalktı. "Lily, akşam annemler yemeğe gelecek. Tanışmak için seninle. Ben çağardım. Olaylardan da haberi yok haliyle. Dikkat et ve hazırlan. Bende yemek söyledim." dedi. Bir an da bunu söyleyince anlamayarak ona baktım. "Bana bunu şimdi mi söylüyorsun?" dedim doğrularak.  "Aklımdan çıkmış." başımı salladım ve yukarıdaki odama çıktım. 

Üstümdeki pjamaları çıkardım. Bir kot ve parlak bir bluz giydim. Saçlarımı da düzleştirdim. Aynada kendime bakınca göz altlarım çok mor gözüktü. Onları da kapattım ve maskara sürdüm. Hafif allık ve ruj ile tamamdı. Zaten fazla yapınca Shawn söyleniyordu. Aşağı indiğimde Shawn yemekleri almış hazırlamaya çalışıyordu. "Bırak, ben hallerim. Sen masayı kur." dedim. Başını salladı ve bıraktı. Karides söylemişti. Onun yanında da nice meze.. İşini biliyordu. "Sen yaptın biri sorarsa." dedi. Buna bence inanmazlardı. "Aman umarım inanırlar." dedim bende. Gülerek geçti. Birlikte onları servis ederken kapı çaldı. "Sen aç. Ben şunu atıp geliyorum." koşarak elimdeki poşeti attım ve geri kapıya koştum. 

"Hoş geldin anne." Shawn annesi ile sarılıyordu bende yaklaşarak onları bekledim. "Hoş geldiniz." dedim. "Hoş bulduk, kızım." benimle de sarılırken Shawn annesinin elindekileri alıyordu. "Bu nedir?" diye sordu. "Tatlı aldım." dedi annesi de. "Anladım. "

Annesi ve babası ile konuşup tanışmıştık. Tabii Shawn benden bahsetmiş. Ama bana onlardan haber vermemişti. Haliyle pek bir şey de diyemiyordum. "Anne geçelim o zaman yemeğe. Lily, sizin için hazırladı." dedi. Yalan üstüne yalan. Ama bir şey demedim. "Evet, buyurun." Birlikte yemeğe geçtik. "Çok güzel gözüküyor kızım, eline sağlık." boş iltifat alıyordum ama güzeldi. "Rica ederim." diyerek tabaklarına yemeklerden koydum. "Çok iyi yapar. Evlenince de-" dirseğim ile ona dokununca sustu. "Ne? Öyle olacak zaten." dedi. Annesi gülümserken ben de önüme döndüm. "Yapma oğlum." babası konuşunca bir şey demedi. "Bırakın, ne kadar güzel kız. Bende isterim. Hatta neden olmasın?" dedi. Ben ne yapacağımı bilemedim. "Ben düşünmüyorum aslında." dedim. Shawn bana dönünce "Nasıl yani? Beni oyalıyor musun?" dedi. Bir yer değişikliği olması gerekmez mi? "Ne diyorsun sen? En başında söylediğimi biliyorsun?" dedim. Annesini unutmuştum.  "Nasıl? Bize öyle söylemedin Shawn." 

Annesi konuştuğunda farkına varıp önüme döndüm. Shawn yine sinirlenmişti. Ne yaptığımı fark edince gerçekten gerildim. Bunun akşamı da vardı. "Aramızda kesin olmayan konularda tartıştık. Evlilik gibi değil daha çok ev için. Yoksa kötü bir şey yok. Değil mi Angelina?" gözlerimin içine bakarak sinirle konuştu. 

"Evet, öyle önemli bir mevzu değil." dedim onaylayarak. Rahatlayarak arkasına yaslandı Shawn."Peki, öyle diyorsanız." Yemeğimize geri döndük. Ve kimse bu konudan bahsetmedi. Bir kaç kere espirisini yaptı. Ve bende güldüm. Başka ne yapabilirim ki? İçimden ne kadar bağırmak gelse de yapamıyorum. Ailesi cidden iyi insanlardı. Onları üzmek istemem. "Artık kalkalım Manuel, geç oldu. Malum yol uzun." ikiside gülümsedi ve ayaklandılar. "Evet, Karen. Neden burayı tercih ettiniz bilmiyorum. Yakınlarda da evimiz vardı Peter." ona böyle seslenmesi hoşuma gitti. Küçük çocuk ismi gibi. 

"Baba böylesi daha sessiz ve huzurlu." işte şimdi numara zamanı. "Evet, Bay Mendes. Burası harika. Bu şekilde ne kadar mutluyuz anlatamam. Onunla olmayı çok seviyorum." kollarımı ona sardım ve gözlerine baktım. Şaşkınlığını saklayamadı. Beklemiyordu tabii. "Lily, ben senin olduğun bir toprak parçasında bile mutluyum. Sen bana yetip artıyorsun." Oh, bunu beklemiyordum işte. "Ah, tamam çocuklar. Biz gidelim. Siz devam edin." dedi Karen. Onları uğurladık ve geri içeri geçtik. Ben tabakları makineye atıp geri onun yanına geçtim. 

"Annem bize nişan yapın dedi ya. Ona çok katılıyorum." dedi. Evet yine numara zamanı mı?  "Ben henüz yaşımızın geldiğini sanmam. Okul ve iş-" araya girdi hemen. "O basit okula tabii ki devam edeceksin. İş konusunu dert etme." dedi. Dert etmiyorum. Ama hayatıma devam etmek istiyorum. "Anladım. Bunu konuşmak için çok erken." Beni kollarının altına aldı. "Seninle her şeye varım biliyorsun." ve devam etti. "Ama seninle aramız malum. Şimdi hiç bahane etme. İstemiyorsun." En azından beni tanıyordu. "Hayır, gerçekten öyle. Daha erken. Ben başka biriyle olsam bile istemem." dedim. 

"Sende haklısın." dedi. "Ama buraya nasıl geldiğimizi biliyorsunuz." Artık yalandan ölebilirim ama bunu yapmam gerekti. "Evet bu doğru. Ama seninde istediğin seni sevmem değil mi? Buna inanarak beni buraya getirdin. Belki de öyle olur." 

"Seni seviyorum." dedi. Ekledi :

"Seni her şeyden çok seviyorum." ve nedense buna fazlasıyla inanıyordum.

-

Dün gece birlikte koltukta uyuya kalmıştık. Ben kalktım ve sabah bir duşa girdim. Dün annesi bir davetten bahsetti. Bugün o yüzden bir kaç kişi gelip kıyafet getirecekti. Çok önemli olduğunu söyledi ama anlamadım. Yine dışarıdan yemek gelmişti. Onu yiyip etrafı toparlarken kapı çaldı. Shawn benden önce davranmıştı. "Kıyafetlerin geldi." dedi ve çekildi. 

Birlikte yukarı çıkıp kıyafetlere baktık. "Bunları sen mi seçtin?" diye sordum. Başını salladı. "Belli. Bu ne böyle uzun uzun hepsi." dedim. "Ne yani kötü mü? Ben üşümeni istemedim." dedi. "Kesin öyledir." dedim. İçlerinden beyaz olanı aldım ve denemek üzere banyoya girdim. Evet göğüs kısmı v şeklinde ve derindi ama benim tarzıma yakışırdı. Çıktığımda Shawn diğerlerini göndermişti. "Nasıl?" 

"Melek gibisin, parlıyorsun." ellerimi tuttu. "Bence de, ilkinde de çok beğendim. Bu olsun. Uğraşmaya gerek yok." dedim. Yanağımdan öptü. "Yine gece sinirleneceğim ama ne yapalım çok güzelsin." başımı öne eğdim. "Teşekkürler. Sen giyeceksin?"   dolaba gidip biraz bakındı. "Siyah takım." iyi. "O zaman hazırlan, çıkalım. Yardım ederiz." dedim. Beni onayladı ve banyoya girdi. E gidelim bakalım şu davete. Shawn normalde beni götürmezdi ama bakalım.

 Shawn normalde beni götürmezdi ama bakalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kıyafetini buraya bırakıyorum.




Bu kısa bir bölüm çünkü devamı ikinci part olacak. Onda görüşmek üzere.

Seviliyorsunuz.

obsessively : s.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin